BIÇAK YARASI

604 101 115
                                    

Yeni bölüm yakında.

Yorumlarınızı bekliyorum. Herkese cevap veriyorum ve yorumları dikkate alıyorum.

Medyaya dikkat!

"Sana güvenmiyorum. Seninle hiçbir yere gitmem." dedim.

Kaşlarını çattı.

"Ben ne dersem o olacak." dedi.

Pes etmeye niyetim yoktu.

"Zannetmiyorum." diyerek, karşılık verdim.

Dediğini yaptıramadığı için sinirden kuduruyordu ama umurumda değildi. Beni kaçırmalarına izin veren birine artık güvenemezdim.

"Kaçırılmana izin verdim. Çünkü ne yapacağını görmek istiyordum." dedi.

Yaptığı savunma hiç yapmamasından daha kötüydü.

"Ölebilirdim." dedim.

Yüzünde umursamaz bir ifade vardı. Tek istediği üste çıkıp, bana istediğini yaptırmaktı.

"Gelip kurtardım." dedi.

Gülerek, "Beni kurtaran Çağrı'ydı." dedim.

Kaşlarını çattı.

"Planı kiminle yaptığını zannediyorsun. Seni kurtarmak için elimden geleni yaptım. İşe yaradı da. Bir ay boyunca yapamadığın şeyi, benim sayemde bir gece de yaptın. Eğitim tarzımı sorgulamayı kes ve dediğimi yap." dedi.

Salonun ortasında kavga ettiğimizi fark ettiğimde artık çok geçti. Herkes durmuş bizi izliyor, işin nereye varacağını merak ediyordu. Tüm gözlerin üstümde olması rahatsız olmama neden oluyordu.

Ses tonumu alçaltmaya çalışarak, "Geleceğim ama beni yalnız bırakmayacaksın." dedim. Tam Eray konuşacakken tekrar araya girdim. "Bir daha öyle bir saçmalık da yapmayacaksın." diye, ekledim.

"Tamam. Artık gerek yok, zaten." dedi ve uzaklaştı.

Bense elimdeki tabağı sertçe kirlilerin olduğu yere bıraktım ve aşağıya indim. Azra'da çok geçmeden geldi. Beni yine saçma sapan soru yağmuruna tutar diye bekliyordum ama bu sefer çok sessizdi.

"Diğerleri gelmeden üstümü değiştireyim." deyip, banyoya girdim.

Üstüme rahat bir eşofman ve ince, uzun kollu bir tişört giyip, çıktım. Bir süre Azra'yla sohbet ettikten sonra bahçeye çıkıp, Eray'ı beklemeye başladım. Ormana kesinlikle gitmek istemiyordum. Salonda insanları bakışlarından kurtulmak için kabul etmek zorunda kalmıştım ama Eray benim için hala güvenilmezdi. Kurtarılmama yardım etmesi bu gerçeği değiştirmiyordu. Düşüncelere dalmışken sırtıma dokunan elle irkildim.

Eray beni ittirerek, "Hadi, arabaya." dedi.

Cevap vermeden dediğini yaptım. Arabaya bindim ve yola çıktık. On, on beş dakikalık sessizlikten sonra dayanamayarak içimde tuttuklarımı dışarıya atmaya başladım.

"Ölseydim, ne olacaktı?" diye, sordum.

Net bir şekilde, "Ölmedin." dedi.

"Ölebilirdim." diyerek, ısrar ettim. "Siz gelmeden beni öldürebilirlerdi." diye, ekledim.

"Ölmedin." diye, tekrarladı.

"Ölebilirdim!" diye, bağırdım.

Anlayamıyordum. Beni almalarına öylece izin vermişti. Savunması ise kendisinin pek de işe yaramadığı kurtarma planıydı.

Sakin kalmaya çalışarak, "Ölmedin. Gelip kurtardım." dedi.

"İyi." dedim ve sustum.

Nasıl bir cevap beklediğimi bilmiyordum ama istediğim cevabın ölmedin olmadığından emindim. Yolun geri kalanında ikimizden de çıt çıkmadı.

Gece YürüyenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin