Seokjin, Seoul Lisesi'ndeki günün son dersini de geride bırakırken, öğrencileri zil sesiyle birlikte hızlıca toparlanmaya başlamış ve okulu her zaman olduğu gibi öğrencilerin büyük uğultuları sarmıştı.
Seokjin matematik kitaplarını eline alıp sınıftan çıktığında ise öğrenciler koşturarak ve gülüşerek merdivenlerden iniyordu.
Genç adam onların bu hallerine gülümsedi ve ardından adımlarını hızlandırıp öğretmenler odasına doğru yöneldi. İçeriye girdiğinde birkaç öğretmen arkadaşı çoktan toparlanmaya başlamıştı bile. Onlara kibarca selam vererek yanlarından geçti ve kitaplarını el çantasının içine yerleştirip içeri giren diğer arkadaşlarına el salladı.
Okulun devasa kapısından çıkıp arabasına doğru ilerlediğinde ise saat neredeyse beşe geliyordu. Adımlarını hızlandırdı ve arabasının kilidini açtı. Üniversitedeki hocasıyla olan görüşmesine yetişebilmek için bolca vakti vardı. Bu nedenle acele etmesine gerek yoktu. Ve tam bu sırada duyduğu heyecanlı ses dikkatinin dağılmasına neden oldu.
"Bay Kim! Bay Kim!"
Seokjin sesin sahibine doğru döndüğünde tam da beklediği üzere karşısında kocaman sırıtarak ona tavşan dişlerini gösteren Jungkook duruyordu. Seokjin onun sevimliliği karşısında gülümsedi.
"Merhaba Jungkook."
"Size de merhaba Bay Kim." dedi Jungkook nefes nefese öğretmenini cevaplarken. Fakat gülümsemesi yüzünden bir an olsun silinmemişti. "Size vermem gereken bir şey var."
"Ah.. Öyle mi?" diye sordu Seokjin şaşkınlıkla kaşlarını havaya kaldırarak. Daha sonra da öğrencisinin heyecanla çantasını karıştırmasını izlemişti. Birkaç saniye sonra Jungkook çantasından çıkardığı yuvarlak bir kutuyu Seokjin'e doğru uzattı.
"Bu sizin için."
"Bu nedir?"
"Kurabiye." diye yanıtladı Jungkook yeniden sırıtarak. "Annem beni okuldan atılmaktan kurtardığınız için bunları sizin için pişirdi."
Seokjin söylediğini yapmış ve okul müdürüyle konuşup onu Jungkook'a son bir şans vermesi için ikna etmişti. Bunda Seokjin'in oldukça sevilen bir öğretmen olmasının da oldukça büyük bir payı vardı. Seokjin, Jungkook'un hiçbir şekilde yeni bir sorun çıkarmayacağına dair güvence verdiğinde, öğrencisinin bir hafta evvel okula dönmesini sağlamıştı.
"Öyle mi?" dedi Seokjin utangaç bir gülümsemeyle öğrencisinin uzattığı kutuyu alırken. "Çok teşekkür ederim Jungkook. Böyle bir şeye hiç gerek yoktu."
"Umarım beğenirsiniz." dedi Jungkook ellerini arkasında birleştirerek. "Yaparken ben de ona yardım ettim. Kurabiyelerin hepsinin şekillerini ben yaptım."
"O halde kesinlikle beğeneceğime emin olabilirsin." dedi Seokjin gülümseyerek öğrencisini süzerken. "Sen benim favori öğrencilerimden birisin."
"Teşekkür ederim."
"Ve bu hafta hiçbir sorun çıkarmadığın için de ben sana teşekkür ederim. Öğretmenlerinle de konuştum. Hepsi bu yeni halinden oldukça memnun."
"Sizi asla hayal kırıklığına uğratmayacağım Bay Kim." dedi Jungkook güven veren ve neşeli bir ifadeyle konuşarak. "Merak etmeyin. Derslerime de çalışıyorum hem. Jimin Hyung'un sevgilisi bana edebiyat ve tarih derslerimde yardım ediyor."
Seokjin, Yoongi'nin birkaç kez Jungkook'a yardım ettiğini biliyordu. Bu nedenle kafasını aşağı yukarı sallayarak gülümsemeyi tercih etti.