16. Bölüm: Sunum
İyi okumalar Bücürler 💚💜
***
Sabahın köründe, gözlerim yarı açık okula gelmek zorunda kalmıştım. Zaten pek mutlu değildim bir de üstüne pek çalışmadığımız sunumun bugün olduğunu sunum grubumuzun okumadığım mesajlarına göz atarken fark ettiğimde kafamı bir yerlere vurasım ya da saklanasım gelmişti.
Güne çok kötü başlamıştım gerisinde daha da kötü olacağına yemin edebilirdim.
Berke'yle her ne kadar mesajlaşmış ve bir nevi istediğimi yaptırmıştım ama bu beni pek mutlu etmiyordu. Mesajlarda rol yapmak kolaydı çünkü yüzünü ya da yapmacık gülümsemeni görmüyordu ama gerçek hayatta ne yazık ki seni görüyordu. Onu anlamak için bakışımı değiştirmeye çalışsam da anlayamıyordum çünkü gerçekten farklı noktalardan bakıyorduk.
Deniz'le neredeyse bütün gün bunu konuşmuştuk ve sonuç olarak çok hızlı bir şeylere başladığımızı bulmuştuk. Berke haklı mıydı bilmiyordum ama Deniz de sevgili olmamız için erken olduğunu söylemişti. Sanırım sabırsız olduğum için hemen sevgili olalım ve bir daha ayrılmayalım istiyordum ki bu gerçek hayatta hele ki liseli bir kız için imkansıza yakındı. Çünkü artık seksenlerde yaşamıyorduk.
Lise aşkıyla evlenmiyordu kimse. Hatta uzun bir ilişki bile yaşayan azdı. Bu acı gerçek yüzüme tokat gibi vurduğunda içimdeki taze hislerin üzerine koca kara bulutlar gelmişti ne yazık ki.
Bahçede, soğuk rüzgar olmasına rağmen oturan sunum grubumu görünce mecburen bahçe merdivenlerinden inip piknik banklarına benzeyen masalı banklara doğru ilerlemeye başlamıştım. Lara ve Aden, yan yana oturmuş karşılarında oturan Alkın'la bir şey konuşuyorlardı. Önlerinde açılmış kağıtlara bakılırsa sunum hakkındaydı. Rüzgar bir kağıdı uçuracakken hızla yakalayıp göğsüme bastırdım ve Alkın'ın yanındaki boşluğa çantamı bırakıp oturmadan önce kağıtlara bir göz attım.
"Günaydın herkese."
"Günaydın tatlım." Lara, gülümsediğinde ona gerisin geri gülümseyip göğsüme bastırdığım kağıdı çektim ve göz gezdirdim. Okuduğumuz kitaplardan birinin özetiydi.
"Ne yapıyorsunuz? Ben ne yapayım?"
Alkın'ın yanına oturduğumda beni cevaplayan Aden olmuştu. "Sunum için kendine bir yazı yazabilirsin. Berke ve sen hariç herkes konuşmasını yazdı."
Başımla onu onaylayıp önümdeki kağıt yığınına kısaca göz attıktan birilerinin önünde yazı yazarken gerildiğim için gözlerimi onların üzerine çevirmiştim. Lara, kısa siyah saçlarını kulağının arkasına ittirmiş, bedenine yapışan belini açık bırakmış siyah bir tişörtünün önüne yıldız şekilli uzun bir kolye takmıştı. Üzerinde kot rengi bir ceket ve altında siyah, kalem etek vardı. Gerçekten güzeldi.
Aden, toz pembesi pelüş bir montun fermuarını boğazına kadar çektiği için içine ne giydi göremiyordum ama altında kot pantolonu vardı. Kahverengi saçına montuyla neredeyse aynı renk olan toz pembesi ve üzerinde minik kalp desenleri olan bir taç takmıştı. İkisi de o kadar güzeldi ki iç çekesim gelmişti.
"Sunum öğleden sonra. Benim yazı yazarken birileri varsa dikkatim dağılıyor ve yazamıyorum. Teneffüslerde yazıp size göstersem olur mu?"
Yanımda oturan Alkın'a kısa bir bakış attığımda saçını düzeltti ve beni onayladı. Kızlar da beni onayladığında rahatlamıştım. En azından birilerinin gözünün önünde yazı yazmayacaktım. Tabii ödevi son saniyeye bırakmasaydım bu gerekmeyecekti ama ödev de son gün, yetişecek mi acaba diye düşünürken daha iyi yapılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşilli
Teen FictionRüzgar saçlarında dans ederken gözlerimi onun gözlerinden alamıyordum. Çok garipti, sanki daha az önce ondan nefret ediyormuş gibi hissediyordum ama şu an yeşil gözlerine bakarken nefreti hissetmiyordum. "Neden bana öyle bakıyorsun?" Dudakları arası...