62-Ablalık Görevi

116 21 0
                                    

Kır çiçeklerim 🌼🌼 bir haftalık bir aradan sonra yeniden bir aradayız. Elimden geldiğince bölümleri erken den atmaya çalışıyorum. Umarım bundan sonrada öyle olur. Okuma ve oy oranlarını arttırmaya gayret edelim lütfen. Okurken yorum yapmayı da ihmal etmeyelim olur mu? Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle. Hepinizi kocaman öpüyorum. 😘😘😘

Rabia Deniz KONUK

 

~Zeynep~

Başımı yatak başlığına yaslamış başımı göğsüne yaslayıp ağlarken hıçkırıklarını duymamı sağlayan ve her bir hıçkırığında bir kez daha içimin cız ettiği kardeşim Zara bir dakika olsun yalnız bırakmadım. Elimden geldiğince ablalık görevimi yerine getirmeye çalıştığımı düşünüyordum ama şimdi Zara'nın her bir göz yaşını göğsüme akıttığı ıslaklıkla hissettiğim de anladım ki, aslında bir abla olarak yeteri kadar ABLALIK GÖREVİMİ yerine getirememişim.

Yaklaşık iki saat önce olanları düşünüyorum da, Zara'nın gelip üniversiteyi kazandığını ilan etmesi, beklemediğimiz birşey üzerine hepimizin şaşkınlığı yüzümüzden okunması, bütün bunlar iyiye işaret olsaydı Zara şu an göğsüme uzanıp ağlamak yerine, üniversite öncesi hazırlık planlarını anlatıyor, bende keyifle dinliyor olurdum. Keşke böyle olsaydı ama malesef öyle olmadı....

Hepimiz hem şaşkın hem de buluttan sonra ikinci güzel haberi Zara'dan alınca mutlu olmuştuk. Zara sonuç belgesini babamın önüne koyunca babamın da mutlu olacağını düşünmüştük ama verdiği tepki başta Zara olmak üzere hepimizi hüsrana uğrattı.

Daha fazla ağlamasına dayanamadım. Zarayı göğsümden biraz uzaklaştırıp yüzünü görmeyi sağladım. Ağlamaktan neredeyse gözleri çıkmıştı.

"Hadi artık ağlama bak beni de üzüyorsun."

Tekrar tekrar hıçkırarak elindeki mendille burnunu sildi. "Babamın söylediklerini sende duymadın mı? Böyle bir durumda nasıl ağlamayayım."

"Tamam belki haklısın, ama eminim babam onları ciddiyetle söylemedi. Biliyorsun o gün evde bir curcuna yaşamıştık baş kahramanı da sensin. Sonra işte bu son yaşadıklarınız yani Tolga ile olanlar..." Devamını getiremedim lafımın nereye gideceğinin kendiside farkında çünkü. O gün yaşadığımız curcuna ise Zara'nın beni ablası olarak görmeyip magazincilerin önünde küçük düşürmüş olmasını kastetmiştim. Bunu hatırlayınca yüzünün aldığı şekil tamamen utançtan ibaretti.

Göz yaşlarını biraz daha silip çekinmeye başladı. "Ne söylesen, ne söyleseniz haklısınız, yaptığım herşeyin bedeli bana müstahak, o hataları yaparken düşünüp karar verme gibi bir alışkanlığım yoktu çünkü."

"Şimdi var mı peki."

"Sen söyle? Eminim bunun cevabını benden daha iyi biliyorsun abla?"

Beni ablası olarak kabul edip bana abla demesi o kadar güzel birşey di ki, geçmişte yaşadığımız sürtüşmeler şimdi hiç aklıma bile gelmiyordu. Bir abla kardeş nasılsa biz de Zara ile aynısını yaşıyorduk.

Elimle çenesini okşayıp "fazlası ile hemde. Daha fazla üzülüp te heder etme kendini, babam konusunda da düşünme ben konuşup ikna etmeye çalışacağım onu."

"Boşuna uğraşma dinlemez, inat deyince babam bu konuda amcamın bile önüne geçer. Benim hayatım senden önce şaşalı geçti diyordum ya, sadece hava atmak içindi. Annemin ilgisini hep üzerimde hissederken babam bana karşı daha mesafeliydi. Ne istersem alındı, kıyafetler, arabalar, şehrin en iyi okulları, kurslar bu konuda en iyisini sağlamaya çalıştı. Sağlayamadığı tek şey sevgisiydi. Babamın sevgisine hiç bir zaman ulaşamadım Zeynep, beni hiç sevmedi, sevmiyor."

Çilek Mevsimi🍓🍓🍓 (Kitap Oluyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin