Seokjin her pazartesi günü olduğu gibi bugün de Seoul Lisesi'ndeki görevine geç kalmamak adına erkenden uyandı. Üzerini dikkatlice giyinmiş ve saçlarını da özenle şekillendirmişti. Ne de olsa okulun kapısından içeri girdiği anda Seoul Ulusal Üniversitesi son sınıf öğrencisi Kim Seokjin değil, matematik öğretmeni Bay Kim'di. Bu nedenle de kılık kıyafetine bir hayli dikkat ediyordu.
Seri adımlarla mutfağa girip kendisine hızlıca bir sandviç hazırlarken son derece sessizdi. Zira Yoongi ve Taehyung hala uyuyorlardı ve en ufak bir gürültüde uyanıp başının etini yerlerdi. Seokjin sabahın köründe bir de onların mızmızlanmalarını çekemeyecekti. Hazırladığı sandviçi keyifli bir şekilde yedikten sonra üzerine siyah ceketini geçirdi ve okula doğru yola çıktı.
Seokjin arabasını okulun öğretmen kadrosu için ayrılmış park yerlerinden birine dikkatlice park ederken, öğrenciler yavaş yavaş bahçeden içeri girmeye başlamışlardı. Arabadan indi ve üzerini düzelttikten sonra çantasını alıp bahçede yürümeye başladı. Derslerine girdiği sınıfların öğrencileri onu gördüğünde saygıyla selam veriyor ve daha sonra da koşturarak sınıflarına ilerliyorlardı.
"Bay Kim?! Bay Kim?!"
Hızlı adımlarla okuldan içeri gireceği sırada adının yüksek sesle söylenmesiyle birlikte olduğu yerde durmuş ve arkasını dönmüştü. Matematik dersine girdiği son sınıf öğrencilerinden bir tanesi olan uzun boylu, tavşan dişli, sevimli çocuk ona doğru koşturarak gelirken, gülümseyerek onu izledi.
"Günaydın Bay Kim."
Çocuk yanına gelir gelmez saygı dolu bir şekilde eğilerek selam vermişti. Doğrulduğunda ise hala az önceki koşturmasından dolayı nefes nefeseydi.
"Günaydın Jungkook." dedi güzel gülümsemesiyle öğrencisine karşılık verirken. "Bu kadar hızlı koşmamalısın. Terleyip hasta olabilirsin."
"Size yetişmek için koştum."
Seokjin onun bu tatlı hallerine gülümsedi ve yavaş adımlarla öğrencisiyle birlikte okula doğru yürümeye kaldığı yerden devam etti. Jeon Jungkook zehir gibi bir çocuktu. Ve matematik derslerine girmeye başladığı daha ilk günden Seokjin'in dikkatini çekmişti. Seokjin ders anlatırken tamamiyle onun anlattıklarına konsantre oluyordu ve hiçbir ayrıntıyı atlamadan kelimesi kelimesine not tutuyordu. Seokjin onun matematiğe özel bir ilgisi olduğunu düşünüyordu. Zira o daha soruyu tahtaya yazar yazmaz Jungkook her seferinde çoktan cevabını bulmuş olurdu.
Jeon Jungkook, Seokjin'in favori öğrencisiydi. Seokjin onun gibi ilgili ve saygılı öğrencilere ders anlatmaktan inanılmaz bir keyif alıyordu. Öğrencisinden aldığı geri dönüşler ise emeklerinin boşa gitmediğini kanıtlar bir nitelikteydi. Seokjin onun ilerde iyi bir yere geleceğini düşünürken onunla birlikte okuldan içeriye girmiş ve sonrasında ise sevimli öğrencisi Jungkook konuşarak Seokjin'i düşüncelerinden sıyırmıştı.
"Çantanızı sınıfa götürmemi ister misiniz Bay Kim?" diye sordu gülümseyerek öğretmenine bakarken. "Siz gelmeden önce sizin için masanızı hazırlayacağım. Böylelikle zaman kaybetmeden dersimize başlayabiliriz."
"Çok iyi olur Jungkook." dedi Seokjin gülümseyerek öğrencisinin saçını patpatlayarak. "Yardımların için teşekkür ederim."
"Rica ederim Bay Kim."
Jeon Jungkook, Seokjin'in siyah çantasını gülümseyerek alıp koşar adımlarla sınıfa giderken Seokjin onu izlemiş ve kendisi de gülümseyerek öğretmenler odasına doğru yönelmişti.
*** *** ***
Seokjin okuldan çıkıp eve geldiğinde Yoongi, Taehyung ve Hoseok'u salondaki koltuklarda oturmuş sohbet ederken bulmuştu. Televizyon açıktı fakat seyreden yok gibi görünüyordu. Hoseok okulda olan bir olayı diğerlerine anlatırken Taehyung da arada ona kendi anlatımıyla destek oluyordu. Seokjin çantasını bırakıp tekli koltuklardan birine oturduğunda, Jimin elinde içi patlamış mısır dolu olan koca bir kaseyle birlikte mutfaktan çıkmıştı.