27- Beyaz Elbiseli Melek

419 96 2
                                    

Kır Çiçeklerim yine 10 gün aradan sonra bir bölümle daha karşı karşıyayız. Upuzun bir bölümle geldim. Belki de şu ana kadar attığım bölümler içinden en uzun olanıyla karşınızdayım. Çok fazla zamanınızı almak istemiyorum, sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Umarım beğenirsiniz. Beklediğinize değmiştir inşallah. Bol bol yorumlarınızı bekliyorum. Okuma ve oy sayılarını da arttırmaya gayret edelim lütfen. Hepinizi kocaman öpüyorum.

Rabia Deniz KONUK.


~Zeynep~

Kerem'le ÇİLEK MEVSİMİ'nde geçen o güzelim aşk dolu tatilimizin üzerinden bir hafta geçmişti. Her ne kadar ikimizde dönmek istemesek te hepimizin istediği şeyi hayata geçirmek için erken dönmek zorundaydık. Geleli daha bir kaç gün oldu ama hala kimseye bu konuda tek kelime etmemiştik. Tabi ne tepki vereceklerini bilmiyorduk ki. Şu anda ise sabahın 8'i hep beraber kahvaltı masasında oturmuş kahvaltı ediyorduk. Tabağımdakileri şimdiye kadar çoktan silip süpürmem gerekirken heyecandan ağır ağır, yavaş yavaş yiyordum. Göz ucuyla önce babama sonra da Kerem'e baktığımda onun da benim aksine daha hızlı kahvaltı yaptığını gördüm. Hayır yani ben hepimizin geleceği için çırpınıp dururken onun bu kadar rahat davranmasını anlamıyordum. Beni farketmesi için yavaşça ayağımı ayağına sürttüğümde önce bir titreyip sinirle bana döndü. Bakışlarından anladığım kadarıyla "napiyorsun?" Der gibiydi. Kaş göz işaretiyle babamı işaret ettiğimde ne demek istediğimi bu sefer anlayınca hiç birşey söylemeyin öylece yüzüme baktı. Ne kadar rahat davransa da anlaşılan o da nerden başlamamız gerektiğini bilmiyordu. Tekrar babama dönüp baktığımda hem çayını yudumlarken hem de gazetesini okuyordu. En sonunda amcamla beraber ayaklanıp şirkete gitmek üzere hareketlenmişlerdiki tam zamanıdır deyip;

"Babacığım?"

Böyle anında deyince tabi herkes bir anda dönüp bana bakmıştı.

"Efendim kızım?"

"Çıkmadan sizinle konuşmam gereken önemli birşey var da."

Tabiki yine olduğu gibi herkesin kafasında soru işareti bırakmıştım. Dönüp yine Kerem'e baktığımda kısık bir şekilde destek çıktı.

"Çok iyi gidiyorsun."

"Kötü bir şey mi var kızım?"

"Hayır bilakis hepimizi daha doğrusu bazımızı ilgilendiren birşey konuşacaktım."

O kadar şifreli konuşuyordum ki böyle devam edersem yakında dünyanın en şifreli konuşan kadını diye ginnes rekorlar kitabına bile girebilirdim.😂 Yine saçmaladım. Galiba.

Yine kaş göz işaretiyle bu konuyu Kerem'le beraber anlatmaya karar verdik. Ama böyle kahvaltı yaptığımız masada değil tabi ki daha rahat konuşabilmek için herkes salona geçip koltuklara oturmuştu Kerem ve ben hariç ayakta dikilmiştik.

"Öncelikle bazımız derken kastettiğim kişiler sadece Kerem ve bendik.

Öyle bir cümle kullanmıştım ki herkes anlamaz bakışlarla birbirine baktı Zara hariç tabiki o sadece yine o sevmediğim gülüşünü yüzüne takmıştı bile. Kerem ve beni biliyordu aslında. Bundan emindim. Daha en başından ben kendime bile itiraf edemezken o hastane odasında ağlata ağlata yüzüme vurmuştu gerçekleri. Ama tabiki şimdi uzun uzun bunu düşünüp beynimi yoramam herkes bizden cevap bekliyor. Annem merakla araya girip bu sefer lafı o ele aldı.

Çilek Mevsimi🍓🍓🍓 (Kitap Oluyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin