KUZGUN, KURT ADAM

600 101 83
                                    

Yeni bölüm yakında.

Yorumlarınızı bekliyorum. Herkese cevap veriyorum ve yorumları dikkate alıyorum.

Acı ve öfkeyle çığlık atmaya devam ediyordum. Bir şekilde kurtulmalıydım. Tüm gücümü ve öfkemi kullanarak, boş kalan elimle arkadan boynumu ısırmaya devam eden vampiri ittirmeye çalıştım. Benden çok daha güçlüydü ama pes etmeye niyetim yoktu. Son kez tüm gücümü topladım ve önce kolumu sertçe sallayarak, kolumdan beni ısırmaya devam edenden kurtuldum. Sonraysa boynumdan ısıranı çevik bir hareketle yakaladım. Genç bir kadın gibi gözüküyordu ama gücüne bakılırsa çok daha yaşlıydı. Kadını boynundan yakaladığım için tüm gücümle sıkıyordum. O ise kurtulmak için çabalayıp duruyordu. Onu bu şekilde öldüremezdim ama yüzündeki ifadeden fazlasıyla öfkelendiğini anlayabiliyordum.

"Bırak beni!" diye, cırladı.

Bense ciddi ses tonumla, "Neden?" diye, sordum.

Gerçekten nedenini merak ediyordum. Yirmi saniye önce beni öldürmeye çalışan birini neden bırakacaktım. Kadın tekrar konuştu.

"Bırak, yoksa seni burada gebertirim." dedi.

Ben ise gülerek, "O şansı sanırım kaybettin." dedim.

Tam o anda daha önce hiç hissetmediğim kadar şiddetli bir acı hissettim. Acının etkisiyle kadını bıraktım. O da bunu fırsat bilerek kaçtı. Çığlık çığlığa yere çöktüm. Etraf da ki her şeyden soyutlanmış gibiydim. Hiçbir şey göremiyordum. Tek hissettiğim acıydı. Tüm vücudumu kaplayan, kemiklerime kadar işleyen acı. Bu acı bir yerden tanıdık geliyordu. İlk kez kurt adama dönüştüğümde olan acıydı ama onun ultra versiyonuydu. Daha sonra dönüştüğümü hissetmeye başladım. Şu an olmasını istemiyordum. Yeterince güçlü olduğumu düşünmüyordum. Ama gerçekleşiyordu. Önce ağzımdaki dişlerin dökülmeye başladığını hissettim. Yeni diş çıkaran bir bebek gibiydim ya da dişlerinin yerine yenisinin çıkmasını bekleyen bir çocuk gibi. Kurt dişlerim çıkmaya başladığında yüzüm bir kurdunki gibi öne doğru büyüdü. Sırtımın büyüdüğünü, omuzlarımın genişlemeye başladığını hissediyordum. Ellerim pençeye dönüşüyor, vücudumu kıllar kaplıyor, kıyafetlerim dönüşmenin, büyümenin etkisiyle yırtılıp, yere düşüyorlardı. Kurt adam olmak büyümek gibiydi. Çocukken kemiklerimiz uzarken, büyürken hissettiğimiz acıyı en yüksek dozda hissediyordum. Oysa artık dolunay zamanlarında böyle bir acı hissetmezdim. Tüm bu eziyet dolunay olmadığı için miydi? Sanırım öyleydi. Sonunda dönüşmeyi başardığımda, kendimi hiç olmadığım kadar güçlü hissediyordum. Nefes alışverişlerim birer hırlamaya dönüştü. Madem dönüştüm, birkaç vampir haklamalıydım. Benim dişerim onlarınkinden büyüktü. Kendimi zorlanmadan kavganın içinde buldum. Vampirler kaçmaya çalışıyordu. Ben de önüme çıkan birkaç tanesine pençe attım. Ama hedefim beni az önce ısıranlardı. Çok geçmeden beni gebertmekle tehdit eden kadını buldum. Karşısına dikildiğimde beni kısa süreliğine inceledi.

"Büyümüşsün." dedi, küstahça.

Cevap olarak yapabildiğim tek şey hırlamaktı. Kadına doğru koştuğumda beni sertçe geriye itti. Yaptığı daha da öfkelenmeme neden oldu. Beklenmedik bir hızla kadının yüzüne sert bir pençe attım ama iz kısa sürede yok oldu. Bizden daha hızlı iyileşiyorlardı. Bunun nedeni sanırım ölü olmalarıydı. Pes edecek halim yoktu. Tekrar bir hamle yaptım. Zıplayarak karnıma sert bir tekme geçirdi. Tekmenin etkisiyle geriye doğru savruldum. Acı içinde tekrar doğrulmaya çalıştım. Kalkmam beklediğimden daha uzun sürdü. Tam bir kurt gibi hissediyordum. Ön pençelerimi de ayak gibi kullandım. İki ayağımın üstündeki halimden çok daha hızlıydım. Hatta bir vampirden bile daha hızlıydım. Kadını tüm gücümle yere serdim. Hiç durmadan ısırıyor, pençeliyordum. O ise sonunda benden kurtuldu. Attığı tekmenin etkisiyle yukarı uçtum ve yere çakıldım. Bunu fırsat bilen kadın hızla uzaklaştı. Bu sırada birçok vampirde aynısını yapıyordu. Sonunda ya kaçmayı başardılar ya da öldüler. Yerde üç ceset vardı ve hepsi vampirlere aitti. Şimdilik başarı kazanmışa benziyorduk. Benimse tekrar insan formuna dönüşmem gerekiyordu. Kadının kaçması beni mutlu etmese bile şu an onu düşünecek halim yoktu. Bir an önce insan olmalıydım. Bunun içinde sakinleşmem gerekiyordu. Gözlerimi kapattım ve hiçbir şey düşünmemeye çalıştım. Yavaş yavaş tekrar insan oluyordum. İnsana dönüşmek acı çekmeme neden olmuyordu. Hatta rahatlatıcı bile sayılırdı. İnsan olmayı başardığımda çıplak kaldım. Kıyafetlerim uzaktaydı. Uzakta olmasalar bile parçalanmışlardı. Ne yapacağımı bilemeden olduğum yerde çöküp kaldım. Ayağa kalkıp, utanç yürüyüşü yapacak halim yoktu. Olduğum yerde öne doğru topak oldum. Çıplaklıkla alakalı çok büyük problemlerim olmasa bile, buradaki herkesin beni çırılçıplak görmesini de istemiyordum. Bir süre öyle kaldıktan sonra Çağrı'nın sesini duydum.

Gece YürüyenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin