KARAR

721 123 78
                                    


Yeni bölüm yakında.

Yorumlarınızı bekliyorum. Herkese cevap veriyorum ve yorumları dikkate alıyorum.

SABAH

Dün gece ki kararım annemle aramızda büyük bir savaşı fitillediğinden bu sabah beni uyandırmak için odama gelmedi. Ben de kalkmak için aceleci olmadım. Saat ona doğru tuvaletteki işlerimi halledip, aşağıya indim. Babam çıkmış, annem ise hala evdeydi.

Aramızdaki savaşı unutturmak istercesine neşeyle, "Günaydın." dedim.

Ama annemden aynı karşılığı alamadım.

"Ne zaman gidiyorsun?" diye, sordu.

Ses tonu rahatsız edecek kadar sertti.

"Bilmem Çağrı'yla konuşacağım. Oradaki işin durumuna göre giderim." dedim.

Ben ona karşılık yumuşak bir ses tonunda konuşuyordum.

Annem, "Buradaki işin ne olacak?" diye, sordu.

Dün geceki sorgu onu rahatlatmışa benzemiyordu. Aynı soruları tekrar tekrar sorup duruyordu.

"Anne dünde söyledim. Kendi işimi yapmak istiyorum. Bu iyi bir fırsat." diyerek, sorusunu yanıtladım.

"Önceden niye kabul etmedin?" diye, sordu. Cevap vermeme izin vermeden, "Kapıda sana ne dedi?" diye, tekrar sordu.

İki soruyu da yanıtlamak için konuştum.

"Kitapçıyı bırakmak istemiyordum. O nedenle hayır demiştim. Ama Bulut'un bensiz de idare edebildiğini görünce kabul etmek istedim. Kapıda da bana tekrar iş teklifinde bulundu, o kadar." dedim.

Dediklerim yalan olsa da elimden geldiğince inandırıcı olmaya çalışıyordum. Yalan söylemek konusunda iyi değildim ve ne zaman yalan söylesem annem anlardı. Ben bunları düşünürken annem tekrar konuştu.

"Ayrı eve çıktığında bizden uzaklaştın ve bunda benim de suçum vardı. Üstüne çok geldim. Ama şimdi tekrar evindesin. Aramızı düzeltmek istiyorum. Bu iş seni benden şimdi olduğundan daha fazla uzaklaştıracak. Gitmene izin veremem." dedi.

Annemin en azından bana fazla baskı yaptığını anlaması hoşuma gitti. Ama bunu söylerken bile gitmemle ilgili olan kararı kendisi vermişti.

Kendimden emin bir şekilde, "Ben gidiyorum." dedim.

Cevabım annemi kızdırdı.

"Bu adam sana neden iş teklifinde bulunuyor?" diye, sordu.

"Çünkü arkadaşım ve bana yardım etmek istiyor." dedim.

Annem sertçe, "İyi, git o zaman." dedi.

Aynı sertlikte karşılık verdim.

"Evet, gideceğim zaten."

2 GÜN SONRA

Annemin baskısına rağmen gitmekte diretmiş, başarılı da olmuştum. Bugün gideceğim gündü. Onları benimle birlikte havaalanına gelmemek konusunda zor da olsa ikna etmeyi başarmıştım. Şu an ise kapının önünde beni sözde havaalanına götürecek olan taksiyi bekliyordum. Taksi uzaktan göründüğünde, önce anneme, sonra babama, en son ise Bulut'a sarıldım. Bulut onu bırakıp gittiğim için bana tepkiliydi.

"Sıkıcı işi bana bırakıp kaçtığın için mutlusun tabi." dedi.

Onu bırakmak beni üzüyordu. Ne kadar belli etmesem de kitapçıyı da seviyordum. Ama en azından kendimi koruyabilecek kadar kurt olmalıydım. Bunun da yolu ne kadar uyum sağlayamasam da yuvaya dönmekti.

"Geri geleceğim." dedim.

Bulut inanmayan gözlerle, "Artık yılda bir kere gelip, bizi görürsün." dedi.

Bulut'u iş yalanına inandırmak annemden zor olmuştu. Az sayıda olan arkadaşlarımı tanırdı ve Çağrı'nın onlardan biri olmadığına emindi. Şu an bile bana inandığından şüpheliydim. Bu sırada taksi geldi. Taksici arabadan inip, annemin içine ne kadar eşyam varsa doldurduğu iki büyük valizi bagaja koydu.

Annem, "Havaalanına varınca ara, inince de ara!" diye, bağırdı.

Babam ise, "Arkadaşını aradın. İnince seni alacak değil mi?" diye, tekrar sordu.

"Evet, haberi var." dedim.

Hepsine son bir bakış atıp, taksiye bindim.

Biraz uzaklaştıktan sonra taksici, "Hangi havaalanı? diye, sordu.

Kendimi havaalanına gideceğime öylesine kaptırmıştım ki adama gerçekte gideceğim yeri söylemeyi unuttuğumu onun sorusuyla fark ediyordum. Havaalanı yerine Çağrı'yla buluşacağım yeri adama söyledim. Havaalanı kadar uzak olmaması taksicide hayal kırıklığı yarattı. Yirmi dakikaya yakın bir yolculuktan sonra Çağrı'nın arabasını gördüm.

"Burada ineceğim." dedim.

Taksici durdu ve ödemem gereken parayı söyledi. Seksen liraya yakın para verdikten sonra taksiden indim. Bavullarımı almam için bagajı açtı. Ama bu sefer yardım edecek kadar kibar değildi. Zorlanarak ilk bavulu arabadan indirdim. Tam ikincisini almak üzereydim ki birisi benden hızlı davrandı. Hemen geri çekildim. Bavulu alan tabi ki Çağrı'ydı. İki bavulu alıp, arabasına doğru yürümeye başladı. Ben de bagajı kapatıp, peşine takıldım.

Bavulları arabasının bagajına yerleştirdikten sonra, "Sanırım bu sefer daha uzun kalmayı planlıyorsun." dedi.

BÖLÜM SONU

Gece YürüyenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin