38- En Uzun Gece

695 61 15
                                    

Seokjin ve Namjoon birlikte Han Nehri'ni izlemiş ve sonrasında güzel bir öğle yemeği yemişti. Ardından Namjoon öğle yemeği sona erdikten sonra Seokjin'le birlikte Seoul'ün sokaklarında gezip durmuş ve ellerini ayırmayı ise Seokjin'i eve bırakana dek ısrarla reddetmişti.

Seokjin içi mutlulukla dolu bir şekilde, kalp çarpıntılarıyla birlikte eve döndüğünde hava kararmıştı ve saat neredeyse akşamın sekizini gösteriyordu. Zaman Namjoon'la birlikteyken su gibi akıp geçiyordu ve Seokjin onunlayken saatine bakmayı aklına bile getiremiyordu.

Hülyalı bir şekilde gülümseyerek salondan içeri girdi ve Taehyung'la Yoongi'yi etrafa tamamen yayılmış bir halde buldu. Ortalıkta içi boş bardak ve tabaklar mevcuttu. Yoongi bir köşede oturmuş elindeki kitabı okurken, Taehyung ise yerde oturuyor ve kulağındaki kulaklıklarla birlikte önündeki açık laptopun ekranına duygusal bir ifadeyle bakıyordu.

"Selam." dedi Seokjin, Taehyung'un onu kulağındaki devasa kulaklıklardan duymayacağını bildiği için Yoongi'ye doğru yaklaşarak. Yoongi ise başını okuduğu kitaptan kaldırmış ve hemen sonrasında ise kolundaki saate bakmıştı.

"Saat kaç Seokjin?"

"Bakıyorsun ya." dedi Seokjin başıyla Yoongi'nin kolundaki saati işaret ederek. Daha sonra da arkadaşının yan tarafına kendisini bırakmıştı.

"Laf sokmamı da anlamıyor musun?" dedi Yoongi gözlerini devirerek. "Saat kaç olmuş, hala bu saate kadar sokaklardasın. Sen iyice sorumluluklarını falan unuttun. Yaramadı sana bu ilişki. Ben diyorum o Namjoon denen heriften hayır gelmez diye. Al işte. Daha ilk günden bozdu seni de."

"Yoongi.." dedi Seokjin derin bir nefes alıp verirken. "Abartmasan mı acaba artık?"

"Tabi ben abartıyorum." dedi Yoongi kafasını aşağı yukarı sallarken. "Anladım ben seni."

"Trip mi yiyorum ben?" diye sordu Seokjin arkadaşının bu haline kıkırdayarak. "Yapma böyle kediciğim. Üzüyorsun beni."

"Üzül. Kahrol." dedi Yoongi huysuz bir şekilde söylenerek. "O Namjoon'la çıkıyorsun, az bile sana. Vicdanın hiç sızlamadı değil mi? Hiç düşünmedin bile, bu herif biricik dostuma neler yaptı diye? Kim vefasız Seokjin."

"Yoongi bu halin her ne kadar aşırı tatlı olsa da, artık bana Namjoon üzerinden laf sokmalarına bir son mu versen acaba? Beyaz bayrak çekelim hadi. Bitsin bu savaş."

"O Namjoon denen herif benden özür dilemedikçe ben tek bir adım dahi atmam, bilesin." dedi Yoongi kararlı bir şekilde.

"Tamam. Özür dileyecek." dedi Seokjin gülümseyerek arkadaşını süzerken. "Ama sonrasında sen de huysuzluk etmeyi bırakacaksın. Namjoon'a ön yargısız yaklaşacaksın. Kabul mü?"

"Özür dilese de kabul etmem. Hah!" dedi Yoongi kaşlarını havaya kaldırarak. "Beni Jimin'den ayırmaya çalıştı o. Öyle kolay değil bu işler."

"Başka ne istiyorsun Min Yoongi?" diye sordu Seokjin iğneleyici bir tavırla. "Ayaklarına mı kapansın çocuk?"

"Olabilir. Bir denesin bakalım. Belki o zaman yumuşarım."

"Yah!" dedi Seokjin arkadaşının omzuna hafifçe vurarak. "İnsanı sinirlendirme huysuz kedi! Namjoon'la iyi anlaşacaksın. Nokta!"

NOTICE MEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin