25.bölüm Bebek

41.6K 1.1K 1K
                                    


  Ben geldimmm 😍 bölümü iki defa yazdım. Biliyor sunuz daha önce yazdığım bölümü yayınlayacağım zaman silindi.😔 O kadar sinirlendim ve üzüldüm ki bütün kitapları silip bu uygulamadan çıkmak istedim bir daha girmemek üzere. Umarım bir daha olmaz. Yoksa veda zamanımız gelir.


   Kalbim çarpmaya devam ediyor, ciğerlerim ihtiyacı olan oksijeni içine çekiyordu. Ruhum bu bedenden ayrılmak isterken neden bedenim inatla yaşamak istiyordu. Ah kalbim neden acı çekmek için inatla atıyorsun üstelik beynim ölmeye bu kadar razıyken. Elim sıkıca tutulmuş okşanıp öpülüyordu. Ne kadar istemesem de gözlerimi açtım. Başımı biraz çevirince Kenan'ın elimi sıkıca tutmuş olduğunu gördüm. Dudaklarını bileğimde ki sargıya hafifçe değdirip başını kaldırıp bana baktı. Gözleri kan gölüne dönmüştü. Saçları dağınık yüzü yorgundu. Sakallarından birkaç gündür traş olmadığı belliydi. Uyandığıma inanamıyormuş gibi gözlerime bakıp hızla yerinden kalktı. " Sare'm..."
Yüzümü avuçlayıp alnımı öptü.
" Sonun da uyandın bebeğim. Beni çok korkuttun." Yüzümün her yerini öpüp dolan gözlerle gözlerime baktı.
" Benim güzel Sare'm." Sesinde acı ve keder vardı. Yüzü gülüyordu ama gözleri yaşlarla dolmuştu. Kenan, yaşadığım için mutlulukla başını boynuma gömüp kokumu içine çekerken ben acı çekiyordum. Gözlerimi kapatıp acıyla yutkundum. Ölmeyi bile başaramamıştım. Yıkık dökük hayatıma bir çizik daha atmıştım derin ve iz kalacak şekilde.

   Kenan, başını kaldırıp yüzünü yüzüme yasladı. Kollarını bedenime dolayıp sıkıca sarıldı bana. " Bir daha bu acıyı yaşatma bana. Bir daha beni sensiz bırakmayı aklından bile geçirme.!" Alnını alnıma yaslayıp burnunu burnuma sürttü. " Seni kaybettiğimi sandım. Aklımı kaçırdım seni kanlar içinde görünce. Hiç mi acımadın bana hiç mi düşünmedin Sare'm, bu kadar sen olmuşken nasıl gidersin benden." Kenan'ın gözünden akan yaş göz yaşlarıma karıştı. Titreyen dudaklarını titreyen dudaklarıma bastırdı. İçine derin bir nefes alıp geri çekilip akan göz yaşlarımı sildi." Kenan, ben git..."
Dudaklarımı dudaklarıyla kapatıp beni öpmeye başladığında yine yarım kalmıştı cümlem. Yorgun bedenim onun güçlü bedeni altında yine mağlup olup boyun eğmişti. Sahi kaçıncı kaybedişimdi. Kapının çalınmasıyla Kenan, benden ayrılıp elimi sıkıca tuttu. Odaya girilmesi için onay verdiğinde doktor ve hemşire odaya girip uyandığımı fark edince hızla yanıma geldiler. " Aramıza hoşgeldiniz Sare hanım, çok korkuttunuz bizi. Nasıl hissediyor sunuz, ağrınız var mı.?"
Doktorun gülen yüzüne bakıp başımı olumsuz anlamda salladım.
" Ayak bileğim biraz sızlıyor ama iyiyim."
Kenan, sıkıca tuttuğu elimi sıkıp ayağıma baktı. "Bileğinizi burkmuşsunuz efendim. Birkaç gün biraz sızlayacak ama dayanılmaycak bir acı olmayacak korkmayın. Şimdi hemşire hanım sizi muayene etsin."
Hemşire tansiyonumu ve ateşimi ölçüp, bileğimde ki sargıya açmaya başladığında Kenan'ın sert sesiyle durdu." Ben değiştiririm işiniz bittiyse geri çekilin." Kenan'ın soğuk sesiyle hemşire hemen geri çekildi.
" Çok mu ağrıyor güzelim, ağrı kesici versinler mi.?" Hemşireye karşı olan soğuk tutumu benle konuşunca yok olmuştu. Başımı salladığım da doktor şaşkınlıkla Kenan'a baktı.
" Ama Kenan bey, ağrı kesici veremeyiz. Zaten yeterince ilaç takviyesi yaptık."
Kenan, öfkeyle yerinden kalkıp doktoru omuzundan ittiğinde tökezleyen doktor yanı başıma geldi.
" Canı acıyor! Ona hemen ağrı kesici ver yoksa seni öldürürüm.!"
Doktor korkuyla yutkunup bana baktı. " Size daha önce de söyledim Kenan bey, ilaçlar bebek için zararlı."

   Doktorun sözleriyle şoka girerek karnıma baktım. " Be-bek mi."
Kenan, yanıma gelip elimi tuttu. Kalkmaya çalıştığımda bana yardım ederek oturmamı sağladı. Ürkek bir şekilde Kenan'a baktığımda yüzümü okşayıp gülümseyerek gözlerime baktı." Evet güzelim bizim bebeğimiz olacak. Sadece kendini değil onu da öldürmeye çalıştın.!" Başlarda sesi şefkatli çıksada sonlara doğru öfkeyle dolmuştu. Korkuyla elimi karnımı yasladım. İçimde bir can vardı. Hayatıma son vermek isterken bana sıkıca tutunan bir bebek. Benim bebeğim. Ağlayarak Kenan'a baktığımda elini karnıma yaslayıp alnımı öptü. "Be-n onu öldürmek istemedim. Hem bilmiyordum ki."
Kenan, göz yaşlarımı silip peçeteyle burnumu sildi. " Ağlama artık. İkiniz de iyisiniz. Benimlesiniz."
Doktora baktığımda ne demek istediğimi anlayıp konuşmaya başladı.
" Bebeğiniz iyi merak etmeyin efendim. Buraya geldiğinizde çok kan kaybetmiştiniz ama bebeğiniz sıkıca tutundu size belli ki annesini bırakmak istemedi." Başımı olumlu anlamda sallayıp tekrar karnıma baktım.
" Karımı eve götürmek istiyorum doktor, gerekli işlemleri yapın. Ayrıca ağrıları için gerekli ilaçları da yazın."
Gözlerim yorgunluktan kapanıyordu. Yeni uyanmama rağmen yine uyumak istiyordum." Bebeğe zarar verecek ilaç istemiyorum." Kenan, yorgun halimi fark edip uzanmamı sağladı.
" İyi misin Sare'm rengin değişti."
Kenan, doktora baktığında doktor hızla yanıma gelip nabzımı kontrol edip tansiyonuma baktı.
" Sare hanım çok kan kaybetti. İki gündür yoğun bakımdaydı Kenan bey, yeni uyandığı için bitkin olması normal. Kendini toparlaması için yazacağım listeye göre beslensin ve vereceğim vitaminleri aksatmadan alsın. Vücudu da bünyesi de çok zayıf buda bebek için riskli bir durum. Stresten uzak durması lazım ve bol bol dinlenmesini öneriyorum. Mümkün olduğu kadar hareket etmemeye çalışın dördüncü aya kadar çünkü düşük yapma olasığınız çok yüksek efendim." Yeni öğrendiğim bebeğim ölecek miydi. Gözlerim tekrar dolduğunda Kenan, iki gözümü öpüp yanağımı okşamaya başladı.
" İkinize de bir şey olmasına izin vermem. Şimdi dinlen güzelim."
Kenan, kestiğim bileğimi eline alıp dikkatli bir şekilde sargıyı açmaya başladı. " Şey, çıkmadan onu görmek istiyorum." Kenan, sargıyı açmaya devam edip başını sallayıp beni onayladı. " Ben kadın doğum uzmanını gönderiyorum. Tekrar geçmiş olsun efendim."
Doktor çıktığında Kenan da bileğimi açmıştı. Kaşlarını çatarak yaraya baktığında öfkeli gözleri hemen beni hedef aldı. " Kenan bey, yarayı temizleyip hemen sararım mikrop kapmaması için." Hemşirenin kısık sesiyle Kenan, ateş saçan gözlerini benden çekip yaramı temizleyip sarmaya başladı. Canım acıdığı için gözlerimi sıkıca kapatıp dudaklarımı ısırdım. " Lanet olsun canın yanıyor. Üstelik bunu kendine yapan sensin.!"
Kenan'ın kükremesiyle gözlerimi sonuna kadar açıp kolumu çekmeye çalıştım. " Madem kızacaksın neden yapıyorsun. Hemşire pansumanı yapar yada yapmasın istemiyorum bırak kolumu." Kolumu tekrar çektiğim anda Kenan'ın eli dikiş atılan bileğime denk geldi. Küçük bir çığlık attığımda Kenan, elini ateşe değmiş gibi hızla çekti. Acıdan dolayı yaşaran gözlerimi kapatıp bileğimi göğsüme yasladım." Efendim lütfen bakmama izin verin dikişleriniz açılmış olabilir." Hemşire, çekingen bir şekilde bana doğru geldiğinde Kenan, sert uyarısıyla yerinde kaldı.
" Gerekli olan şeyleri bana verin gerisini ben hallederim.!"
Hemşire geri çekilip kısık bir mırıltıyla Kenan'ı onayladı.

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin