Seokjin merdivenleri hızlıca çıkarken yüzünde hala ufak bir gülümseme vardı. Namjoon'la iyi birer arkadaş olabileceklerini düşünüyordu. Seokjin onunla tanıştığı için mutluydu. Zira gri saçlı olan oldukça sevimli ve arkadaş canlısıydı. Bunlara ek olarak bir hayli nazik ve duyarlıydı da.. Seokjin duyarlı insanları oldum olası takdir etmişti.
Fakat bütün bunların yanında Seokjin'in Namjoon'da en çok sevdiği şey -sevimli gamzeleri dışında tabi ki- ona yiyecekmiş gibi bakmamasıydı. Genelde ne zaman birileriyle tanışsa çapkın bakışların üzerinde dolaşmasından muzdarip olurdu. Ama gri saçlı arkadaşı onu asla rahatsız edecek bir şey yapmamıştı. Seokjin, Namjoon'un ona güzel bir yüzü olduğu için yaklaşmadığına emindi ve bu da onu mutlu ediyordu.
Hyung Shik'in üçüncü kattaki dairesine geldiğinde, dairenin kapısı hızlıca ardına kadar açıldı ve Hyung Shik yüzünde kocaman, gevşek bir sırıtmayla birlikte Seokjin'i karşıladı.
"Welcome home cheater!"
Seokjin onun bu cümlesine gözlerini devirirken bir yandan da içeri girip kapıyı kapatmıştı. Montunu dikkatlice çıkardı ve ilerideki askılığa astı. Hemen sonrasında Hyung Shik'in arkasından salona girmişti.
Hyung Shik'in evi ne çok küçük, ne de çok büyüktü. İdeal bir boyuttaydı ve salonunda kocaman kırmızı koltukları vardı. Seokjin onun salonunun koyu renklerine zıt olarak orta yerde dikkat çeken kırmızı koltuklarına gözlerinin alışması için bekledi ve daha sonra ikisi beraber koltuklardan birine yan yana oturdu.
"Yanımda notlarımı getirdim." dedi Seokjin sırt çantasını açıp içinden not kağıtlarını çıkartırken. O bunu yaparken, Hyung Shik de sessizce onu izlemişti. Seokjin üzerinde inci gibi yazısının yer aldığı kağıtları düzeltip önlerinde duran sehpaya koyduğunda Hyung Shik hala kendinden beklenmeyecek kadar sessiz bir performans sergiliyordu. "Başlayalım mı?"
Seokjin arkadaşına döndüğünde Hyung Shik şüpheli bir tavırla onu süzdü. Ve daha sonra da dayanamayarak konuşmaya başladı.
"Anlat."
"Ne?"
"Anlat diyorum."
"Ne anlatayım?"
"Bilmiyormuş gibi yapma." dedi Hyung Shik gözlerini kısarak. Daha sonra da sırıtarak arkadaşını dürtükledi. "Sizin şu hayvan gibi sevişme işi nasıl geçti? İyi misin? Kendini nasıl hissediyorsun? Umarım bu Namjoon denen adam seni çok yormamıştır."
"Hyung Shik sen geri zekalı mısın?" dedi Seokjin tek kaşını kaldırarak arkadaşına düz bir ifadeyle bakarken. "Sana öyle bir şey olmadığını söyledim. Saçma sapan imalarını kendine sakla ve şu lanet dersi çalışmaya başlayalım artık."
"Ooo.. Çok vahşisin." dedi Hyung Shik başını sağa sola sallarken. Daha sonra da Seokjin'e imalı bir bakış atıp, yandan yandan gülmüştü. "Belli ki senin şu Namjoon alamamış sinirini.."
"Yah! Aptal mısın?!" diye sordu Seokjin bağırarak Hyung Shik'in koluna bir tane geçirirken. "Sana sadece arkadaşız diyorum. Ar-ka-da-şız! Bir sosyal sorumluluk projesi için sokak hayvanlarını besledik tüm gün. Senin sandığın gibi bir şey yok aramızda."
"Hmm.." dedi Hyung Shik çenesini kaşıyarak. "Bu Namjoon denen herif düşündüğümden daha da zekiymiş. Seni hayvansever noktandan vurmuş resmen."
"Cidden.." dedi Seokjin bıkkınlıkla derin bir nefes vererek. "Sana neden laf anlatmaya çalışıyorum ki? Nasılsa ne desem saçma sapan konuşmaktan vazgeçmeyeceksin."
"Tamam tamam." dedi Hyung Shik gülümseyerek Seokjin'in elindeki kalemliği alıp sehpaya yerleştirirken. Kalemliğin fermuarını açıp karıştırdıktan ve bir tane kalemi eline aldıktan sonra da meraklı bir ifadeyle arkadaşına bakmıştı. "Anlat hadi. Nasıl beslediniz hayvanları?"