Seokjin, yaklaşık bir saat sonra önündeki boş bira bardağını döndürüyor ve bir yandan da Hyung Shik'in yaptığı salaklıklara gülüyordu. Hyung Shik aptalca bir anısını daha anlatırken, herkes ona ve anlattıklarına gülmekten ciddi anlamda yorulmuştu. Seo Joon bir tur içki daha sipariş etmiş ve masaya elleri bardaklarla dolu bir şekilde geri dönmüşken, Ji Wook hala Hyung Shik'in son anısına kahkahalarla gülmekle meşguldü.
Seo Joon elindeki son bardağı da masaya bıraktı ve yerine oturup tıpkı diğerleri gibi Hyung Shik'in anlattıklarına konsantre oldu. O sırada Seokjin gülmekten yorulmuş bir şekilde arkasına yaslanırken, Namjoon ise Seo Joon'un sevgilisinin önüne bıraktığı birayla dolu bardağı Seokjin'in önünden hızlıca çekmişti. Seokjin, onun bardağı dikkatlice ittirip kendisinden uzaklaştırmasını izledi ve ardından kendi kendine güldü. Sevgilisi bugün bariz bir şekilde korumacı modundaydı.
"Namjoon?" dedi hemen sonra yan tarafındaki sevgilisinin dikkatini çekmek adına. Gri saçlı olan hemen sol tarafına doğru dönmüş ve ikilinin gözleri buluşmuştu. "Dans edelim mi?"
"Ne?!" dedi Hyung Shik anlattığı hikayeyi yarıda kesip gözlerini irice açarak Seokjin'e bakarken. Duyduğu en şok edici gerçekle yüzleşmiş gibi davranmıştı. "Dans mı edeceksin?!"
"Evet." dedi Seokjin kafasını aşağı yukarı sallayarak. İçtiği içki azıcık aklını bulandırmıştı ama tam anlamıyla kendisini kaybetmiş de değildi. "Edeceğim."
"Voaah!" dedi Hyung Shik ağzını şokla kapatırken. "Kim partilerden nefret ediyorum hepinizden iğreniyorum pislik parti çocukları Seokjin, dans etmek istiyor. Bugün adeta tarihe tanıklık ediyor gibiyim."
"Salak." dedi Seokjin gözlerini devirip gülerek. "Bir olayı da abartmasan olmaz zaten. Azıcık eğlenmek istiyorum sadece. Ne var bunda?"
"Eğlen bebeğim, eğlence senin köpeğin olsun."
"İzin verdiğin için sağ ol." dedi Seokjin alaycı bir ifadeyle. Daha sonra da ayağa kalkmış ve elini hala yan tarafında oturan Namjoon'a doğru uzatmıştı. "Hadi dans edelim."
Bunun üzerine Namjoon gülümsedi ve ardından Seokjin'in elini tutup onun kendisini dans pistine doğru yönlendirmesine izin verdi.
İkili kalabalığın içine karıştığında tepelerinde yanıp sönen parlak ışıklar ikisinin de gözlerini kırpıştırmalarına neden olmuştu. Pistte çılgınca oradan oraya zıplayan insanların arasında dikildiklerinde ise Seokjin birden bire kendisini bir aptal gibi hissetti. Bu tarz aşırıya kaçan figürler pek de ona göre değildi. Birkaç saniye ne yapacağını kestiremeden karşısındaki Namjoon'a bakmış ve hemen sonrasında Namjoon onun diğer elini de tutup ikisini ritme göre sallamaya başlamıştı. Seokjin onun bu hareketiyle birlikte küçük bir kahkaha attı ve ardından Namjoon'a uyum sağladı.
İkili yaklaşık on dakika sonra etraflarında kimse yokmuş gibi dans ederken Seokjin, Namjoon'un kendisini etrafında döndürmesine izin vermiş ve ardından o da Namjoon'a aynısını yapmıştı. Hyung Shik ise yanına aldığı Ji Wook'la birlikte dakikalar sonra yanlarında belirirken, Seokjin'i güldürmek amacıyla saçma dans figürlerini hunharca ortalığa saçıyordu.
"Sarhoş oluyor." dedi Seokjin arkadaşını avucunun içi gibi bildiğinden fikrini belirterek. "Daha fazla içmesine müsaade etmemeliyiz. Tabi bizi dinlerse.."
"Ben hallederim, merak etme." dedi Ji Wook kafasını sallayarak Seokjin'e güven veren bir gülümsemeyle karşılık verirken. "Aylardır yatağıma girebilmek için her dediğimi yapıyor."