50. Bölüm

305 22 1.4K
                                    

50. Bölüm: Kral ve Kraliçe 

İyi okumalar bücürler 💚💜

***

Lisenin ilk gününden beri zaman zaman hayal ettiğim, birçok elbise düşündüğüm ve birçoğundan vazgeçtiğim o geceye hazırlanıyordum. İlk yıllardaki hayallerimle şimdiki hayallerim tamamen farklıydı. O zamanlardaki tarzımla, şimdiki tarzım da aynı şekilde çok farklıydı. Düşüncelerim değişmişti, kıyafetlerim değişmişti ama yine de o heyecan geçmemişti.

Lisenin ilk yılındayken ve Cem'den hoşlandığımdan hayallerimin baş kahramanı oydu. Üzerimdeki elbiseler değişiyordu ama hayalimdeki o hep aynıydı. Tek istediğim onunla olmak ve o geceyi tamamen onunla geçirmekti.

Sonra hayallerim yıkıldı ve bir dönem baloya gitmekten tamamen vazgeçtim. Çünkü Cem'i başka biriyle görüp o gecemi kötü hatırlamak istemiyordum. Şimdi düşündükçe ne kadar saçma olduğunu fark ediyordum. Birini kendi hayatının merkezine, hem de onun haberi olmadan koymak tamamen saçmalıktı. Şimdi akıllanmıştım ve kendi hayatımın merkezinde ben vardım.

On birinci sınıftayken Deniz beni baloya katılmam gerektiği konusunda ikna etmişti ve o günden beri ne olursa olsun katılacağım konusunda ona söz vermiştim. İkimiz eğlenecek ve kimseyi umursamadan güzel vakit geçirecektik.

Şimdiyse baloya birkaç saat kalmıştı ve sadece ikimiz değildik. Yine çok eğlenecektik ve yine güzel anılar biriktirecektik. O Ayaz'la birlikteydi, bense Berke'yleydim ve kesinlikle hayatımın en güzel gecelerinden birini geçireceğime emindim.

Hayat beklemediğim bir kalabalıkla arkadaş olmamı sağlamıştı ve bir de üstüne Berke gibi biriyle kalbimi tamamlamıştı. Düşündükçe dudaklarım kendiliğinden iki yana kıvrılıyor, içime güneş doğuyordu.

Siyah elbisemin üzerinde ellerimi gezdirirken bakışlarım aynadaki yansımamdaydı. Yine siyah bir elbise giymeye karar vermiştim ama mezuniyette giydiğimden çok daha iddialıydı. Sırtında neredeyse kalçama kadar bir açıklık vardı. İnce ipler dışında sırtım çıplak sayılırdı. Uzun eteği kalçamı sararken derin bir yırtmacı da vardı. Elbisenin üzerindeki minik pırıltılar sayesinde gece için uygun oluyordu.

Annem elbiseyi gördüğü an giymeme asla izin vermemişti ama biraz ağlayıp biraz da yalvardıktan sonra ondan izin koparabilmiştim. Babam da elbiseyi pek sevmemişti ama o giymeyeceği için bir sorun olduğunu düşünmüyordum. Berke ise ne giydiğimden bir haberdi bu yüzden tepkisini cidden merak ediyordum. Birkaç defa elbisemi atmamı söylese de rengi dışında hiçbir şey söylememiştim. Bence ona güzel bir sürpriz olabilirdi.

Ya da kötü bir sürpriz. Pek emin olamadım şu an.

Bütün odağın sırtımda olması için saçımı ensemin altında topuz yaptırmış ve hafif bir makyaj yapmıştım. Gri taşlarla süslenmiş topuklu ayakkabılarımı da giydiğimde kombinim tamamlanmıştı ve ben aynadaki yansımadan epey memnundum.

Telefonum ve cüzdanımın zar zor sığdığı minik aynı ayakkabılarım gibi gri taşlı çantamı aldığımda sanki Berke hazır olduğumu hissetmiş gibi aramaya başlamıştı. Hemen telefonumu masanın üzerinden alıp aramayı yanıtladığımda adeta bir kuş gibi şakıyarak konuşmuştum. "Selam!"

"Selam güzelim," dedi hoparlörün açık olduğu belli olan bir şekilde. "Hazır mısın?"

"Evet," dedim hemen. "Sen yolda mısın yoksa?"

"Sizin sokağın başındayım. On saniyeye aşağıda olurum."

"O zaman çıkıyorum hemen," dedim ve aynadaki yansımama son kez baktım. "Seni seviyorum sevgilim."

YeşilliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin