SIR

360 53 31
                                    

YENİ BÖLÜM YAKINDA

İYİ OKUMALAR

Eray kendini savunurcasına öne atıldı.

"Yapmamız gerekeni." dedi.

Çetin bakışlarını Eray'a döndürdü.

"Yapmanız gereken sessiz sedasız işi halletmekti. Emir'le savaş başlatmak değil!" diye, bağırdı.

Eray kendinden emin bir şekilde onu yanıtladı.

"Emir'in de sürüsünün de suyu çoktan kaynadı. Yaptıkları sadece onun sürüsünü değil, hepimizi etkiliyor. Onlar yüzünden SRC tüm kurt adamları avlamaya başladı. Daha güçlüsün ama korkaklığın nedeniyle kendini yıllarca bir odaya kapattın. Öyle değil mi? En son ne zaman dışarı çıktın? En son kiminle kavga ettin? Senin bu barış merakın yüzünden diğer sürüler bizi umursamıyor bile."

Ben şok olmuş bir ifadeyle onu dinlerken Çetin araya girdi ve onu durdurdu.

"Barış merakım... bu merak seni şimdiye kadar hayatta tuttu, Eray. Bu savaşı kazanacağımızı biliyorum ama bu uğurda kaç kişiyi kaybedeceğimizi bilmiyorum. Annenden sonra seni, tüm sürüyü hayatta tutmak için ne kadar çabaladım. Eğer bu sana korkaklık gibi gözüktüyse, evet öyleyim."

Eray cevap veremedi. Bu sırada her şeyi düzeltmek isteyen Çağrı araya girdi.

"Özür dilerim, Çetin ama başka şansımız yoktu. Nida'yı kurtarmak zorundaydım ve bunu nasıl yaparsam yapayım, Emir bundan hoşlanmayacaktı."

Kendimi kötü hissediyordum. Büyük bir sorun yaratmış gibiydim. Benim yüzümden iki sürü arasında savaş başlıyordu. Bu ne demekti? Nasıl savaşabilirlerdi? Bilmiyordum ama tek bildiğim bu uğurda birilerinin ölebileceğiydi. Aklımda çok fazla soru vardı. İlkiyse Çetin gelmeden önce sorduğumdu. Belki de Çetin'in burada oluşunu fırsata çevirmeli ve her şeyi ondan öğrenmeliydim.

"Emir benden bir şeyler sakladığınızı söyledi. Beni istemesinin tek nedeni buydu. Ne olduğunu bilmek istiyorum."

Çetin beni umursamadan cevap verdi.

"Senden sakladığımız bir şey yok."

Cevabı çıldırmama neden oldu. Kendimi durduramadım ve öfkeyle konuşmaya başladım.

"Buraya geldiğimden beri ne dediyseniz yaptım. Tuvalet temizledim, eğitimimi tamamladım, kaçırıldım, verdiğin görevi sorgulamadan yerine getirdim, birkaç saat önce de evleniyordum. Bunlara karşılık siz, sen benden bir şeyler saklamaya devam ediyorsun. Emir benimle bir hiç uğruna mı evlenmek istiyordu? Yalan mı söylüyor? Neden, neden yalan söylesin? Benden ne saklıyorsan şimdi öğrenmem gerekiyor. Yalan söylemeyi kes ve konuş."

Kendimi durdurmadım. Emir'in yalan söylemediğini biliyordum ama Çetin bana başından beri yalan söylüyordu. Bakışlarını tekrar bana çevirdi. Daha deminki umursamaz tavrının yerini endişeli bir ifade almıştı. Ellerini sakallarının arasında gezdirdi ve konuştu.

"Sana yalan söylemedim ama bir şeyleri sakladığım doğru."

Hemen, "Ne?" diye, sordum.

Bakışlarım diğerlerinin üzerine kaydı. Çağrı'da Eray'da endişeli gözüküyordu. Zavallı Bulut'sa her şeyden bir haber bir şekilde, oturduğu yeri delercesine küçülmüş, bizi dinliyordu. Bense söylediklerim için pişman değildim. Alfa olması umurumda değildi. Benden ne saklıyorsa öğrenmeliydim ve bunu kibarlıkla sağlayamayacağım ortadaydı.

Ben cevap beklerken Çetin bir süre düşündü. Düşünme süresinin uzaması beni korkutuyordu. Ne olduğunu merak ediyordum. Anlatmadığına göre kötü bir şey miydi? Ben sıradan bir kızdım. Kendisiyle alakalı büyük bir sırrı bilmeyen, sıradan, sıkıcı bir kız.

Çetin düşünme sürecinin sonuna geldi. Zihninde bir şeyleri toparlamış gibi gözüküyordu. Sonunda merakımı giderecek olan konuşmaya başladı.

"Sana söylemedik çünkü gerçek olması imkansız bir şey."

Hemen cevap verdim.

"Kurt adamlarda öyle."

Hafif bir tebessümle konuşmasına devam etti.

"Emir'in seni ısırdığı gün sıradan bir dolunay yoktu. O gün kanlı ay vardı. O gün birçok kişiyi dönüştürmeye çalıştı. Çoğunluğu öldü ama sen hayatta kaldın. Senin beyaz kurt olduğunu zannediyor. Evlenmek istemesinin nedeni buydu. Gücünü kullanmak istedi."

Ben devam et dercesine gözünün içine bakıyordum ama o susuyordu.

"Anlatmaya devam et. Beyaz kurt ne? Kanlı ay ya da nasıl bir güç?" diye, sordum.

Yüzündeki ciddi ifade değişti. İnanmadığını belli eden, hatta dalga geçer gibi gözüken bir ifadeyle sorularımı yanıtlamaya başladı.

"Orta çağ Avrupa'sının saçmalıklarından. Kanlı ayda ısırılan ve hayatta kalmayı başaran kişinin beyaz bir kurt adama dönüşeceğine inanıyorlar. Bu kurt adamın dünyadaki tüm kurt adamların Alfa'sı olacağını zannediyorlar ama hepsi yalan, uydurma. Sen beyaz bir kurt adam değilsin ve burada Alfa olan benim."

"Gerçek değil mi?" diye, sordum. Cevap beklemeden konuşmaya devam ettim. "Emir'in beni dönüştürmesinin, evlenmek istemesinin tek nedeni böylesine saçma bir efsaneye inanması mıydı?"

Çetin başını evet anlamında salladı ve beni yanıtladı.

"O gerçek olduğunu zannediyor. Seni kullanarak tüm sürüleri ele geçirebileceğini sanıyor. Peşine düşmesinin tek nedeni buydu."

Benden sakladıkları şeyin ne olduğunu merak ediyordum ama içten içe de böyle saçma bir şey çıkacağını hep biliyor gibiydim. Beyaz kurt... beyaz bir kurt değildim. Dönüştüğümde kürküm kahverengi oluyordu. Emir nasıl böylesine saçma bir şeye inanabilirdi? anlamlandıramıyordum. Bir anda kürkümün beyazlaşacağını mı düşünüyordu? Benimle dünyayı ele geçireceğini filan mı zannediyordu?

"Çok saçma." dedim ve konuşmaya devam ettim. "Saçma bir efsane, gerçek olmayan bir şey için mi beni dönüştürdü?"

Çetin, "Ona göre gerçek." diyerek, beni yanıtladı.

Emir'e beni neden dönüştürdüğünü sormayı düşünmüyordum ama şimdi nedenini biliyordum. Önceden nedensizce olduğunu zannediyordum. Çağrı'nın dediği gibi öylesine ısırdığını, güçsüz olduğumu anladığında beni terk ettiğini düşünüyordum ama şimdi nedeni belliydi. Bilmek bana kendimi daha kötü hissettiriyordu. Gerçek olmayan bir şey için hayatım mahvolmuştu ve olmaya devam ediyordu.

Ben savaşmak, savaş başlatmak, birilerini öldürmek, öldürülmek istemiyordum. İstediğim eski, sert koltuğumda oturup, film izlemek, rutubet kokulu, sarı sayfalı, kitaplarımı okumak, kitapçımda çalışmak, heyecanı kitap çalan birkaç kişiyi yakalayarak yaşamaktı. Oysa artık bunları yapmak için çok geçti. Hayatım dönüşü olmayan bir şekilde çoktan değişmişti. Ben bu değişimi anlayamıyordum.

"Şimdi ne yapacağız?" diye, sordum.

Çetin bakışlarını Eray'a döndürdü.

"Geriye kalan tek seçeneği." dedi. "Savaşacağız." diye, ekledi. 

BÖLÜM SONU

Gece YürüyenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin