"Hoş geldiniz canım."
Seokjin otelin gösterişli davet salonuna adım atar atmaz annesinin koca bir gülümseme ile birlikte kendilerine doğru yürüdüğünü gördüğünde bu gecenin zor olacağını anlamıştı. Zira bunu bilmek için müneccim olmaya da gerek yoktu. Annesinin bir şeyi kafasına taktığında ne kadar hırslı olabileceğini çok iyi biliyordu.
"Hoş bulduk anne." dedi Seokjin annesi kollarını Namjoon'a dolayıp geri çekildiği sırada. Ardından kendisine de sarılmıştı.
"Namjoon? Saçların çok yakışmış."
"Beğenmene sevindim."
"Nasılsınız bakalım? Her şey yolunda mı?"
"Yolunda." dedi Seokjin kısaca soruları yanıtlarken. Ortamdaki kalabalık onu her zaman olduğu gibi germişti. Tanımadığı insanların gözünü dikip ona bakması rahatsız ediciydi.
"Yolculuğunuz nasıl geçti Namjoon? Umarım rahat bir şekilde gelebilmişsinizdir."
"Oldukça rahattı. Ve söylemeden geçemeyeceğim, bu gece çok güzel görünüyorsun."
"Ah, sen ve kibarlığın.." dedi annesi adeta bir genç kız gibi kıkırdayarak. "Seokjin seni bizimle tanıştırmak için eve getirdiği ilk an anlamıştım ne kadar saygılı bir çocuk olduğunu."
"Teşekkür ederim." dedi Namjoon gülümseyerek ona bakarken.
"Anlamaman abes olurdu zaten." demişti Seokjin ise araya girip kendi fikrini belirterek. "Çünkü Namjoon daha ilk günden seni kırmamak için hastanelik olmuştu."
"Harika bir anı." dedi Namjoon acıklı bir şekilde iç çekerek. "O anları unutabilsek keşke."
"Artık çok geç." dedi Seokjin gözlerinden muzip bir parıltı geçip gittiğinde. "O yüzden seni uyarıyorum. Bu gece annemin isteklerine hayır de ve başın belaya girmesin."
"Aşk olsun Seokjin." dedi annesi anında araya girerek. "Ondan başını belaya sokacağı bir şey istemeyeceğim."
"Ben uyarımı yaptım. Gerisi size kalmış."
"Hadi gidelim." dedi annesi oğlunun sözlerini önemsemeyerek. "Baban sizi sorup duruyordu. Seni çok özledi."
"Ben de sizi özledim."
"Bu aralar daha bir huysuz. Tokyo'ya taşınmana kafayı taktı. Sanki daha önce dibimizde yaşıyordun." dedi annesi göz devirerek. "Bu adamı anlamak bazen oldukça zorlaşıyor."
"Ben hallederim onu. Merak etme." dedi Seokjin annesine güven veren bir gülümsemeyle bakarken. Seokjin onları ziyaret edip Tokyo'ya taşınma kararını açıkladığında babasının bu durumu kabullenmesi bir hayli zor olmuştu. Babası, Seokjin'in Tokyo'ya taşınsa bile kendi başına yaşaması gerektiğini düşünüyordu. Çocuklarının sevgilileriyle birlikte yaşamaları konusunda nedense garip bir takıntısı vardı. Ve Seokjin çirkeflik yapıp diretince pes etmek durumunda kalsa da hala bu konudaki hoşnutsuzluğunu belli edecek mesajlar vermeye devam ediyordu.
"Umarım."
Üçlü birlikte Seokjin'in ailesinin oturduğu masaya doğru ilerlemiş ve ardından Seokjin büyükbabası ve büyükannesiyle görüşmek için masanın diğer tarafına yönelip, onları üçlü bir sarılmanın içine çekmişti.
"Sizi çok özledim benim favori çiftim." dedi Seokjin ikisini de öptükten hemen sonra onlara kocaman gülümseyerek. "Nasılsınız bakalım?"