55-DOĞRULUK MU CESARET Mİ?

264 98 6
                                    

Kır Çiçeklerim 🌼🌼🌼 bir haftalık bir aradan sonra yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Bu bölüm varya bu bölüm 55 bölümdür yazdığım en uzun bölüm oldu. 6000 kelimeyi geçti desem size muhtemelen bana inanmayacaksınız ama bende yalan yok vallaha. Hem uzun hemde çok güzel bir bölüm oldu. Yani umarım beğenirsiniz. Şimdilik sizi hem en uzun hemde güzel bir bölümle baş başa bırakıyorum. Okuma ve oy oranlarını arttırmaya gayret edelim lütfen. Okurken yorum yapmayı da ihmal etmeyelim olur mu? Bir sonraki bölümde görüşmek üzere dileğiyle hepinizi kocaman öpüyorum KIR ÇİÇEKLERİM 🌼🌼🌼 benim  

Rabia Deniz KONUK

~Zeynep~

Kerem'e bu geceyi sevda hanımlarda geçireceğimiz den bahsettiğimden bu yana yüzündeki şaşkınlık eve gelene kadar geçmek bilmedi. Şu an sevda hanımın evinde, hatta sevda hanımın salonunda hatta ve hatta sevda hanımın koltuğunda oturmamıza rağmen keremin yüzündeki şaşkınlık olduğu gibi yerinde duruyor.

Sevda hanım 5 dakikalığına bizi yalnız bırakıp mutfağa kadar gitti. Tabi bu durum keremin de işine gelir. Beni azarlamak için bundan iyi fırsat bulamazdı. O uçurumun kenarından buraya gelene kadar zaten hala buraya geleceğimize inanamadığı için soracak tek bir kelime bile bulamamıştı.

"Bunu yaptığına gerçekten inanamıyorum Zeynep?"

"İnananamayacak birşey yok hayatım, ikimiz de bugün fazlası ile gergin bir gün geçirdik farkındaysan. Eve gidelim dedim, istemedin, çilek mevsimine gidelim dedim, milletin ağzına laf vermeyelim dedim. Tarıkın evine bile gidelim diye sordum farkındaysan kesin bir dille reddettin bende aklıma son çare gelen fikri değerlendirdim."

"Değerlendirdirmesine değerlendirdin, ama diğer seçenekleri bizzat bana sundun ve bende sana kesin bir dille olmaz dedim, ama bu diğerlerinden çok farklı, benim onayımı bile almadan zorla birşeyi kabul ettirmeye zorluyorsan eğer, bu yaptığının sözlükte tek bir anlamı var. Bilmiyorsan eğer ben sana söyleyeyim, hatta heceleyerek söylüyorum EM-Rİ-VA-Kİ." anladığını ümit ediyorum." Safım benim ya, güya beyimiz bana sözcük tanımı dersi veriyordu, tabi sen benim okul hayatımdaki başarılarımı hiç benim ağzımdan dinlemediğin veya araştırmadığın için bilmemen normal. Bir kere ben lisedeyken, içinde benim bulunduğum üç kişilik grupla liseler arası bilgi yarışmasına katılmıştık. Yarışma boyunca grup içinde en kazık sorulara bile benden daha çok kimse cevap veremedi. Tabiki sonucunda en iyi liseleri bile geride bırakıp birinciliği elde edebilmiştik. Her yıl düzenlenen yarışmada hep biz katılırdık ilk 3 sene birinciliği avucumuzun içine hapsederken, son sene ay yarama tuz basmayın, son soruda mantık hatası yaptığım için benim yüzümden birinciliği diğer liselerden birine kaptırıp ikinci olabilmiştik.

Ya şimdi bu lise yıllarımdaki başarılarımı anlatmak nerden aklıma geldi ki diye soracağım ama sizde gördünüz ki Kerem beyciğimizin bana öğretmeye çalıştığı sözcük dersinin altında kalmamak içindi bütün hepsi. Şimdi bütün bu düşündüklerimi olduğu gibi yüzüne de söylerdim ama mutfaktan gelen ayak sesi ile susmak zorunda kaldım.

Sevda hanım eline aldığı tepsideki birer bardak çayı önce baba sonea Kerem'e buyur ederek uzattı.

"Teşekkür ederim."

"Saolun."

"Afiyet olsun."

Tepsiyi masaya koyduktan sonra hemen karşımızdaki koltuğua geçip kendi bardağını da aldı. Elindeki tepsiyi de sehpanın üzerine bıraktı.

Çilek Mevsimi🍓🍓🍓 (Kitap Oluyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin