19.bölüm Ziyaret

31.9K 987 449
                                    


Keyifli okumalar😘😘😘

  Uzaktan izledi genç kız sevdiği adamı. Kalbi acıyordu, ruhuna binlerce bıçak saplanmış gibi hissediyordu ama yine de izlemeye devam etti aşık olduğu gözlerini, canını verecek kadar çok sevdiği gülüşünü. Herkes kızıyordu belki ona ama elinde değildi onu seviyordu. İlla konuşması mı gerekiyordu kokusuna, gözlerine, sıcaklığına aşık olmuştu. Bide gözlerinde ki duyguya, nerdeyse her gece rüyasında görür olmuştu adamın gözlerini. Elini kalbine yasladı ve acı içinde gülümsedi genç kız, arkasını dönerek oradan uzaklaşmaya başladı.
Kapının çalınmasıyla yerimden sıçradım. Okuduğum kitabı sehpaya bırakıp odaya girilmesi için onay verdim. Cansu elindeki tepsiyle odaya girince burnuma dolan kahve kokusuyla gülümsedim. " Size kahve yaptım Sare hanım." Yerimde biraz dikleşip iştahla dudaklarımı yaladım.
" Teşekkür ederim Cansu."
Cansu, tepsiyi uzatınca dumanı tüten kahve kupasını alıp hemen bir yudum aldım. " Asıl ben teşekkür ederim efendim beni İnci hanıma karşı savunduğunuz için. " Utangaç bir şekilde okuduğum kitaba bakıp gözleri tekrar beni buldu. " Daha kaç kere teşekkür edeceksin, bırak şimdi o yılan bakışlı kadını. Okudun mu kitabı." Gözlerimle kitabı işaret ettiğim de başını olumlu anlamda sallayıp güzel gülümsemesiyle bana baktı. " Evet efendim, Efsun'un kitaplarını seviyorum." Kahvemden bir yudum daha alıp yanıma oturması için elimi koltuğa vurdum. " Gel otur biraz sohbet edelim." Tedirginlikle bana baktığında kolunu çekip yanıma oturmasını sağladım. " Rahat olun yanımda lütfen Kenan, evde olmadığı zamanlarda arkadaş gibi oluruz. "
"Ama Sare hanım, Kenan bey böyle bir şey yaptığımızı duyarsa çok kötü olur. Biliyorsunuz o çok..."
" Biliyorum çekilmez bir adam ve despot ama Kenan, burada değil. Hadi biraz sohbet edelim mesela şu yılan tam olarak Kenan'ın neyi oluyor. Sık sık gelir mi buraya. "
Cansu'yla yaptığımız kısa sohbetin ardından hazırlanarak annemin yanına gitmiştim. Düne göre bugün çok solgundu. Yüzü kireç gibiydi, üstelik doğru düzgün bir şey yememişti. Doktor ilaçları değiştirdikleri için  böyle olduğunu birkaç güne toparlacağını söylemişti. Yine de içim hiç rahat değildi.
" Hadi annecim bunu ye söz başka yok. " Beni kırmamak için son lokmayı da yediğinde rahat bir nefes aldım. " Şifa olsun meleğime, saçlarını da öreyim daha sonra sana aldığım yeni pijamaları giydiririm." Tepsiyi hemşire verip elimi yıkadıktan sonra annemin saçlarını örüp üstünü giydirdim. " Çok güzel oldun yine, sanarım size aşık oldum Esra hanım." Annem güldüğünde yanağına sulu bir öpücük bıraktım. " Doktor bu ilaçların sana iyi geleceğini söyledi. Eğer bir aksilik çıkmazsa birkaç güne taburcu olacaksın annecim. Birçok film seçtim birlikte izleriz diye bide sevdiğin kitaplardan aldım hergün okurum sana, sen iyileş yapacağımız her şeyin listesini yaptım sultanım." Annem başını olumlu anlamda sakladığın da gülümseyerek yanına oturup
İrem'le başımızdan geçen komik bir olayı anlattığımda annem kahkaha atarak gülmeye başladı. Başımı göğsüne yaslayarak sıkıca sarıldım canıma can katan en değerli varlığıma. ' Kurban olurum gülüşüne, senin kahkahaların gibi güzel bir ses var mı annem, ya da şuan kulağıma gelen kalp atışlarının sesi gibi iyi hissettiren güzel bir şey var mı bu dünyada. Bilsen nasıl korkuyorum sensiz kalmaktan. Sen gitme hep yanımda ol ömrüm ömrüne katılsın, benim nefesim senin olsun sen yeter ki gitme.' İçimden dua ederek daha çok sokuldum anneme. Dile dökemiyordum her şeyi üzülmesin diye, benim için endişenlenmesin diye oysa bakışlarımdan bilirdi içimden geçen her şeyi ve hep yaptığı gibi saçlarımı okşadı ben buradayım der gibi asla bırakmayacakmış gibi...

Ne kadar annemi bırakmak istemesem de doktor dinlenmesi gerektiğini söylediğinde onu daha fazla yormamak için yanında fazla duramamıştım. Ben yanında olunca uyumuyordu, öyle gözlerimin içine bakıp anlattıklarımı dinlerdi. Ben gülünce oda güler şebeklik yaptığımda burnumu sıkardı. Her hareketimi ezbere bilirdi sanki. Onu her bıraktığım da öyle derinden bakardı ki bana sanki son kez görüyormuş gibi. Acıyla, özlemle gözleri dolu dolu bakardı ben odadan çıkıncaya kadar. Öpücük atıp odadan çıktığımda önce yüzümde ki gülümseme soldu sonra dolan gözlerimden yaşlar aktı. Yorgun adımlar atarak çıktım hastaneden. Yüküm ağırdı, derdim büyüktü diye yorgundu adımlarım. Neden mi.? Ben anneme hergün veda ettiğim içindi. Gözlerimin içine bakarken onu alıp eve getirmediğim içindi. Gözleriyle hergün beni bırakma dediği halde onu bıraktığım içindi. Benim derdim büyüktü annemin kanatları kırıldığı için yavrusunu saramadığı için...
Omuzlarım çökük sırtım kamburdu ama sen üstüme yüklenen en güzel varlıksın annem. Gocunmadan bir ömür taşırım seni. Sen yeter ki var ol.

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin