Merhabalar herkese 😊 ben bu bölümü çok sevdiğim ve şuan bana kırgın olan slnbozkurt24 ithaf etmek istiyorum. Zor gününde yanında olmayan bu vefasız arkadaşını affedersin umarım Selin'im. Seni çok seviyorum güzel yürekli kadın. Tekrar özür dilerim canım benim 😔
Zaman durmuştu. İnsanlar kaybolmuştu. Koca evren de ikimiz vardık şuan. Karşılıklı durmuş öylece gözlerimizin içine bakıyorduk. Kenan, öfkeyle ben ise korkuyla. Yenilmişlikle kollarımı bıraktım. Gözlerim doldu bu kadar zayıf olduğum için. Kalbim acıdı kimsesiz olduğum için. Saçlarımı savuran ve tenime çarpan rüzgarın beni sürüklemesini diledim. Tenimi ısıtan güneş gibi Kenan'ın içimi ısıtmasını diledim. Çok mu şey istiyordum. Ben sadece artık hafiflemek istiyordum. Araftan çıkmak istiyordum.
Kenan, keskin bakışlarını üzerimden çekmeden birkaç adımda yanıma geldi. Kaşları her zaman ki gibi çatık elleri yumruk şeklini almıştı. Onun bir şey söylemesine fırsat vermeden başımı göğsüne yasladım. " Senden korkmak istemiyorum Kenan, ama korkuyorum, bunun için de kaçıyorum." Kollarını etrafıma sardığında sıkıca beline tutundum.
" Eve gidelim Sare." Bakışları sertti öfkeliydi. Bedeni sinirden kasılmıştı ama sesi sakindi. " Kenan, " başımı kaldırıp gözlerine baktığımda göz yaşlarımı silip parmağını dudaklarıma bastırdı. " Şşş, evde konuşuruz." başımı olumlu anlamda sallayıp anneme baktığım da Kenan'ın adamları onu arabaya yerleştiriyorlardı. Elimi sıkıca tutup arabaya doğru ilerledi. Bu kadar sakin olması beni tedirgin ediyordu. Belli ki bütün sinirini ve öfkesini eve saklıyordu. Ben annemin yanına Kenan, ise tam karşıma oturdu. Annem ne olduğunu sorar gibi gözlerime baktığında terleyen avuç içlerimi pantolonuma sürüp ne söyleyeceğimi düşünmeye başladım.
" Sare, sizi çok özlediği ve eve getirmek için kimseye haber vermeden sizi hastaneden çıkarmış Esra hanım, biliyorsunuz doktor dinlenmenizi ve hastanede kalmanızı istiyor. Sare'm, biraz inatçı olduğu için kendi bildiğini yapıyor yine." Kenan'ın olayı anneme yansıtmaması beni çok rahatlatmıştı.
Annemin şefkat dolu bakışlarına dayanamayıp başımı göğsüne yasladım. Sağlam olan eliyle saçlarımı okşadığında Kenan'ı buldu gözlerim. Ben onun sert çehresine bakarken onun odaklandığı tek şey annemin saçımı okşayan eliydi. Elini hırsla saçlarından geçirip gözlerime baktı. Bu hareketi kızgın olduğunda yada tahammül edemediği bir şey olduğunda yapardı. Elini bacağıma koyup sıktığında şaşkınlıkla yerimden doğruldum. Kenan, yüzüme doğru eğilip annemin duymayacağı şekilde konuşmaya başladı. " Benim yanımda sana dokunmasını istemiyorum. Rahat otur." Geri çekilip annemin okşadığı yeri bu sefer kendisi okşadı.
" Benden başka kimse dokunamayacak sana bir tek benim kokum olacak üzerinde tamam mı?. "
Sonsuz bir karanlığı andıran gözlerinden, gözlerimi kaçırıp başımı olumlu anlamda salladım. Annemin yanında tartışmak istemiyordum. Bunun için onun gibi sessizce konuştum. " Kenan, o benim annem."
Anneme baktığımda uyuduğunu gördüm. Onu yormuştum. Hastaneden çıkmaması gerekiyordu ama ben kaçmak için çıkarmıştım. İçim suçluluk dolup taşçı. Ben değilmiydim annem için bile bile cehenneme girmeyi kabul eden. Peki neden kaçıyordum. Neden onu yoruyordum. " Annen bile olsa tahammülüm yok. Sadece bana aitsin." Eve gidene kadar Kenan, beni bense dışarıyı izledim.Eve geldiğimizde annemin dinlenmesi için oda hazırlanmıştı. Kenan, hastaneyi arayıp annem için ambulans istediğinde kendime gelmek için banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Kaçma planım başlamadan bitmişti. Bundan sonra Kenan, yalnız adım atmama bile izin vermeyecekti. Bir yanım kalmak istiyordu aslında. Kaçmak istesemde orta da bir gerçek vardı. Ben Kenan'ı seviyordum. Belki onu değiştire bilirdim. Benim için düzelir bu hastalıklı halinden kurtulurdu. Son kez aynada ki yansıma ma bakıp dağılan saçlarımı düzelttim. Babam süt kadar beyaz olduğumu söylerdi. Gözlerimin kömür gibi siyah, dudaklarımın vişne gibi kırmızı olduğunu. Hep bir şeylere benzetirdi beni. Çok hoşuma gidiyordu bu yakıştırmaları...
Belki çabuk bıraktı bizi yanımda olamadı ama iyi ki benim babammış. Eğer bir daha bu acımasız dünyaya gelseydim yine seni seçerdim babam olman için kahramanım. Banyodan çıktığımda Kenan, telefon görüşmesini sonlandırmıştı. Yavaş adımlarla ilerleyip yanına gittiğim de yerinden kalkıp mendilini çıkardı. Kurutmadığım yüzümü nazik bir şekilde kurutup ellerime de aynı işlemi yaptı. " Nereye gidecektin."
Kırılan parmaklarıma dikkat edip kurulduktan sonra her birine öpücük bıraktı. " Bilmiyorum. " Mendili bıraktığında yüzümü avuçları arasına alıp gözlerimin içine baktı. " Beni seviyor musun Sare'm. " Beni bu kadar çok severken onu sevmemek nankörlük olurdu. " Seviyorum. " Burnumun ucuna öpücük bırakıp dudaklarını çekmeden öylece kaldı.
" Seviyorsan neden kaçıyorsun. Neden benden gidiyorsun. Sensiz ne hale geleceğimi bile bile neden bırakıyorsun." Bende onun yüzünü ellerimin arasına alıp alnımı çenesine yasladım.
" Seni seviyorum ama korkuyorum."
" Kaçmayı tercih ettin. "
" Seninle savaşacak güçte değilim. "
" Aslında beni yenecek tek insansın."
" Kenan..."
" Kaçma girişiminde bulunmayacağına annenin üzerine söz ver Sare. Yakıp yıkmamam için söz ver. Yoksa anneni bir daha hiç göremezsin.!"
" Bunu yapamazsın. Annemi benden alamazsın. " Dolan gözlerle Kenan'a baktığımda derin bir nefes alıp dudaklarını alnıma bastırdı.
" Anneni senden almıyorum. Benden gitmediğin sürece. " Başımı Kenan'ın boyun girintisine yaslayıp kollarımı beline sardım. " Bu kadar sinirli olmasan, bu kadar kıskanç ve kuralcı olmasan, benim için biraz da olsa değişsen olmaz mı Kenan. "
" Söz konusu sen olunca sinirli değilim zaten. Kıskançlık için bir şey diyemem. Ne yapıyorsam çok sevdiğimdendir. Söz ver.! "
" Söz veriyorum bir daha olmayacak."
" Bir daha olursa yapacaklarımdan sorumlu değilim. Unutma yaptığın her hatada bir bedel ödersin güzelim." Kollarımı çözüp ondan uzaklaşmaya çalıştığımda güçlü kollarıyla beni sarıp sert göğsüne yasladım. " Neden bu kadar acımasız bir adamsın. Ne yaşadın da böyle birine dönüştün Kenan."
" Ben hep böyleydim Sare, karanlığı seven bir adamdım." Başımı boynuna bastırdığında sevmeye başladığım kokusunu içime çektim. Ben insanların kötü olduğuna yada kötülüğü sevdiğine inanmıyordum yada inanmak istemiyordum. Yaşadıkları olaylar yüzünden karanlığı seçtiklerine inanıyordum.
" Bazı davranışların aşırıya kaçsada ben kalbinin güzel olduğuna inanıyorum. Çünkü çok güzel seviyor beni bazen aşırıya kaçsada."
Kenan, kollarını daha çok sıktığında kemiklerim ağrımaya başladı.
" Madem böyle düşünüyorsun neden kaçtın. Neden beni bıraktın.! "
Canımın acısıyla yüzümü buruşturup Kenan'ı itmeye çalıştım.
" Canımı acıtıyorsun."
Gözlerine baktığımda az da olsa kollarını gevşetti. Yüzünü yüzüme sürtüp bedenime bedenine bastırdığında acıyla inledi.
" Cevap ver.!"
" Bana tekrar zarar vereceğini düşündüğüm için korktum ve kaçtım. Ne yapacağımı bilmiyordum."
" Bundan sonra ben ne yapacağımı biliyorum ama. İyi yada kötü sığındığın tek kişi ben olacağım Sare'm, benden başka kimsen olmayacak. İşte o zaman benden gidemezsin." Konuşmama fırsat vermeden beni öpmeye başladı. Sıkıca sardığı kollarını çözdüğünde rahat bir nefes aldım. Düşmemek için omuzlarını sıkıca tuttum. Kalçalarımı sıkıp kendine bastırdığında acıyla inledim. Yine moraracaktı sıktığı yerler, zaten Kenan'la evlendiğimden beri tenimde hep morluk izleri vardı. Bedenimde kendi izini bırakmayı seviyordu. Öyle bir açlıkla öpüyordu ki beni doğru düzgün karşılık bile veremiyordum. Ciğerlerim yanmaya başlayınca nefes almak için başımı geri çektiğimde Kenan, dudağımı ısırarak bıraktı. İkimizde nefes nefese kalmıştık. " Benimsin, bana aitsin. "
Gelen ambulans sesiyle Kenan, dudaklarıma küçük bir öpücük bırakıp dağılan üstümü düzeltti. Elimi sıkıca tuttuktan sonra birlikte odadan çıktık. Bir şeyleri anlamak yada görmek için zamana ihtiyaç vardı. Ben Kenan'ın bugün söylediklerini ve yapacaklarını çok geç anlayacaktım. İşte o zaman elimde hiç bir şey kalmayacak söylediği gibi sadece ona sığınacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
General FictionKenan," Burdan kaçamazsın..! Buna asla izin vermem sen benimsin anla bunu... Saklandığım yerden nefes dahi almadan bekledim çünkü o benim nefes alışlarımı bile biliyordu.... Kenan hasta bir adamdı, bağımlıyıdı.. Ve bu hastalık ne yazık ki bendim...