43. Bölüm

464 24 2.3K
                                    

43. Bölüm: Baskın

Medya: Dila, Berke, Kaya ve Lara 🥵🤤 Kime düşeceğimi şaşırdım valla hepsi çok iyi...

Şarkı: Fitz and Tantrumus - Out Of My League

Berke'den Dila'ya...

'Kırk gün kırk gece
Senin gibi bir kızın gelip hayatımı kurtarmasını bekledim
Her gün seni bekledim'

İyi okumalar Bücürler 💚💜

***

Her türlü vedadan nefret ediyordum.

Berke'nin yanına sadece hafta sonunu geçirmek için geldiğimin bilincindeydim ama yine de bir daha yanından ayrılmayacakmışçasına hissetmiştim ilk geldiğim an. Onu görmeye, varlığını hissetmeye, kokusunu içime çekmeye ve sıcak tenine dokunmaya çok alışıktım. Belki de bu yüzden bir hafta sonra gelecek olsa bile gözlerim dolu doluydu.

Vedalar, benim gibi duygusal birileri için kesinlikle çok zordu. Bir hafta sonra görüşeceğimizi bilsem bile kendimi bir daha onu göremeyecek kadar üzgün ve bir o kadar da umutsuz hissediyordum.

"Sulandırma güzelim gözlerini," dedi Berke otogarın ortasında, bineceğim otobüsün hemen önünde, yüzümü iki eliyle avuçlarken.

"Elimde değil," diye mırıldandım. Konuşmak, gözyaşlarımın biraz daha gözlerime dolmasına ve görüşümü iyice sınırlandırmasına yol açıyordu. Kırık sesim ve ağlamamak için direndiğim için acıyan boğazımı da görmezden gelmeye çalışıyordu. "Kendiliğinden doluyor işte."

"Dolmasın bakalım." Berke, derin nefes alıp yanaklarımı tutarak başımı biraz daha yüzüne yaklaştırdı ve göz altlarıma minik ama kalbimi gözyaşlarıma taşıyabilecek kadar güzel iki öpücük bıraktı. "Sadece bir hafta yokum güzelim. Sonrasında yanından hiç ayrılmayacağım."

"Söz mü?" diye mırıldandım. Bir damla gözyaşı sol gözümden aktığı an, Berke başparmağıyla gözyaşımı sildi. Bu halimi sevmediğini ve onu da bir noktada üzdüğünü biliyordum ama kendime hakim olamıyordum. Belki bencillikti belki de çocukluktu, ne olduğu umurumda değildi, onu bir hafta göremeyecek olmak ağlamam için büyük bir nedendi.

"Söz veremeyeceğimi biliyorsun," dedi o da dürüst bir şekilde. Bu, gözyaşlarımın intihar etmesine neden olurken sesli bir nefes alıp yanaklarımı kuruladıktan sonra beni göğsüne çekip sarılmasına neden oldu. "Ağlama ama. Senin için çabalayacağımı biliyorsun zaten. Bir hafta dayanabilirsin. Bir hafta dayanabiliriz."

"Güzel kızlarla poz verme," dedim ağladığım için çatallaşan sesimle. Berke, bunu duyduğu gibi kısa çaplı bir kahkaha atmış, zaten duyguları karmaşık olan beni daha da allak bullak etmişti. Şaka yapıyormuş gibi söylemiş olsam da ben ciddiydim. Güzel kızlarla poz vermesini istemiyordum ama sanırım Berke bunu ortamı yumuşatmak için söylediğimi sanıyordu.

Ama ben ciddiydim!

Başımı göğsünden kaldırıp ıslak kirpiklerimin altından yüzüne baktığımda o da başını eğdi ve yeşil gözlerini görmemi sağladı. Yüzümde nasıl bir ifade vardı bilmiyorum ama Berke'ye bakınca gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığı her halinden belli oluyordu.

"Gülme ben ciddiyim," dedim bozulmuş bir sesle.

"Ben en güzel kızla poz verdim zaten." Burnumun ucuna dudaklarını bastırıp yanağımı başparmağıyla okşarken eriyip gittiğimi belli etmemek için çok çabalıyordum ama muhtemelen anlamıştı. Ne de olsa konu ben olunca Berke'nin anlayamayacağı şey sınırlıydı.

YeşilliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin