53-Acılar ve Mutlu Aile Çocuğu

218 94 2
                                    

Kır Çiçeklerim🌼 10 günlük bir aradan sonra yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Aslında daha erken atacaktım ama bazı talihsiz olaylar yaşadım. Ama bunun üzerine yine uzun bir bölüm sizleri bekliyor. Beğeneceğinizi ümit ediyorum. Okuma ve oy sayılarını arttırmaya gayret edelim lütfen. Olurken yorum yapmayı da ihmal etmeyelim rica ederim. Sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere dilerim. Hepinizi kocaman öpüyorum. 😘😘😘

RABİA DENİZ KONUK


~Kerem~

"Ahhhh!"

Yediği dayaklardan dolayı tarıkın şu anki hali Çarşamba pazarını aratmıyordu. Bunun üzerine Duygu yüzündeki yaraları temizlemek için elindeki tentürdiyotu döktüğü sargı bezi ile kanayan yerlerine daha bir baskı yapıyordu.

"Özür dilerim, sık dışını biraz, geçecek birazdan."

Gerçekten bu çocuk nankörlükte sınır tanımıyordu, hırpalanmaktan vücudunda sağlam bir yer kalmamış duygu da sanki mecbur Muş, gibi geldiğimizden beri tarık la ilgilenmek ten başka birşey yapmıyordu.

Nebahat teyzem, elini ağzına dayamış, hiç oturmadan ayakta bir sağa, bir sola dolanıp duruyordu. "ya bu böyle olmaz, yüzünde az buz yaralar yok doktora falan gitseydik, sopa ile vurdular diyorsunuz, ya iç kanama riski varsa, Allah'ım ben naparım?"

Teyzem dolanmalarını daha da hızlandırmıştı, birazdan başı dönüp bayılırsa eğer, burdaki hasta sayımız ikiye katlanacaktı, yok şimdilik böyle birşeye gerek yok.

Teyzemin daha fazla kendini yormaması için önce yapmam gereken şey, bir kere geldiğimizden beri kolumu sımsıkı tutup bir dakika olsun bırakmayan sevgilim Zeynepten yavaşça bırakması için rica edip çektim. Bu durumdan oldukça zevk aldığım bir gerçek doğru, ama şimdi zevk almaktan ziyade yapmamız gereken bir takım meselelerimiz vardı.

Nebahat teyzemin koluna girip "Teyzeciğim önce gel sen şöyle bir otur, biraz daha sakinleş ki sakin kafa ile konuşalım."

"Nasıl sakin olabilirim ki Kerem? Görmüyor musun oğlumun şu halini, elin haydutu geliyor, sırf canı sinirinden eşek sudan gelinceye kadar hıncını benim oğlumdan çıkarıyor. Yok ben burda böyle elim kolum bağlı bekleyemeyeceğim o haydutu bulup oğlumu dövmek neymiş cezasını çekmesi için elimden ne geliyorsa yapacağım." Teyzem öyle bir konuştu ki araya girip ne yapmak istediğini sormaya fırsat bile bulamadık.

Konuşmayı sonlandırıp bir anda ayağa kalkınca tarık hariç bizde ayaklandık. "Teyze nereye gidiyorsun?"

Portmanto da asılı çanta ve montunu eline alıp bir hızla bana döndü. "ne demek nereye Kerem? Polise tabiki, oğluma bunu yapanı cezasız mı bırakacaktım, göreceksiniz hapislerde sürünmesi için elimden ne geliyorsa yapacağım.

Polis mi? Olmaz! Olamaz! Kapıdan çıkmadan önce son hızımla koşup koluna yapıştım. Tabiki diğer kolumla Zeynep öbür kolumu o kadar sıkmıştı uyuşukluğu hala geçmemişti, geçeceğe de benzemiyordu.

"Teyze dur?"

"Anne olmaz polis olmaz!" Tarık ağrılarına inat annesinin polis lafını duyunca yerinden kalkmaya yeltendi, ama ani hareketi üzerine daha büyük bir ağrı ile karşı karşıya kalınca annesine polis olmaz lafını söyledikten sonra ağzından çıkan tek kelime koca bir "ahhhhh!" Oldu.

Çilek Mevsimi🍓🍓🍓 (Kitap Oluyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin