24. Bölüm: Yüzleşme
İyi okumalar Bücürler 💜💚
***
İlk dönemin son günlerinin içine girdiğimiz için okul her açıdan çok sessiz ve sakindi. Okula gelen birkaç kişiden biriydim. Normalde sabahın erken saatlerinde uyanıp okula gelmezdim ama bizimkiler okulda otururuz ve öğleden sonra da beraber bir şeyler yaparız demişlerdi. Okulda az kişi olunca sınıfta takılmak eğlenceli oluyordu.
Tek sorun Berke'yle hala her şeyi saklıyor oluşumuzdu. Tabii bu oyunu bitirecektim artık.
Herkes bizim sınıfa toplanmıştı. Öğretmenler de derse girmediği için rahatça oturabiliyorduk.
"Dila?" Lara'nın sesi yakınımdan gelince gökyüzünden süzülen kar tanelerini izlemeyi bırakıp gözlerimi ona çevirdim ve boynumdaki soğuk parmaklarımı kıpırdatıp yüzüne baktım. "Efendim?"
"Az önce Kaya'yı koridorda gördüm, onu da çağırsana yanımıza. Oyun falan oynarız, hem tek sıkılmasın çocuk." Lara, kızıl ışıltılar attırdığı dalgalı koyu kahverengi saçını savurup dekolteli krem rengi, bedenini saran düğmeli kazağını göz önüne çıkarttığında amacını anladım. Güya Kaya'yla sevgili olduğumuzu Berke'ye ispatlamaya çalışıyordu.
Yer miydi bu kız? Artık yemezdi.
Dudaklarımı ıslattım ve omuzlarıma değen saçlarımı onun gibi ittirip ayağa kalktım. "Olur, hem bayadır görmemiştim Kaya'yı."
Gülümsedi ve kalçasını yasladığı sıradan doğrulup omzuma dokundu. "Özlemişsindir tabii."
"Çok," dedim uzata uzata ve gülümseyip yanından geçtim. Kısaca Berke'ye baktığımda elleri masanın üzerinde, gözleri de bir yere odaklı bir şekilde bizi dinlediğini anlamıştım. Kafasını kaldırıp bana baktığında birkaç saniyeliğine göz göze geldik.
Hala Kaya'nın potansiyel bir rakip olduğunu sanıyordu. Boynundaki damarları sinirden kabarıyor ve kaşları hemen çatılıyordu. Sinirliyken de ayrı bir şey oluyordu...
Sınıftan çıkıp Kaya'nın sınıfına doğru küçük adımlar atarak gittiğimde Kaya'yı sınıfta tek başına, bir şeyler çizerken bulmuştum. Başına dikilip çizdiği şeye bakmadan ona seslendim. "Pişt Kaya."
Başını kaldırıp gözlerini bana çevirdiğinde resmini saklama gereği duymadığı için gözlerimi kağıda çevirdim ve kısaca baktım. Hiçbir şey anlamıyordum çizdiği şeylerden ama garip bir şekilde hoş gözüküyordu. Bir sürü rengin bir arada olması güzeldi.
"Bir şey mi oldu tiyatro konusunda?" İlk sorduğu şeyin tiyatro olması içimi yakmıştı. Sorun çıkacağına o kadar inanması beni üzüyordu.
"Yok, olmadı her şey yolunda merak etme sen. Ben seni bizim sınıfa gel diye çağıracaktım. Yalnız başına oturma burada."
Kaya, yüzünü buruşturup başını iki yana salladı. "Böyle iyiyim ben ya. Hiç gerek yok şimdi kalabalığın içinde olmaya. Biliyorsun, çenem açılıyor kalabalığa girince."
Derin bir nefes alıp ellerimi masanın üzerine koyarak hafifçe eğildim. Konuştuğu için kendisini insanlardan uzak tutmasını istemiyordum çünkü böyle içi içini yiyordu. Yalnızlık iyi olabilirdi ama bazen arkadaşlarla olmak kafamızı dağıtırdı.
"Hadi ama beni kıracak mısın? Sen gelmeden gitmem valla Kaya adam." Dediğim şeye kendi kendime gülüp şirin bir gülümsemeyle Kaya'nın yüzüne baktım. Bence bu yüze itiraz etmemesi lazımdı ama itiraz edecek gibi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşilli
Teen FictionRüzgar saçlarında dans ederken gözlerimi onun gözlerinden alamıyordum. Çok garipti, sanki daha az önce ondan nefret ediyormuş gibi hissediyordum ama şu an yeşil gözlerine bakarken nefreti hissetmiyordum. "Neden bana öyle bakıyorsun?" Dudakları arası...