YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN 😘 UMARIM HER ŞEY GÖNLÜNÜZCE OLUR. KEYİFLİ OKUMALAR 😘
Herkesin bir umudu vardır.
Bir savaşı, bir kaybedişi,
Bir acısı bir yalnızlığı,
Bir hüznü...
Çünkü herkesin bir gideni vardır.
İçinden bir türlü uğurlayamadığı...
( Turgut Uyar )Gerçek miydi karşısında olan kişi...
Kim bilir belki buda gördüğü rüyalardan biriydi. Yada halüsinasyondu. Gözleri doldu yine de Sare'nin, yanında olan ona arkadaşlık eden, delirmemesini sağlayan dostuydu karşında olan kadın.
" Can-su"
Bir fısıltı gibi döküldü adı dudaklarında, biliyordu birazdan kaybolacaktı. Gözlerini sıkıca yumup tekrar açtığında Cansu'nun hala orada olduğunu gördü. Üstelik gözleri de dolmuştu. Korkuyla yutkundu. Artık deli olduğunu kabul etmeye başladı.
" Sare"
Şaşkınlıkla Cansu'ya bakıp bir adım geriye attı.
" Ama sen öldün. Gözlerimin önünde hemde, hayalsin sende birazdan kaybolacaksın. İrem, burada bir kadın varmı bak tam karşımızda duruyor."
Acıyla gülümseyen arkadaşının gözlerine baktı Sare.
" Evet güzelim..."
Cümlenin devamını dinlemeden hızla başını çevirip Cansu'ya baktı. Gülümseyerek kollarını açtığında hıçkırarak ona doğru yürümeye başladı. Hem gülüyor hem ağlıyordu.
" Yaşıyorsun, ah Cansu sen gerçeksin değil mi?"
Cansu, hızla yürüyüp kollarını Sare'ye sardı. Değişmişti Sare. Onu en son gördüğünden çok farklıydı.
" Şşş, ağlama artık. Ne dedim ben sana artık ağlamak yok."
İyice zayıflayan Sare'nin yüzünü avuçlarının arasına alıp göz yaşlarını sildi. Kendisine sarılan ince kollara bakıp hıçkırığını yutmaya çalıştı Cansu. Durmadan onu öpen ve sıkıca sarılan Sare'nin bedenini kolları arasına aldı.
" Yaşıyorsun, yaşıyorsun."
Durmadan aynı şeyi tekrarlıyordu. Öyle büyük bir vicdan azabı çekmişti ki Cansu için günlerce ağlamış ve yas tutmuştu.
" Sakin ol Sare, lütfen nefes al. Ağlama artık. Buradayım bak, yanındayım artık. Gitmem ki sensiz bir yere."" Tuğçe, gitti ama, Kenan onu da aldı benden. Koruyamadım onu kendi çocuğuma bile yetemedim. Ben çok kötü biriyim Cansu."
Hakan, Sare'nin yine ağlama krizine girdiğini görünce onu kucağına alıp arabaya doğru ilerlemeye başladı.
" Sakin ol güzelim, ağlamaktan harap oldun, yapma kendine bunu, sen dünyanın en iyi insanlarından birisin. Bir daha kendine böyle hakaret edersen külahları değişiriz bak. "
Başını Hakan'ın göğsünde kaldırıp şevkatle kendisine bakan gözlere baktı. Çok seviyordu arkadaşlarını böyle yaparak onları da üzüyordu bunun farkındaydı ama elinden gelen bir şey de yoktu.
" Tutamıyorum ki akıyolar hemen."
Göz yaşlarını silerek kendini tutmaya çalıştı ama nafile bir çabaydı çünkü yeniden akmaya başladı yaşlar.
" İçim acıyor ya ondan akıyor hep göz yaşlarım. Üzülmeyin ama siz iyi olacağım ben. Olurum değil mi Hakan geçecek hepsi."
Hakan, küçücük kalan Sare'nin bendeni arabaya yerleştirip alnına sıcak bir öpücük bıraktı.
" Geçecek kardeşim. Biz hep yanındayız biliyorsun değil mi."
Sare, başını olumlu anlamda sallayıp yanına yerleşen İrem'in omuzuna başını yasladı. Hakan, geri çekildiğinde Cansu, da Sare'nin diğer tarafına oturup elini sıkıca tuttu. İrem, Sare'nin saçlarını okşayıp arada öpücükler bıraktı.
" Ne olursa olsun seni iyileştirmek için her şeyi yapacağım pamuğum."
İrem'in sözleriyle gözlerini kapatıp başını daha çok yasladı sığındığı omuza. Öylesine bir söz değildi İrem'in söyledikleri, gerçekten yapacaktı. Sare'yi yeniden hayata bağlayıp tekrar gülmesini sağlayıp hayatının sonuna kadar yanında olacaktı.
Herkes arabalara bindiğinde eve gitmek için yola çıkmışlardı. Yol boyunca İrem, ikisinin küçükken yaptığı şeyleri anlattı. Sare'nin kendi içine kapanmasını istemiyordu. Zorda olsa yol boyunca bir kaç defa konuşturmuştu onu. Araba büyük eve giriş yaptığında Sare, ilk defa eve dikkatlice baktı. Şehrin biraz dışındaydı. Sessiz sakin bir yerdeydi. Çok güzel bir evdi. Sade ve şık.
Eve girdiklerinde Cansu, Sare'nin yanı başına oturdu.
" Nasıl kurtuldun Cansu, öldüğünü söylediler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
General FictionKenan," Burdan kaçamazsın..! Buna asla izin vermem sen benimsin anla bunu... Saklandığım yerden nefes dahi almadan bekledim çünkü o benim nefes alışlarımı bile biliyordu.... Kenan hasta bir adamdı, bağımlıyıdı.. Ve bu hastalık ne yazık ki bendim...