Sevgili okuyucularım kitap sezon finaline girdi. Hem sınavlarımdan dolayı hemde Asaf'ı Azze Tutkusu kitabımı düzenlemek istiyorum. Umarım benimle kalmaya devam edersiniz sizi çok seviyorum 😘😘
Biri bedenimi sarsıyor durmadan adımı söylüyordu. Konuşmak istiyordum ama sesim çıkmıyor dilim dönmüyordu. Gözlerimi açmak istemiyordum, içinde olduğum sessizlik ve uyku daha cazip geliyordu bana. Derinlerden Kenan'ın sesini duyduğumda gözlerimi açmak için bir kez daha zorladım kendimi. " Sare'm, gözlerini aç bebeğim, konuş benimle.!" Sesi korku doluydu. Neden korkmuştu ki sadece dinlenmek istiyordum. Zorda olsa gözlerimi açtığımda Kenan, beni iyice kucağına çekip sıkıca sarıldı. " Meleğim, iyi misin? Hadi konuş benimle." Kenan, yüzümün her yerini öpüp durmadan saçlarımı okşuyordu." Kenan..."
Bu kadar korkmasını anlamıyordum. Yorulduğum için bir ağacın gövdesinde oturmuş dinlenmek için gözlerimi kapatmıştım. " Buradayım güzelim, neden bayıldın biri bir şey mi söyledi. Kim üzdü seni bebeğim, söyle bana hemen cezasını vereyim."
Ağrıyan başımı göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım. " Kimse bir şey yapmadı Kenan, ağacın dibine oturdu sonra da uyudu." İnci'nin kısık ve korkuyla çıkan sesini duyduğumda gözlerimi açıp etrafıma baktım. Herkes başımda toplanmış dikkatle beni izliyorlardı. " Kes sesini İnci, hiç bir şeyi yokken neden birden bayılsın. Eğer biriniz onu üzecek bir şey söylediyseniz yemin ederim sizi bu çiftliğe gömerim.!"Kenan'ın soğuk ve öfke dolu sesiyle İnci korkuyla bana baktı. Eğer Kenan'a onun beni küçük düşürmek için söylediği şeyleri anlatsam galiba aldığı son nefes olurdu İnci'nin. Bana karşı her sözü zehir olan kadının korku dolu yüz ifadesine bakıp başımı Kenan'ın boyun girintisine gömdüm.
" Yorgun olduğum için uyuya kalmışım, özür dilerim herkesi telaşlandırdım." Kenan, bana sıkıca sarılıp başını boynuma gömdü. Hala yerde onun kucağında oturuyordum.
" Sen iyi ol başka hiçbir şey umrumda değil." Kasılan bedeni her kokumu içine çektiğinde biraz daha gevşiyordu. " Eve gitmek istiyorum Kenan." Kenan, yerden kalktığında başımı göğsüne yaslayıp kollarımı boynuna dolandım. " Tamam meleğim, eve gidiyoruz." Alnımı öperek yürümeye başladı. Kenan'ın öfkesinden dolayı arkadaşları da sessiz bir şekilde arkamızdan gelmeye başladılar.Eve geldiğimizde Kenan, beni dikkatli bir şekilde yatağa yatırıp yüzümü okşamaya başladı. " Çok solgun görüyorsun Sare'm. Hasta mı olacaksın bebeğim, bir yerin ağrıyor mu.?" Başımı olumsuz anlamda sallayıp gözlerimi kapattım. Bedenime ve ruhuma bıraktığı izleri neden unutuyordu yada görmezden geliyordu. Saçlarımı okşayan ellerinden dolayı derin bir soluk aldım. Ondan biraz uzaklaşmak istiyordum." Biraz yalnız kalmak istiyorum Kenan." Kenan, başımı göğsüne yaslayıp saçlarımı öpüp okşamaya devam etti. " Doktor gelene kadar biraz uyu. Aynı çatı altında senden uzaklaşma mı bekleme."
Duyduğum fısıldamalar ile gözlerimi açtım. " Kenan, doktor iki saattir bekliyor. Uyandır Sare'yi artık."
Suat'ın kısık sesi kulaklarıma dolduğunda yerimde kıpırdandım.
" Uyandıracaksın karımı defol odadan. O doktora da söyle beklesin. Boşuna para vermiyorum ona."
Kenan'ın gözleri gözlerimi bulduğunda önce alnımı öptü sonra da Suat'a ölümcül bakışlar attı.
" Sana sessiz olmanı söyledim değil mi.? Bak uyandı sesin yüzünden.! Git çağır doktoru." Yerimde doğrulduğumda Suat, kaçarak odadan çıktı." Neden uyandırmadın beni Kenan, doktor ne zamandan beri burada." Dağılan saçlarımı düzeltmeye çalıştığım da Kenan, ellerimi çekip kendi düzeltmeye başladı." Çok güzel uyuyordun kıyamadım uyandırmaya. Gelen aile doktorumuz beklemesinde sorun yok." Tam ona cevap verecekken kapının çalınmasıyla sessiz kaldım. Kenan düzgün olan üstümü yine düzeltip odaya girilmesi için onay verdiğinde Suat ve doktor olan elli yaşlarında ki adam odaya girdi. Birkaç defa eve geldiği için adamı tanıyordum zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
General FictionKenan," Burdan kaçamazsın..! Buna asla izin vermem sen benimsin anla bunu... Saklandığım yerden nefes dahi almadan bekledim çünkü o benim nefes alışlarımı bile biliyordu.... Kenan hasta bir adamdı, bağımlıyıdı.. Ve bu hastalık ne yazık ki bendim...