51. Bölüm: Dila'nın Doğum Günü
Medya: Dila ve Berke 🥰🤤
İyi okumalar Bücürler 💜💚
***
Büyümek sadece doğum günlerinde bir sayı atlamak değildi. Büyümek, en sevdiğin oyuncağı ihtiyacı olan bir çocukla paylaşmaktı, annen kışın dondurma alsın diye ağlamak yerine neden alamayacağını anlamaktı ve üzülsen de istemeyi bırakmaktı. Büyümek birini sevmeyi öğrenmekti, sevgiyi paylaşmaktı. Kendi başına seni mutlu edebilecek bir şeyi başarmaktı.
Bugün itibariyle on sekiz yaşına girmiştim ama ben çok daha önceden büyümüştüm. Hangi an büyümüştüm bilmiyordum ama bugünün sadece yaşımı değiştireceğini biliyordum.
Sınav, kitabım derken ne ara doğum günüme gelebilmiştim hiçbir fikrim yoktu. Sınavım iyi geçmişti sanırım hayal ettiğim üniversiteye gitmemem için önümde hiçbir engel yoktu. Kitabım da hayallerimden bile çok satış yaparak ilk haftada ikinci baskıya geçiş yapmıştı. Nasıl o kadar satmıştı hiçbir fikrim yoktu ve düşündükçe inanamıyordum. Bütün arkadaşlarım kitabımı almak için adeta savaş vermiş, hepsi de ilk baskıyı alıp imza için sıraya girmişti. Kime ilk imzayı atacağım zaten büyük bir kaos yaratıyordu bu yüzden hepsinin kitaplarını toplayıp karıştırarak imzalamış ve karışık bir şekilde onlara geri vermiştim. İlk imza kime gitmişti hiçbir fikrim yoktu ama hepsi halinden memnundu.
Berke'nin kitabına ise imzamın yanında herkesten ayrı bir not da yazmıştım ve ona ayrı bir şekilde vermiştim.
'Bana kalbimin hızlı atabileceğini gösteren o adama.'
Notu yazalı bir ay olmuş olsa ve balık hafızalı olsam da yazdığım şeyi hatırlayıp gülümsemeden edemiyordum.
Şimdiyse salonumdaki koltuğa oturmuş doğum günümü kutlayan akrabalarımın mesajlarına cevap veriyordum. Okul bittiği gibi ilk işimiz Berke'yle beraber İstanbul'a gitmek ve eve eşya almaya başlamak olmuştu. Ev düzmek sandığımdan da zor olduğu için eksikler asla bitmiyordu ve bu da çıldırmama neden olmuştu. Berke de bu işten pek anlamadığı için 'sen daha güzelini seçersin' diye diye her şeyi bana kakalamıştı. En sonunda temel eşyaları alıp gerisini sonraya ertelemiştim çünkü biraz daha internet sitelerinde ev eşyası bakmaya devam edersem kalp desenli yeni gelin sunumları bile almaya başlayabilirdim.
Eve geri döndüğümün ikinci haftasında Berke'nin Antalya'da bir çekimi çıkmıştı ve birkaç haftadır da oradaydı. Doğum günüme gelebilecek miydi o bile kesin değildi ama ben geleceğine inanıyordum çünkü o Berke Akar'dı, ne yapıp edip yanıma gelirdi.
Akrabalarımın doğum günü mesajlarına bol kalpli mesajlarla yanıt verdikten sonra okuyucularımın, birkaç kişi beklesem de baya vardı, yorumlarını ve benim için yaptıkları videoları, editleri beğenip onlara da bol kalpli yanıtlar vermiştim.
Oturduğum yerden yorulmuştum yahu.
Mavi, üzerinde beyaz çiçeklerin olduğu elbisemin eteğini düzeltip oturduğum yerden kalktım ve soğuk bir şeyler içmek için mutfağa doğru ilerledim. Annem ve babam bana sürpriz bir doğum günü hazırlamak için ortadan kaybolmuşlardı. Her sene aynı şey olduğu için şaşırmıyordum. Biraz sonra beni bahçeye çağırıp doğum günümü kutlarlardı.
Buzdolabından sürahiyi çıkardım ve dolaptan bir bardak alıp suyu ağzına kadar doldurduktan sonra içtim. Yazı çok sevsem de aşırı sıcaklar vardı bu yüzden iki saniyede buhar olup gidebilirdim.
"Dila gelsene kızım!" Annemin bana seslenmesiyle bardağı bulaşık makinesine yerleştirip derin bir nefes aldım. Evet, artık asla sürpriz olmayan sürpriz doğum günüme gidebilirdim.
![](https://img.wattpad.com/cover/247616786-288-k188405.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşilli
Teen FictionRüzgar saçlarında dans ederken gözlerimi onun gözlerinden alamıyordum. Çok garipti, sanki daha az önce ondan nefret ediyormuş gibi hissediyordum ama şu an yeşil gözlerine bakarken nefreti hissetmiyordum. "Neden bana öyle bakıyorsun?" Dudakları arası...