Tartışmalar, evi terk etmeler, anlaşmazlıklar nihayetinde son bulmuştu ve Seokjin'in hayatı eve döndüğü bir aydan beri son derece sakin bir çizgide ilerlemeye devam ediyordu. Son bir ayda hayatlarındaki en büyük değişiklik hiç kuşkusuz Yoongi ve Namjoon'un birbirleriyle didişmemesiydi. İki adam da artık birbirlerini gördüklerinde beyinlerini delmek istermiş gibi bakışmıyor, en ufak bir konuyu bile inatlaşmaya çevirmiyordu.
Seokjin ve Jimin en başlarda ikisinin yeni bir sorun çıkaracağını düşünüp tetikte davransa da, bu bir ay içinde onlar da artık rahatlamıştı. Yoongi Namjoon'u bulduğu her fırsatta gömmeye bir son vermiş, Namjoon ise Yoongi'yle Jimin'in ilişkisinden ellerini çekmişti.
Yoongi, Namjoon'un olmadığı zamanlardaki gibi Jimin'le istediği gibi görüşüyor, Jimin istediği zaman onlarda kalıyor, hatta bazen Jimin'in ısrarlarıyla beraber randevuya çıkıyorlardı. Bu şimdilik sadece iki defa olmuştu. Fakat Jimin, Seokjin'e söylediğine göre beraber çıktıkları çifte randevuları bir gelenek haline getirmekte kararlıydı. Seokjin şimdilik bu isteğin dışında kalmaya özen gösteriyordu. Zira ikilinin öncelikle biraz daha kaynaşmaları onun için çifte randevulardan daha büyük önem teşkil ediyordu.
Seokjin hayatlarındaki bu son gelişmelerden bir hayli memnundu. Eski huzurları aylar sonra nihayet geri gelmiş, hayatları Namjoon'dan önceki hallerine geri dönmüştü. Tek bir fark olarak artık Namjoon da hayatlarının bir parçasıydı. Ve Seokjin bu farktan ötürü büyük bir mutluluk duyuyordu.
Önündeki deftere sıkıntılı bir ifadeyle yazdığı işlemleri tekrardan kontrol etmiş ve ardından oflayarak kalemi bırakmıştı. Final haftası gelip çatmıştı ve Seokjin büyük annesinin rahatsızlığı nedeniyle gelemediği günler yüzünden biraz zorlanıyordu. O dönemde birçok konuyu kaçırmış ve hala da ipin ucunu tam olarak yakalayamamıştı. Normalde düzenli bir şekilde derslerine girer ve düzenli olarak da tekrarlarını yapardı. Fakat şimdi arada kaçırdığı birkaç konu bazı işlemler söz konusu olduğunda kafasını allak bullak ediyordu.
Seokjin çözdüğü problemin içinden çıkamayacağını düşünüp çaresizce iç çekmiş ve çalışma masasından kalkarak kendisine bir bardak meyve suyu almaya karar vermişti. Belki vereceği bu ufak mola kafasını biraz olsun toparlaması için yeterli olabilirdi.
Odasından çıktı ve mutfağa doğru bezgin adımlarla ilerlemeye koyuldu. Taehyung, Jimin ve Hoseok da final haftalarında oldukları için salondaki geniş masaya yayılmış dersleri konusunda tartışıp, çalışmaya çabalıyorlardı. Seokjin onların derslerini bölmemek adına adımlarını doğrudan mutfağa yöneltti ve tepsiye dizdiği beş bardağı da buzdolabından çıkardığı meyve suyuyla doldurdu. Herkesin biraz enerjiye ihtiyacı var gibi görünüyordu.
Seokjin elindeki tepsiyle birlikte salona girdi ve sessiz kalmaya çabalayıp bardakları üçlünün önüne yerleştirdi. Hepsi arka arkaya teşekkür ederken onlara gülümsemiş ve ardından odasında oturmuş kitapların arasında debelenen Yoongi'nin yanına gitmişti.
"Al bakalım." dedi uzun bardağı çalışma masasının üzerine bırakırken. Yoongi ise ona minnet dolu bir gülümsemeyle karşılık vermişti.
"Teşekkür ederim Jinnie."
"Afiyet olsun."
"Nasıl gidiyor?"
"Birkaç konu dışında iyi." diye itiraf etti Seokjin derin bir nefes vererek. "Uyumadan çalışırsam eğer iki gün sonraya hazır olabilirim. Senin nasıl gidiyor?"
"Toparladım sayılır. Delirmemeye çabalıyorum."
"Bol şanslar."
"İhtiyacım olacak."