42.bölüm Kabulleniş

12K 670 253
                                    


 

  Odamda ki pencereden gökyüzünde ki yıldızları izlerken, dış kapının sert bir şekilde kapanma sesini duydum. Derin bir nefes alarak delik deşik olan gürünmez zırhımı kuşandım. Benim savaşımın sonu hep yenilgiyle sonuçlanıyordu belki ama yine de savaşmaktan çekilmiyordum. Kayan yıldıza bakıp iç çektim. Acı çeken yada kurtulmak isteyen insanlar gökyüzünü izlerken içinden geçirdiği tek bir cümle vardır.' Keşke yıldız olsaydım.' Uzaktan ışık saçan bir kaya parçası olduğu bildindiği halde yine de dilenirdi bu istek. Kimisi için kurtuluş kimisi içinde kaçış olduğu için belki de...
Gözlerimi kapatarak onun adımlarını dinledim. Sonu gelen bir canlının Azrail'i bekleyişi gibiydi bu his. Herkes korkardı ölümden. Ben ise onların aksine Azrail'den korkardım. Kim bilir Azrail'im Kenan olduğu içindir belki de bu korku.
Sert bir şekilde açılıp kapanan kapıyla kalbim hızla çarpmaya başladı. Yine öfkeliydi. Yine yakıp yıkıyordu. Bedenimi çevirip ona baktığım da ilk odağıma giren öfkeden titreyen elleriydi, sonra da gözleri. Onun gözlerine her baktığımda içimde ki ses şu sözleri fısıldardı. ' O her zaman öfkeli biriydi. Her şeye karşı çıkıp kızardı. Çok iyi bir oyuncu olduğu için gerçek yüzünü geç gösterdi.' Öyleydi. Kenan, çok iyi bir oyuncuydu. Kendinden başka herkesi kusurlu ve küçük gördüğü içindi belki de bu davranışları. Çünkü Kenan'a göre kendisi en iyisiydi. Bana göre ise saf öfke ve kibirden oluşan bir karakterdi.


  Boynunda ki kravatı sert bir şekilde çekip yere attığında donuk bir şekilde yüzüne bakmaya devam ettim.
" Neden yakalanacağını bile bile kaçıyorsun. Beni çıldırtmak için mi yapıyorsun.!"  Kolumu sıkıca tutup beni sarsmaya başladığında, ondan korkmadan gözlerinin içine baktım.
" Senin gidecek bir yerin yok. Evin yok. Ailen yok! Olsa bile izin vermem, anla artık son nefesine kadar benimle olacaksın.!" sıkıca tuttuğu kolumun acısıyla yüzümü buruşturup kolumu çekmeye çalıştım. " Bırak beni. Senden nefret ediyorum Kenan! Ya giderim yada ölürüm sende bunu anla. Sen bir katilsin. Hemde canımdan bir parça olanın katili."
Çenemi sıkıca tutup öfkeyle gözlerime baktı. Ona katil dediğim için değil gideceğimi söylediğim içindi bu öfkesi." Benimsin, bedenin ve ruhunla sadece bana aitsin Sare. Hem böyle yaparak canımı acıtıyorsun. Seni deli seven bir adamı görmeyecek kadar körsün. Ama ben biliyorum birgün sende bana olan aşkının farkına varacaksın. Şuan bana kızgınsın ama geçecek." Ellerini saçlarımdan geçirerek başımı arkaya doğru eğdi. Saçlarımı okşadığını sanıyordu ama elleri o kadar sert hareket ediyordu ki yine koparıyordu annemin şefkatle öptüğü saçlarımı.


  " Her kaçışın bir cezası var karıcım bunu biliyorsun. Böyle yapmaya devam edersen kızımızın büyüdüğünü görmeyeceksin." Beni yine kızımdan mahrum bırakacaktı. Günlerce yüzünü göstermeyecek, kokusuna hasret bırakacaktı.
" Nasıl bu kadar merhametsiz olabiliyorsun. İkimizin bebeği o. Daha çok küçük ve annesine ihtiyacı var. Beni kızımla cezalandırma Kenan."
Yüzümü avuçlarının arasına alıp dudaklarıma sert bir öpücük bırakıp alnını alnıma yasladı. " Benim de sana ihtiyacım var. Benimle ilgilenmek yerine onu düşünüyorsun. Ona bakan biri var zaten ama ben sana muhtacım. Kokuna sıcaklığına. Kızımızı bende seviyorum ama seni daha çok seviyorum." Dudaklarımı yeniden öpmek istediğinde başımı çevirip öpüşün engelledim.
" Bana dokunma. İstemiyorum artık seni, gör bunu. Tiksiniyorum senden.!
Bir koluyla yılan gibi belimi sarıp bedenimi bedenine yasladı. Öyle çok sıkıyordu ki belimi bir an kıracağını sandım. Yüzüme gelen saçlarımı geriye atıp yüzümü okşamya başladı.
" Bu sözlerin bana olan kızgınlığından biliyorum. Sana dokunmamak, böyle bir şey mümkün mü? Seni her seferinde affediyorum. Beni kırmana rağmen seni seviyorum. Ama sen, her seferinde hata yapıyorsun. Canını acıtmamı istiyorsun. Başına gelen her şeyin suçlusu sensin Sare." Ensemi sıkıca tutup yüzünü yüzüme sürttü.

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin