Namjoon'un arkadaşları akşama doğru gittikten sonra Seokjin söz verdiği gibi Namjoon'un istediği japchae yemeğini yapmış ve ikili keyifli bir akşam yemeğinden sonra televizyonun karşısındaki kanepede son birkaç günde olduğu gibi sarmaş dolaş uzanmıştı. Seokjin tembel bir ifadeyle televizyondaki kanalları geçerek izleyecek bir şeyler aramaya koyulurken, arkasında uzanan Namjoon ise onun boynuna gömülmekle meşguldü.
"Ne izleyeceğiz?" diye sormuştu Seokjin, Namjoon boynunu öpmeye devam ederken suratını asarak. "Doğru düzgün hiçbir şey yok."
Seokjin'in bu sitemle karışık sorusu havada asılı kalmış ve gri saçlı olandan herhangi bir yanıt gelmemişti. Onun yerine dudakları Seokjin'in kulak arkasını bulmuş ve onun gıdıklanarak kıpırdanmasına neden olmuştu.
Seokjin bir kanalı daha geçti ve sonrasında ekrandaki belgeseli birkaç saniye inceledi. Doğadaki bitki türleri hakkında geniş çaplı bir araştırma içeren belgesel dikkatini çekmiş gibiydi.
"Bu tam senlik Joonie." dedi sevgilisiyle yeniden konuşarak. "İzlemek ister misin?"
"Hmm.."
Seokjin'in alabildiği tek cevap bu olmuştu. Ve açıkçası bunun ne anlama geldiğini bilemiyordu.
"Şimdi bu evet miydi, yoksa hayır mı?"
"Biraz sağ tarafına doğru döner misin?" dedi Namjoon, Seokjin'in sorduğu soruyu görmezden gelerek. Seokjin ise anlamayarak gözlerini kırpıştırmış ve Namjoon'un dediğini yapıp ona doğru biraz dönmüştü. O döner dönmez Namjoon'un dudakları yeniden boynuna gömüldü.
"Vay canına.. Ne dediğimi bile umursamıyorsun yani, öyle mi?" diye sormuştu Seokjin gülümseyerek konuşurken. "Pekala. O halde bu sıkıcı belgeseli değiştirebilirim."
Seokjin söylediğini yapıp kumandanın düğmesine basarken Namjoon ise onu öpücüklere boğmanın peşindeydi. Seokjin bir kanal daha geçti ve ekranda oynayan filme kısa bir göz attı.
"Bu filmi izleyelim mi?"
"Hmm.."
"Tamam o halde, izleyelim." dedi Seokjin alaycı bir şekilde konuşarak. "Zaten bu aktörü çok beğeniyorum. Aşırı çekici değil mi sence de?"
"Ha?!" dedi Namjoon başını ani bir refleksle kaldırıp sevgilisine bakarak. Kaşları çatılmış ve yüzü öpücüklerle verdiği mücadeleden dolayı kızarmıştı. "Kim?"
"Kim Jae Wook." diye açıkladı Seokjin başıyla ekrandaki adamı işaret ederken. "Büyük hayranıyım. Oynadığı tüm dizileri izledim."
Namjoon'un bakışları anında televizyona kayarken, dünyaya geri dönmüş gibi görünüyordu. Ardından ekrandaki adamı saniyeler boyunca sessiz bir şekilde izledikten sonra bakışları yeniden Seokjin'e doğru döndü. Hemen sonrasında hoşnutsuz bir şekilde konuşmuştu.
"Bana bundan hiç bahsetmemiştin."
"Öyle mi? İlginç." dedi Seokjin kafasını sallayarak. Ardından aklına gelen bir şeyle birlikte güldü. "Lisedeyken fan etkinliğine bile katılmıştım."
"Nasıl yani? Cidden mi?"
"Evet." demişti Seokjin bir kez daha gülerek. "O kadar çok beğeniyordum ki, Yoongi'ye benimle birlikte gelmesi için tam bir hafta boyunca yalvarmak zorunda kalmıştım. Tek başıma gidersem eğer, heyecandan bayılacağımı düşünüyordum. Bu nedenle de onu da benimle birlikte sürükledim."
"Ah.." dedi Namjoon şaşkınlıkla bu yeni bilgiyi sindirmeye çabalarken. Ardından doğrulmuş ve Seokjin'i de elinden tutup nazikçe yattığı yerden kaldırarak oturmasını sağlamıştı. Hemen sonrasında gözleri sevgilisine ciddi bir ifadeyle dikildi ve konuştu. "Anlatmaya devam et."