54.bölüm

6.7K 269 117
                                    




  Keyifli okumalar herkese ♥️


  Hayatınız ve çocukluğunuz hangi evde geçti sorusuna kimsesizlerin verdiği bir cevap yoktu. Onların kendilerine ait ailesi yoktu. Bunun için evleri de yoktu.
Genç kadın, yetimhanenin kapısına bakarak hüzünle gülümsedi.
" Evin var mı sorusuna hiç cevap veremedim. Devletin bize verdiği bir ev vardı ama o bizim değildi."
Kendi çocukluğu da yetimhane de geçen Beren, burada ki çocukların ne hissettiğini en iyi bilen kişiydi.
Her zaman ki gibi yüzüne yerleşen güzel gülümsemesi ile yetimhaneye girdi. Burada ki bütün çocukları seviyordu ama iki tanesi onun için başkaydı.
Küçük bahçenin olduğu alana yürüdüğünde tamhin ettiği gibi iki çocuk da onu bekliyordu. Diğer arkadaşları oynarken, onlar bankta oturmuş anne olarak gördükleri kadının gelmesini bekliyorlardı.
" Suat, Enes."
Sesin geldiği yöne hızla başını çevirdi iki çocuk. Beren'i gördükleri gibi oturdukları yerden kalkıp koşarak kendilerine kucak açan kadına sarıldılar.
Enes, başını Beren'in göğsüne yaslarken, Suat da onun siyah saçlarını öpüp başını omzuna yasladı.
Her gelişinde yaşanılan bir kucaklaşmaydı bu. Beren, diğer çocukları da öpüp aldığı eşyalarla dolu iki poşeti onlara verdi. Oyun oynamak için de söz verdikten sonra Enes ve Suat'la birlikte oyun odasına gittiler. Burada ki bütün çocuklar tarafından seviliyordu. Oda bu sevgiye karşılık vermek için elinden geldiği kadar hepsiyle zaman geçirmeye çalışıyordu.
Diğer poşeti de Enes ve Suat'a verince ikisinin neşeli çığlıkları odayı doldurdu.
" Yaşasın, hamburger."
Enes, mutlulukla söylenip yerinden zıplarken, Suat, Beren'e minnetle.
" Teşekkür ederiz. Her geldiğin de unutmadan getiriyorsun."
Beren, Suat'ın çocuk olmasına rağmen bir beyefendi gibi davranmasına hayrandı. Çok akıllı ve ağır başlı bir çocuktu. Enes de çok zekiydi ama Suat'a göre biraz daha deli dolu ve yaramazdı.
" Bana teşekkür etmeyin, hem en sevdiğin şey hamburger değil mi? Özellikle Enes, tam bir patates canavarı."
Suat, gülerek başını salladı.
" Evet, çok seviyor. Ona hep kendi patatesimden veriyorum. Çok mutlu oluyor."
Beren, Suat'ı göğsüne çekip sıkıca sarıldı.
" Sen yüreği büyük bir çocuksun. Çoğu adamda olmayan bir yüreğe sahipsin Suat'ım. Çok iyi bir abisin ayrıca."
Suat, güzel kadının parlayan gözlerine baktı. Onunda Enes'in de en sevdiği şey Beren'in gözleriydi.





  Beren, kendisine sokulmuş iki çocuğun da başından öpüp bitirdiği masal kitabını kapattı.
" Bu da bitti. Bir daha ki sefere başka bir masal kitabı getiririm. Unutmadan, bakın size ne vereceğim."
Beren, çantasından zarfı çıkarırken Enes, masal kitabını eline alıp merak ettiği şeyi sordu.
" Senin bir sürü masal kitabın mı var."
Beren, zarfı açıp Enes'e gülümseyerek baktı.
" Daha önce bahsettim ya hani bir çocuğum var diye, onun kitapları bunlar. Sizlere okumam için bana veriyor."
Enes, başını anladım der gibi sallayıp kedisine uzatılan resme baktı.
Üçünün birlikte çektikleri resimdi.
" Bu sizde kalsın, bir tane de bende kalacak. Hatıra olarak. "
Üçünün mutlulukla gülümseyip çektiği ilk ve son resimdi.
" Doğum günü için ne istiyorsunuz  bakalım. İstediğiniz hediyeyi seçebilir siniz."
Enes ve Suat birbirlerine baktıktan sonra utangaç bir şekilde Beren'e baktılar.
" Bizim istediğimiz hediye satılmaz ki ama."
Beren, Enes'in söylediklerini duyunca, istedikleri şeyi daha çok merak etti.
" Eğer kızmazsan, yani sende istersen, senden bir şey istiyoruz."
Suat'ın da Enes gibi sesi çekingen çıkmıştı.
" Biz sana anne demek istiyoruz."
Enes, heyecanla Beren'e bakıp istediği şeyi onaylamasını bekliyordu.
Beren, ne diyeceğini bilemiyordu. Boğazında oluşan yumruyu da yutamadığı için sesi çıkmıyordu.
Eğer hayır derse ikisinin de kalbi kırılırdı. Zaten her yönden kırılmış ve parçalanmış olan çocukları oda kırmak istemiyordu.






  " Bunun yasak olduğunu biliyorsunuz değil mi? Eğer biri duyarsa sıkıntı çıkabilir."
Hüsranla başlarına eğen çocuklara baktı Beren. İkisinin de gözleri dolmuştu.
Enes, akıttığı göz yaşlarını silip isyan eder gibi konuştu.
" Ben hiç anne demeyeceğim. Bende anne demek istiyorum. Lütfen sana anne dememize izin ver."
İki çocuğun da göz yaşlarına dayanamayıp kendisi de ağlamaya başlamıştı.
" Biz anne baba nedir bilmiyoruz. Eğer anne varsa oda sensin bizim için. Lütfen sen bizim annemiz ol. "
Suat'ın da göz yaşları içinde aynı şeyi dilemesiyle, ikisini kollarının arasına aldı. Anne kelimesini söylemek bile burada ki çocuklar için en büyük mutluluktu. Kendisi de bu duyguları yaşadığı için bu isteklerini geri çeviremezdi. İki çocuğun da göz yaşlarını silip, ıslanan kirpiklerini öptü.
" Tamam, bana anne diyebilirsiniz ama kimsenin duymayacağı şekilde. Ve biz yalnızken söyleyin."
İkisi de aynı anda sarılıp başlarını Beren'in boynuna gömdü.
" Tamam anne."







Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 12, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin