Yağan yağmurun sesi ve kokusu huzur veriyordu Sare'ye, bunun için camı açarak temiz havayı içine çekti. En çok bu mevsemin yağmurlarını severdi. Baharda yeşeren ağaçların ve çiçeklerin yağmurdan ıslanan görüntüsü çok hoşuna giderdi. Yağmurda ıslanmayı seviyordu. Şimdi de dışarı çıkıp Nisan yağmurunun keyfini çıkarmak istiyordu ama bitirmesi gereken resimler vardı. Arkasını dönüp atölyesine baktı. Küçük şirin bir yerdi. Resim yapmaktan daha çok keyif alıyordu artık. Bunun nedeni ise aldığı övgülerdi. Belli bir kitlesi vardı ve bu sayı hergün biraz daha çoğalıyordu. Rüzgar'ın desteğiyle açmıştı bu atölyeyi. Söylediği gibi gerçekten Sare'yi patronu yapmıştı. Rüzgar'ın bu camiada çok arkadaşı vardı. Kurduğu bağlantılar sayesinde Sare'nin resimlerini her sergide tanıtmış istediği ilgiyi yakalamıştı. Aldığı resim teklifi çok olunca işini bırakıp sadece resim yapmaya başlamıştı Sare. Sonra da bu atölyeyi açmıştı. Artık kendi işi vardı ve güzel bir para kazanıyordu.
Yeni bir hayata başlamıştı. Geçmişte yaşadığı şeyleri unutmamıştı ama iyileşmişti artık. Aldığı psikolojik tedavi sayesinde eskisi gibi hayatına devam ediyordu. Krizleri bitmişti. Kenan korkusu yok olmuştu artık. Bazen kabuslar görse de etkilenmiyordu. Geçmişte tutsak olan diğer parçasını da kurtarmıştı ve travmaları son bulmuştu.
Yerine oturup yarım bıraktığı resmi yapmak için fırçasını eline aldı. Resim yapmayı ve yeniden yaşamayı ona veren adamı düşündü. İkinci bir hayatı yaşıyordu Sare, eğer Barlas olmasaydı belki de hala Kenan'ın tutsağı olurdu. Atölyeyi ilk açtığı gün etrafına bakıp, ay ışığı gibi parlayan gümüş gözlerin sahibini aramıştı. Yanında olması gereken adam yoktu ve bunun nedeni kendisiydi.
Barlas, hayatından çıkalı iki yıl olmuştu. O gün onu gördüğü son gündü. Söylediği sözler en büyük pişmanlığıydı. Aynanın karşısında kaç kere kendine nankör dediğini bilmiyordu. Her şeyi geride bırakmıştı belki ama bu sefer de içinde ki pişmanlığı onu tüketiyordu. Kaç defa gitmek istedi adama ama yapamadı. Bir şeyleri yıkıp bozmak kolaydı ama yeniden yapıp onarmak zordu.Açılan kapıyla hızla başını çevirdi. Anlamsızdı artık bekleyişleri ona gelecek kimse yoktu ki. Beklemek için söz almamıştı yada vermemişti. Sen gel demişti Barlas, ama beklenti içinde olan kendisiydi. Ne çok istemişti özür dilemeyi ne çok özlemişti gözlerini. Altı ay önce bütün cesaretini toplayıp onu görmek istemişti ama Hakan'ın sözlerinden sonra bu isteği içinde kalmıştı. Barlas'ın yurt dışında olduğunu söylemişti. Döndüğü zaman onunla konuşmak istiyordu en çok da özür dilemek.
Rüzgar, içeri girince kendisine bakan güzel kadına baktı ve gözlerinde ki o duyguyu yine gördü. Sare'nin gözlerinde ki bekleyişi ve eksikliği en iyi o bilirdi. Yaptıkları her şeye rağmen tamamlanmamış ve yarım kalmış hisleri, duyguları çok iyi bilirdi Rüzgar. Çeken bilirdi ve yarası olan anlardı.
" Çalışkan patronum yine çalışıyor. Beni zengin yapacağına inanıyorum, bunun için seni seçtim."
Elinde ki fırçayı Rüzgar'a atıp, masaya bırakılan poşetlerin içinde ki boyaları çıkardı.
" Seni değil kendimi zengin yapacağım, istediğim bütün renkleri aldın mı? "
Kendisine atılan fırçayı yerden alıp Sare'yle birlikte boyaları çıkardı Rüzgar.
" Evet hepsini aldım. Mekana da baktım, bütün hazırlıklar tamam her şey istediğin gibi dekore edildi. Tek eksik tablolar. "
Kullanacağı renkleri ayırıp gülümseyerek Rüzgar'a baktı.
" Yarın çizimler biter. Diğer günde tabloları yerleştiririz. Çok heyecanlıyım Rüzgar, ilk defa bana ait bir sergi olacak."
Sergi için yapılan tablolara hayranlıkla baktı Rüzgar. Sare'nin muhteşem bir yeteneğe sahip olduğunu resmini görür görmez anlamıştı. Yıllar sonra ilk defa yeniden aşık olmuştu resme.
" Eminim herkesin hayran kalacağı bir sergi olacak. Sağ tarafa ayırdığın resimler sadece sergi için yapıldı değil mi? Onlar satılmayacak."
O tabloları kendisi için yapmıştı Sare, duygularını yansıtarak yaptığı için satmak istemiyordu.
" Evet, satmayacağımız tabloları sergilemek pek mantıklı değil ama organizasyonu sen yaptığın için kabul ediyorum. Sence listede ki herkes gelir mi? Aslında o listede Efil'in adı olsun isterdim. Keşke onunla tanışmak gibi bir fırsatım olsa. Kadın mı erkek mi bilmiyorum ama tabloları harika. Söylenildiği gibi resmi bırakmışmıdır acaba, kaç yıl oldu hiç resim yapmadı. Gerçek ismini kullanmadığı için kim olduğu araştırılamıyor."
Sare'nin, sözleriyle Rüzgar gülümseyip parmağıyla etrafta ki tabloları gösterdi.
" Eminim herkes bu harika tablolar için gelir. O kadar ressam içinden neden Efilin gelmesini istiyorsun."
Efil, mahlasını kullanan ressamın kim olduğunu bilinmese de yaptığı tablolar yurt dışında çok beğeniliyordu. Yabancı ressamlar arasında ünlenen biriydi. Dört yıl önce resim yapmayı bırakmıştı. Kendi sergilerine normal bir vatandaş gibi geldiği için kimliğini kimse bilmezdi. Oysa tablolarını alan herkesi görürdü.
" Onun yaptığı resimlerde kendimi görüyorum. Belki saçma gelecek ama birbirimize benziyoruz sanki. Kullandığımız renkler, fırça darbeleri ve yansıtmak istediğimiz duygu... Bilmiyorum, sanki ben hayatımı anlatmıştım da oda renklere yansıtmış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
General FictionKenan," Burdan kaçamazsın..! Buna asla izin vermem sen benimsin anla bunu... Saklandığım yerden nefes dahi almadan bekledim çünkü o benim nefes alışlarımı bile biliyordu.... Kenan hasta bir adamdı, bağımlıyıdı.. Ve bu hastalık ne yazık ki bendim...