GERİ DÖNDÜ

82 17 12
                                    


Yorum ve vote hiç yok bu nedenle yeni bölümün gelmesi bu kadar uzadı. Normalde hala gelmeyecekti fakat takip eden okuyucular olabileceği için geçen bölüme daha fazla yorum ve vote gelmesini beklemeden yeni bölüm yayımladım. Eğer takip ediyorsanız vote ve yorum bekliyorum.

Medya da yine güzel bir şarkı var. Bir şans verin.😉

İYİ OKUMALAR...

"Senin için bunu anlamak neden bu kadar zor, Nida?" dedi.

Çok geçmeden onu yanıtladım.

"Çünkü seni anlayamıyorum. Ne yapmak istediğin hakkında hiçbir fikrim yok. Benden nefret ettin, ettin, ettin... sonra bir gün beni öptün. 'Hiçbir anlamı yoktu.' dedin. 'Bence de yoktu.' dedim, geçtik. Sonra yine nefret ettin. Kavga ettik ama sonunda arkadaş olduk. Amacın ne? Burada geçirdiğim her dakikayı bana zehir etmek mi? gerçekten... gerçekten benden neden nefret ediyorsun? Ettiğini söylüyorsun ama bu nefret için gerçek bir neden yok."

Aklımdakileri açıklamakta fazlasıyla zorlanıyordum. Anlayamadığım, anlatamadığım çok şey vardı. O ise aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu. Nefret, nefret, nefret... nedensiz bir nefret. Bu senin yerine başkasını alacaktım olayı değildi. Ben gerçeği bulmakta kararlıydım.

Belki de gerçek benim beklediğim gibi değildi. Zaten ne bekliyordum? Ondan bile emin değildim. Benden gerçekten hoşlandığını söylemesini mi istiyordum? Böyle bir şeyi istemek beni nasıl biri yapardı? 'İstemiyorum' diye, içimden defalarca kez geçirdim. Bu olaydan aklanmalıydım.

"Merak mı ediyorsun?" diyerek, düşüncelerimle arama girdi.

Başımla onayladım.

"Evet, hem de çok."

"Öyle mi?" diye, sordu.

"Öyle..." dedim.

Uzun bir sessizlik oldu. Belki de onun da gerçekten benden nefret etmek için bir nedeni yoktu.

Fısıldayarak, "Arabadan in." dedi.

Anlayamadım.

"Ne?" diye, sordum.

Bağırdı.

"Arabadan in!"

Dediğini yaptım. Kendimi bir hışımla dışarı attım. Çok geçmeden arabayla yanımdan uzaklaştı. Arkasından baka kaldım. Kendime geldiğimde birkaç dakika geçtiğine emindim.

Eve girdim. Akşam yemeği faslı bitmişti. Etrafta kimse yoktu. Benimse karnım açtı. Çaktırmadan mutfağa gitmeye karar verdim. Bu sırada merdivenleri hızla çıkan Azra'yı gördüm. Eve girdiğimi büyük ihtimalle duymuştu. Şimdi saçma sapan sorular soracaktı. Oysa benim bile konuyla alakalı bir cevabım yoktu. Eray'ın tek yaptığı siktir olup gitmekti. Bende salak gibi kalmıştım.

"İyi misin?" diye, sordu.

Gülümsemeye çalışarak yanıtladım.

"Evet, karnım acıktı. Bir şeyler yiyeceğim."

Mutfağa doğru yürürken o konuşmaya devam etti.

"Emin misin? Ne konuştunuz? çok kötü gözüküyorsun."

"Önemli bir şey değildi. Öfkesinin benimle bir alakası yokmuş." diyerek, yalan attım.

Dolabı açtım ve içinden salam çıkardım. Bunu gören Azra birkaç çekmece araştırması yaptıktan sonra bulduğu, bayat gibi gözüken sandviç ekmeğini bana uzattı. Kestiğim salam dilimlerini içine doldurdum ve salamı dolaba geri koyup, kapıyı sertçe kapattım. Sonra geçip, masaya oturdum. Azra'da karşıma geçti.

"Bu arada Çağrı seni sordu. Eray'la olduğunu söyledim." dedi.

İçimden 'bok var hemen yetiştir.' dedikten sonra sakince onu yanıtladım.

"Nerede şimdi, o?"

Omuzlarını kaldırdı ve kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Nereye gittiğini bana söylemez ki." dedi.

Bir yandan sandviçimi yerken bir yandan Azra'yla konuşmaya devam ettim.

"Önemli bir şey olsaydı arardı."

Azra Eray konusuna döndü.

"Neden öfkeliymiş, yine?" diye sordu.

Gülmeye başladım.

"O da bana bunu söylemez."

Azra'da gülümsedi. Bu sırada yemeğim bitti. Telefonuma baktığımda saattin on bire geldiğini gördüm. Uykum yoktu. Sabahsa tekrar okula gitmek zorundaydık. Eray'la karşı karşıya gelecektik ama istediğim cevabı yine alamayacağıma emindim.

Azra, "Yatalım mı?" diye, sordu.

Hemen yanıtladım.

"Sen yat ben biraz daha oturacağım."

İkiletmeden beni onayladı ve mutfaktan çıktı. Onun gitmesini fırsat bilip, dolabı biraz daha karıştırdım fakat bu sefer buzluk tarafını. Büyükçe bir dana yüreğini elime aldım. Kaskatıydı ama umursamadım. Temmuz ayındaydık. Dondurma niyetine iyi gideceğini düşünüyordum. Avucumum içinde eritmeye çalıştım. İşe yaramadı. Bende vazgeçtim ve ufak ısırıklar aldım. Yarısına gelmiştim ki dışarıdan araba sesi duydum. Bir hışımla yerimden sıçradım ve mutfaktan çıkıp, koşar adım dış kapıya gittim ama gelen tanıdığım biri bile değildi. Yine de bana selam verdi. Bende ona karşılık verdim.

Bir süre salonda oturduktan sonra bahçeye çıkmaya karar verdim. Arka bahçedeki çimenlerin oraya gidip, oturdum ve elimdekini bitirdim. Uzun zaman geçmişti ama ne Çağrı'dan ne de Eray'dan ses yoktu. Bende uzandım. Hava açıktı. Hiç bulut yoktu. Bir süre aptal aptal gökyüzünü izledikten sonra uyuya kaldım. Azra'nın sesiyle kendime geldim.

"Koş Eray geldi!"

Ne olduğunu anlayamadan beni ayağa kaldırdı.

"Ne yapayım, geldiyse?" dedim.

O ise kolumdan tutup, çekiştirmeye başladı.

"Çabuk gel!" diye, tekrar bağırdı.

Sakince, "Yüzümü yıkayayım bakarım." dedim.

Bahçe kapısından içeri girdim ve tuvalete geçtim. Çıktığımda Azra hala aynı heyecanını koruyordu.

"Her yeri kan içinde."

Söylediğiyle bir an kendime geldim.

"Ne?" diye, çıkıştım.

Kendi kanı değildi, herhalde. Başkasının kanı mıydı? Neden kan içindeydi? Dün gece ne yapmıştı? Aklımda sorular dönüp, duruyordu.

Azra sert bir şekilde, "Şimdi ilgini çekti." dedi.

Umursamadım.

"Nerede o?" diye, sordum.

"Yukarı çıktı. Çetin'in yanına sanırım." diye, yanıtladı.

Nasıl çıktığımı anlayamadan kendimi yukarıda buldum. Dank diye Çetin'in odasına daldım. Çağrı'da oradaydı. Eray'sa gerçekten kan içindeydi. Tişörtü siyah olduğu için oradaki kan pek belli olmuyordu fakat kolları ve elleri kan içindeydi. Yüzü, sakalları hatta saçlarının bir kısmı kana bulanmıştı.

İç güdüsel olarak Eray'ın yanına gittim ve kolunu kaldırıp, orasına burasına bakarak herhangi bir yara aradım ama sağlam gözüküyordu.

"Ne oldu sana? İyi misin?" diye, sordum.

Umursamadı. Sert bir şekilde beni itti. Birkaç adım geriye tökezledim.

Bu sırada sorumu cevaplayansa Çetin oldu.

"Ünal Bıçakçı... tekrar peşimize düştü."

BÖLÜM SONU

Okunma sayılarında ki düşüklük nedeniyle finale daha hızlı geçmeye karar verdim. Geri kalan bölümleri düzenli bir şekilde atacağım. 

Gece YürüyenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin