Yeni bölüm yakında.
Yorumlarınızı bekliyorum. Herkese cevap veriyorum ve yorumları dikkate alıyorum.
Uyanır uyanmaz ilk iş yaramı kontrol ettim. Kadının sürdüğü şey kurumuş, toprağımsı bir hale gelmişti. Yaramsa tamamen iyileşmiş gözüküyordu. Bu sırada Azra'nın sesini duydum.
"Günaydın." diyordu.
"Günaydın." diyerek, karşılık verdim.
Üstümdeki kana bulanmış kıyafetleri değiştirmek için dolaba doğru yürümeye başladım. Dolabın kapağını açıp, en kolay ulaştığım kıyafetleri aldım. Bol bir kot pantolon ve yine bol siyah bir tişört. Sonra banyo yapmanın daha iyi olacağını düşündüm.
Azra'da aynısını düşünmüş olacak ki, "İstersen banyo yap." dedi.
"İyi olur. Bana yukardan şampuan filan getirir misin?" diye, sordum.
Azra, "Evet." dedi ve koşarak odadan çıktı.
Çok geçmeden elinde şampuan, saç kremi, lif, diş fırçası, diş macunu ve havlularla geldi. Her şeyi fazlasıyla düşünüyordu.
Kibarca, "Teşekkürler." dedim.
Dolaptan iç çamaşırlarımı da ayarladım ve banyoya girdim. Kıyafetleri ve havluları asıp, soyundum. İlk iş kadının sürdüğü toprağa benzer, pis kokulu çamuru çıkarmaya başladım. Tamamen vücuduma yapıştığından, çıkarmak için kazımam gerekiyordu. Sonunda bittiğinde sanki hiç yaralanmamış gibiydim. Bir süre öylece dün gece orada olan pençe izlerinin iyileşmiş haline baktım. Dün yaralandığıma dair hiç kanıt yoktu. Bu durum beni bir yandan rahatsız etse de sanırım iyi bir şeydi. Sonra üstüne düşünmekten vazgeçip, hızlıca banyomu yaptım. Banyodan çıktığımda Azra hala beni bekliyordu.
"İyi misin? Kahvaltıya gidelim mi?" diye, sordu.
"Gidelim. Ama önce sana söylemem gereken bir şey var." dedim.
Dün gece Çağrı'nın bana söylediklerini ona söylemeliydim. Onun da başı en az benim kadar dertteydi. Tam olarak ne olduğunu bilmediğimden ve onu da korkutmak istemediğimden sakince konuştum.
"Bugün Eray ve Açelya'nın durumuyla alakalı sürü toplanacakmış. Ne demek tam olarak bende bilmiyorum. Ama bize de bir şeyler sorabilirler." dedim.
Azra, "Biliyorum." dedi.
Şaşırdım.
"Nasıl?" diye, sordum.
"Çağrı söyledi." dedi.
Rahatladım. Daha fazla açıklama yapmak zorunda değildim.
"Tamam. Kahvaltıya çıkalım." dedim.
Yukarı çıktığımda Açelya ya da Eray ortalarda yoktu. Çoğu kişide Azra ve beni izliyordu. Durumdan rahatsız olsam da belli etmemeye çalıştım. Tabağıma üç pankek, biraz çilek reçeli, birazda fındık ezmesi koydum. Odanın en ücra köşesine gidip, yere oturdum. Buradayken insanların bana olan ilgisi azalmış gibiydi. Çok geçmeden Azra'da yanıma oturdu.
"Sence biz de ceza alır mıyız?" diye, sordu. Tam cevap verecekken başka bir soru daha sordu. "Sence ceza olarak ne verirler?"
"Ceza olarak ne verirler bilmiyorum. Çağrı ceza almayacağımızı söyledi." dedim.
Azra rahatlamışa benzemiyordu.
"True Blood'da mahkeme kuruyorlardı. Cezada dişlerini sökmek, ne biliyim, yüz yıl gümüşle bağlayıp gömmek filandı. Bunların cezalarda öyle olmasın." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Yürüyenler
ChickLitNida isteği dışında kurtadama dönüştürülmüş genç bir kızdır. Isırıldığından bu yana kendisini insanlardan uzak tutmaya çalışarak hayatına devam etmektedir. Fakat hiç beklemediği bir anda kendisini büyük bir savaşın içinde bulur. Bu savaş ona kendisi...