YALAN

639 121 69
                                    

Yeni bölüm yakında.

Yorumlarınızı bekliyorum. Herkese cevap veriyorum ve yorumları dikkate alıyorum.

"Tamam." deyince, yüzüme boş boş bakmaya başladı. Bende, "Bana da Azra söyledi." dedim.

"Kimsenin bilmemesi gerekiyor." dedi.

Gidip birilerine söyleyeceğimi düşünüyordu. Burada konuştuğum tek kişi Azra'ydı. O da haberin kaynağı olma görevini üstleniyordu.

"Neden bana diyorsun?" diye, sordum. "Bana söyleyen Azra'ydı. Gidip onunla konuş." dedim.

Hemen cevap verdi.

"Arkadaşınla sen konuş. Başka biri daha öğrenirse senden bilirim." dedi.

Konunun benimle ne alakası olduğunu bilmiyordum. Onu gizlice dinleyen ya da öğrendiğimi başkasına anlatan ben değildim.

"Bu konu beni ilgilendirmiyor. Ben kimseye söylemeyeceğim. Başkası öğrenirse de sen uğraş. Onu buraya getiren sensin." dedim.

Gitmek üzereyken beni tuttu ve kendine çevirdi.

"Bu ciddi bir şey. Diğerlerinin bilmemesi gerekiyor." dedi.

Gitmeye çalışmama rağmen o beni kavgaya davet ediyordu. Ben de istediğini vermeye karar verdim. Hızlı bir şekilde konuşmaya başladım.

"Kimsenin bilmemesini istiyorsan, sen daha dikkatli olmalıydın. Beni buraya sürükleyeceğine, onunla herkesin içinde konuşmasaydın." dedim. Cevap vermek üzereyken onu susturdum. "Bu konuyla benim alakam yok. Azra da birine söylerse beni ilgilendirmez." dedim.

Yürümeye başladım. Bu sefer beni tutmadı. Diğerleri öğrenirse ne olurdu merak ediyordum. Öğrendiğim kaç kişinin bildiği bir sırdı? Çağrı biliyor muydu? Ya da Alfa? Yoksa sadece Eray ve Lara Croft'un arasında mıydı? Öğrendiğimi biriyle paylaşmak gibi bir arzum yoktu. Salona döndüğümde Azra'yı etrafta göremedim. Bende eğitime hazırlanmak için aşağıya indim. Oda kalabalıktı. Azra heyecanla yanıma geldi.

"Ne konuştunuz?" diye, sordu.

Bu kızın merakı beni sinir ediyordu. Yine de ona karşı kibar oldum.

"Üstümüzü değiştirelim. Anlatacağım." dedim.

Gerçekleri söyleyecek, kimseye anlatmaması için ricada bulunacaktım. Dolabıma gidip, üstüme giyineceğim kıyafetleri aldım. Sessiz bir bekleyişin ardından banyo sırası bana geldi. Kısa sürede üstümü değiştirip, çıktım. Neler anlatacağımı merak etmiş olacak ki Azra üst değiştirme konusunda benden bile hızlı davrandı. Beni kolumdan tutup, bahçeye doğru çekiştirmeye başladı.

Dışarı çıktığımızda, "Anlat bakalım." dedi.

Hemen konuya girdim. Olabildiğince alçak sesle konuşuyordum.

"Bana söylediğin şey. Bildiğimizi biliyor." dedim.

Kızın yüzünü korkmuş bir ifade kapladı.

"Ne dedi?" diye, sordu.

Onu sakinleştirmek için omuzuna dokundum.

"Kimseye söylemeyin dedi." dedim ve ekledim. "Sakin ol, tehlikeli bir durum yok."

Ne kadar sakinleştirme çalışsam da Azra'nın yüzündeki ifade değişmedi. Oysa onu tehdit eden bile yoktu.

"Evet, ama ben çoktan birine daha söyledim." dedi.

Hemen, "Kime?" diye, sordum.

"Burcu'ya." dedi.

"Ne ara söyledin?" diye, çıkıştım.

"Söyledim. Konuşma arasında boş bulundum." dedi.

Burcu'nun herkese anlatacağına emindim. Ama benim suçum yoktu. Ben kimseye bir şey anlatmadım. Bu sırada diğerleri de bahçeye gelmeye başladı. Çok geçmeden Eray'da geldi. Onunla konuşmaya karar verdim. Bu konuda yapılabilecek başka bir şey aklıma gelmiyordu.

Yanına gidip, "Bir şey söylemem lazım." dedim.

Ne olduğunu hemen anladı.

Beni başıyla onayladı ve "Gel." dedi. Biz uzaklaşırken diğerleri meraklı bakışlarla bizi süzüyorlardı. Açelya'nın bir şeyler anlayıp, anlamadığını bilmiyordum. Bu sıra da iyice uzaklaştığımıza kanaat getiren Eray konuştu. "Ne oldu?"

Hemen konuya girdim.

"Azra, Burcu'ya söylemiş. Ama benimle bir alakası yok." dedim. Sinirlenmişe benziyordu. "Öğrenirlerse ne olur ki?" diye, sordum.

"Burcu şu geveze kadın değil mi?" diye, sordu.

"Evet." dedim.

"Siktir!" diye, bağırdı. "Birine söylemiş midir?" diye, sordu.

"Bilmiyorum. Onunla konuşmadım." dedim. Çok sinirlenmiş görünüyordu. Yüzü kıpkırmızı oldu. "Öğrenirlerse ne olur? Kimse bilmiyor muydu?" diye, sordum.

"Öğrenirlerse başım derde girecek." dedi.

"Neden?" diye, sordum.

Kendimden beklemediğim bir şekilde konu üstüne meraklıydım.

"Onu getirmemem gerekiyordu." dedi ve ekledi. "Dönelim. Sen Burcu'yla konuş. Birine söylemişse öğren."

Şaşkınlıkla, "Ben mi?" diye, sordum.

"Evet, senin arkadaşın." dedi.

"Tamam." dedim.

Ne diyeceğimi bilmiyordum. Olayı bana anlatan Azra'ydı. Ama saçma sapan bir duruma düşen bendim. Bu sırada Eray tekrar konuştu.

"Tamam. Gidelim, o zaman." dedi.

Diğerlerinin yanına dönmek için hızlı adımlarla yürümeye başladık. Vardığımızda ortamda büyük bir kaos hakimdi. Herkes bağırıyordu. Ama ne dedikleri anlaşılmıyordu. Tam o anda gözüme Açelya takıldı. Azra'yı yere sermişti. Diğerleri ise Açelya'yı durdurmak için çekiştiriyordu. Koşarak, diğerlerine yardım etmek için Açelya'nın koluna yapıştım. Kadın delirmiş gibiydi. Bir hışımla herkesi yere serdi. Ayağa kalkmak üzereydim ki aldığım sert darbe ile yere serildim. Bana vuran Açelya'ydı.

"Sen ve boşboğaz arkadaşın her şeyi mahvettiniz!" diye, bağırıyordu.

Bu sırada onu durdurmak için Eray araya girdi. Kadını uzaklaştırırken bende ayağa kalktım. Eray Açelya'yı kolundan tutmuş, çekiştiriyordu. Ama kadın gitmemek için direniyordu. Çok uzaklaşamadan Açelya kontrolünü kaybetti. Eray'ı kolundan fırlattı ve birkaç saniye içinde kurda dönüştü. Ben ne olduğunu anlayamadan bana doğru koşmaya başladı. Bense diğer herkes gibi şaşkınca olanları izliyordum. Taa ki karnımda hissettiğim acıya kadar. Pençeleriyle karnımı boydan boya çiziyordu. Sırt üstü düştüm. Tek yapabildiğim çığlık atmaktı. Benin çığlıklarım diğerlerini yaşadıkları şaşkınlıktan uyandırmış olacak ki hemen araya girdiler. Açelya'yı benden uzaklaştırdılar. Ellerimi karnımın üstüne götürdüğümde fışkıran kanı hissedebiliyordum. Durdurmak amacıyla ne kadar bastırsam da işe yaramıyordu. Kesinlikle iyileşmiyordum.

BÖLÜM SONU

Gece YürüyenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin