Seokjin salondaki kanepede oturmuş Namjoon'la yaşadıkları o garip, duygusal anı düşünürken kendi kendine gülümsedi. İlk defa böyle hissediyordu ve bu his ona oldukça yabancı olsa da bir o kadar da güzeldi. Namjoon'u düşünmek Seokjin'i mutlu ediyordu.
"Seokjin?"
Bir anda yan tarafında Yoongi'nin sesini duydu ve hızlı bir şekilde tüm düşüncelerinden sıyrıldı. Düşüncelerinin içinde o kadar fazla kaybolmuştu ki, eve gelen Yoongi ve Taehyung'u fark etmemişti bile. Yoongi tepesinde dikilmiş ona sorgulayıcı bir ifadeyle bakarken, Seokjin gülümsedi.
"Hoş geldiniz çocuklar."
"Hoş bulduk." dedi Taehyung yorgun bir şekilde yanıtlarken. Ve daha sonra da ağzını kocaman açarak esnemiş ve konuşmaya devam etmişti. "Ve iyi geceler."
Taehyung geldiği gibi salondan ayrılıp gözden kaybolurken, Yoongi Seokjin'in yanındaki boşluğa oturmayı tercih etmişti. Oturduktan hemen sonra ise Seokjin'e doğru dönmüş ve onu gözünü bile kırpmadan baştan aşağıya süzmüştü.
"Ne bu halin senin?" diye sordu şüpheci bir ifadeyle Seokjin'e bakarken. Seokjin ise o anda onun neyden bahsettiğini zerre kadar anlamamıştı. Bunu da sorduğu soruyla birlikte açıkça belli etti.
"Ne varmış halimde?"
"Durduk yere gülümsüyorsun." dedi Yoongi tek kaşını kaldırırken. "Hayırdır?"
"Gülümsüyor muyum?" diye sordu Seokjin şaşkın bir ifadeyle. "Hiç farkında değilim inan ki."
"Anlat bakalım." dedi Yoongi sorgulayıcı bir ifade ve ses tonuyla Seokjin'e doğru iyice dönerek. "Kimmiş bu eve yemeğe davet edilecek kadar önemli ve bizim bilmediğimiz arkadaş?"
"Okuldan arkadaşım." diye açıkladı Seokjin ciddi bir ifadeyle. "Hani şu her hafta gittiğim sosyal sorumluluk projesi var ya, o projenin kurucusu."
"Hmm.." dedi Yoongi çenesini kaşırken. "Demek bir hayli duyarlı bir insan senin bu eve yemeğe çağrılan arkadaşın?"
"Yah! Yoongi!" dedi Seokjin itiraz eder bir ifadeyle cevap verirken. "Alt tarafı yemek yedik. Ne var bunda?"
"Konu sen olunca, alt tarafı bir yemek olmaktan çıkıyor o iş. Sen kimseyi eve sokmazsın. Dört yıldır bu evde beraber yaşıyoruz biz. Ve şu eve bizim dışımızda gelen tek kişi benim sevgilim, kardeşinin sevgilisi ve de Hyung Shik. Gerçi o kımıl zararlısını da nasıl eve soktuysan zaten, hala anlam veremiyorum ya neyse."
"Hyung Shik'i sen de seviyorsun." dedi Seokjin gülerek. "Boşa inkar etme. Biraz gevşek olabilir ama kimseye bir zararı yok arkadaşımın."
"Neyse ne." dedi Yoongi elini umursamazca sallarken. Daha sonra da küçük gözlerini daha da kısıp Seokjin'e ciddi bir ifadeyle bakmıştı. "Sen bırak şimdi o kımıl zararlısını da bana şu eve yemeğe çağrılan önemli arkadaştan bahset."
"Durmadan eve yemeğe çağrıldığını söylemeye devam mı edeceksin cidden?" dedi Seokjin gözlerini devirirken. Yoongi ise ona omuzlarını silkerek cevap vermişti.
"Evet. Çünkü eve yemeğe çağrıldı."
"Her neyse, tamam." dedi Seokjin tekrardan gözlerini devirirken. "Arkadaşız işte. Bir tesadüf eseri Hyung Shik'in beni zorla götürdüğü bir partide tanıştık. Daha doğrusu beni o partideki bir sarhoş sapığın elinden kurtardı."
"Sarhoş sapık mı?" diye sordu Yoongi gözlerini kocaman açarak. Daha sonra da huysuz bir şekilde söylenmeye başlamıştı. "Bundan benim niye haberim yok?! Kim Seokjin, yoksa sen benden bir şeyler saklamaya da mı başladın artık?"