Namjoon'un getirdiği tüm atıştırmalıklar da ortadaki sehpada yerini aldığında herkes koltuklara oturmuş bir yandan yiyor, diğer yandan da sohbet ediyordu. Taehyung ve Hyung Shik, ise garip bir şekilde sessizleşmiş ve Seokjin'le uğraşmayı bırakmıştı. Seokjin bu duruma oldukça şaşırsa da sesini çıkarmadı. Zira mümkün olduğunca onlara varlığını belli etmemek şu an için en doğru tercihti. En azından Namjoon gidene kadar çenelerini kapalı tutmaları iyi bir şeydi.
Seokjin rahatlayarak önündeki sandviçini yerken büyük bir ayrıntıdan habersizdi. Zira Namjoon'a mutfakta dert yandıktan sonra onun getirdiklerini servis etmek için hazırlarken, sevgilisi onu güven verici bir şekilde rahatlatmış, ardından da mutfaktan sessizce çıkmıştı. Çıkar çıkmaz adımlarını karşı tarafta hala Seokjin'le kendisi hakkında konuşan ikiliye yönlendirmiş ve yanlarına gittiğinde tepelerinde dikilmişti.
"Enişte biz de tam senden bahsediyorduk." dedi Taehyung gururlu bir ifade yüzüne yerleşirken. "Bu işi başaracağına inancım tamdı ve yanılmadım. Sana güvenebileceğimi biliyordum."
"Teşekkürler Taehyung." dedi Namjoon onu gülümseyerek onaylarken. Ardından ise Hyung Shik muzip bakışlarını Namjoon'a çevirmişti.
"Plaketini ne zaman verelim Namjoon? Sonuçta bir ilki başardın. Şöyle kocaman bir çelenk göndermek istiyorum. Üstüne de 'Başarılarının devamını diler, bu başlangıcın yeni yeni deneyimlere vesile olmasını dilerim.' yazdıracağım."
"Tabi tabi." dedi Taehyung da koca bir kahkaha atarken. "Sakın bu işin peşini bırakma enişte. Ara vermeden, tam gaz devam."
"Bebeğimin bünyesi alışkın değil. Arka arkaya olursa psikolojisi zarar görebilir."
"Bir şey olmaz. Bas gaza enişte."
"Eh peki o zaman." dedi Hyung Shik omuzlarını silkerek. "Yalnız yine de fazla yüklenme. Şu anda bu konularda biz 80'lik büyükbaba gibiysek, o daha yeni doğmuş bir bebek gibi masum. Ayrıca benim bebeğim hassastır, önce mental olarak kendini hazırlaması falan lazım."
"Bir şey olmaz, eniştem onu alıştırır."
"Tanrım, neler konuştuğumuza bir bak. Bir tanış, öptür dedim, konu nerelere geldi." dedi Hyung Shik sahte gözyaşlarını kurularken. Daha sonra da Namjoon'a sinsi bir ifadeyle bakmıştı. "Sen de az değilmiş Namjoon. Bir aydır masum masum oturuyordun öyle. Biz de haline acıyorduk. Meğer kuş kafese çoktaaaan girmiş de, bir de üzerine kilit vurulmuş. Aaah ah.. Bebeğim bu kez gerçekten de tamamen ellerin oldu."
"Bitti mi?" diye sordu Namjoon en sonunda ikiliden fırsat bularak araya girerken. Kollarını göğsünde birbirine dolamış ve bilmiş bir bakışla Hyung Shik'i süzmüştü.
"Bu konu öyle kolay kolay bitmez. Ama bu gecelik bitti diyelim." diye yanıtladı Hyung Shik sırıtarak. "Bebeğimin cinnet geçirmesini istemiyorum. Daha hayatın zevkleriyle yeni yeni tanışmışken, kafaları sıyırmasın."
Hyung Shik bu cevabından sonra Taehyung'la birlikte kahkahalara boğulurken, Namjoon sabırla ikilinin sakinleşmesini beklemiş ve kahkahaları nihayet durulduğunda konuşmuştu.
"Şimdi ikiniz de beni iyi dinleyin." dedi net bir ifade ve ses tonuyla konuşmaya başlayarak. "Birincisi, Seokjin'in yanında bu konuyu bir daha açmayacaksınız. İkincisi, herhangi bir ima yapar ya da onunla uğraşmaya devam ederseniz eğer, ben de sizinle uğraşırım. Üçüncüsü, bu geceden itibaren Seokjin'i utandırmak, onu bu konuda darlamak kesinlikle ve kesinlikle yasak. Dördüncüsü, sevgilimi sizin yüzünüzden üzgün görürsem eğer, bozuşuruz."