37. Bölüm

585 25 2K
                                    

37. Bölüm: Fedakarlıklar 

Medya: Berke ve Dila 💜💚 

Berke'nin modeli giyinik fotoğraf paylaşmış şaka mı??? FKSÖXSÖCÖSÖDKSM

İyi okumalar bücürler 💜💜


Berke'den;

Soğuk su bütün bedenimi dinç tutarken dış kapının açılıp kapandığını suyun sesinin ardından bile olsa duymuştum. İster istemez kaşlarım çatılırken Dila'nın evden çıkmış olabileceği ihtimali bedenimi soğuk sudan daha fazla germişti ister istemez.

Bu ev lanetli bir yerdi benim gözümde. Her ne kadar yakınlaşmalarımızın başlangıcı olarak burası görünse de bütün kötü anlar da sanki burada başlamış ve burada parçalanmıştık. Bu yüzden Dila'yı birkaç dakika bile olsun burada yalnız bırakırken istemsizce geriliyordum.

Zaten durulanmış olan bedenimi duşa kabinden çıkardım ve askıda asılı olan beyaz havluyu belime sarıp birkaç saniye içinde banyodan çıktım. Dila'yı tam da tahmin ettiğim gibi kapının önünde gördüğümde kaşlarım biraz daha çatılmıştı. Orada ne işi vardı? Evden dışarı çıkmışa benziyordu.

"Bir şey mi oldu?" dedim ıslak saçlarımı alnımdan alıp arkaya doğru yatırırken. Beni görmeyi beklemiyormuş gibi o güzelliğinden bir haber olduğu yeşil gözlerini kocaman açtı ve her yalan söylerken yaptığı gibi alt dudağını yolmak istercesine dişledi. "Yok, yok bir şey."

"O zaman neden üzerinde montun var?" dediğimde bakışlarını benden çekti ve üzerindeki montu yeni fark ediyormuş gibi kendine baktı.

"Az önce kapı çaldı. Ben de açtım baktım kimse yok. Sonra dedim işte yanlıştır falan diye ama tekrar çalınca merakıma yenik düşüp aşağıya indim. Sanırım komşunun kargosu gelmiş, kargocu çocuk da karıştırmış. O yüzden giydim montu ya." Bir çırpıda konuşup üzerindeki montu çıkartırken biraz olsun rahatlamıştı ve bu asla gözümden kaçmamıştı. Yalan konusunda biraz olsun daha iyi olsa da o kadar geriliyordu ki yalan söylediğini hemen anlayabiliyordum.

Ama bana neden yalan söyleme gereği duyuyordu onu bir türlü anlamıyordum.

Ona doğru birkaç adım attığımda montunu askıya asıp bakışlarını bana çevirdi. Bakışlarını yüzümde tutmaya çalışsa dahi bedenime bakmak istediğini o titreyen ve artık saklamaya bile tenezzül etmediği ellerinden anlayabiliyordum. Ne zaman heyecanlansa elleri titriyordu, belki de dizleri, bacakları...

"Demek kargocuymuş," diye mırıldandım inanmadığımı belli edercesine.

"Yani öyleymiş." Dudaklarını ıslattı ve bir adım gerileyip boğazını temizledi. "Üzerine bir şey giysene ya üşüteceksin yine. Hasta olmak mı istiyorsun anlamıyorum ki!"

Etkilendiği için giyinmemi istediğine o kadar emindim ki dudaklarıma yaramaz bir gülümseme yerleştirdim. Madem doğruyu söylemiyorsun Bücür, ben de sana söyletirim.

Aramızdaki birkaç adımı attığımda sırtı az önce kapattığı kapıya değmişti. Yüzünü kaldırıp bakışlarımızı birbirine kenetlediğinde yüzüne yüzümü yaklaştırıp konuştum. "Hasta olma ihtimalimden mi yoksa üzerime atlama ihtimalinden mi korkuyorsun?"

Bakışlarını kaçırıp ellerini göğsüme koyarak beni ittirmeye çalışsa da pek etki etmemişti. Bu onun en kuvvetli itişiydi. Arada üzülmesin diye geri çekilsem de şu an çekilmeye niyetim yoktu çünkü o gözlerinin arkasında az önce bir şeyler olduğunu ve bilerek bana söylemediğini gösteren ışıltılar görüyordum. Nasıl oluyordu hiçbir fikrim yoktu ama Dila kötü hissetse sanki onu görmeden bile bunu hissediyordum.

YeşilliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin