Kır Çiçeklerim 🌼🌼 6 günlük aradan sonra yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Size birşey itiraf etmek zorundayım. Bu hikayeye başlayalı 2.5 sene civarı oldu, çok severek yazdım, ama her hikayenin bir sonu olduğu gibi bu hikaye de de artık sona yaklaşıyoruz. Yaklaşık 10 bölüm kadar sonra artık final yapacağım. Ama beni bu yolda hikayemi yazmamda yanımda olan siz değerli KIR ÇİÇEKLERİME 🌼🌼 ne kadar teşekkür etsem az. Eminim bir sonraki hikayelerim de de beni yalnız bırakmacağınıza şüphem yok.
Sözü çok fazla uzatmayacağım. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Okuma ve oy oranlarını arttırmaya gayret edelim lütfen, olurken yorum yapmayı da ihmal etmeyelim olur mu? Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle. Şimdilik hoşçakalın. Hepinizi kocaman öpüyorum 😘😘
Rabia Deniz KONUK
~Kerem~
Gecenin bir karanlığında, kapkaranlık bir ormanın içinde sadece yukarıdan vuran TATLI BİR AY IŞIĞI nın aydınlattığı bir ev, sanki biraz sonra olacakların habercisi olarak hiç durmadan yağan şırıl şırıl bir yağmur, ve sevdikleri için gözünü kırpmadan kendini tehlikeye atan bir adam karşısında duran eve sinirli gözlerle bakıyordu. Başından aşağı bardaklar boşalırcasına yağmur yağarken, sinirden dişlerini birbirine sıkarak ağzından çıkan hırıltılara izin veriyordu, burda bekleyip te vakip kaybetmesinin anlamı olmadığını kendisi de gayet farkındaydı, bir an önce elini çabuk tutup sevdiği insanlara yanlış yapanları yanlış yaptığına pişman edecekti. Daha buraya gelmeden önce kendini olabilecek tüm tehlikelere hazırlamıştı, cesareti zaten fazlası ile vardı, yapacakları konusunda kendine güveni de tam olduğu halde hala neden yerinde saydığı konusunda en ufacık bir fikre sahip değil, bunun bile nedenini bulmaya çalışmak vakit kaybı değil mi? Nedenlerine cevap bulmak yerine bu güce küçük bir anne ve kızın bazı kötü niyetli mahluklar tarafından saatlerce birbirlerinden ayrı kalmaları, ve zavallı annenin kızının her an başına bir tehlike gelebilme tehlikesi her aklına geldiğinde göz yaşlarına boğulması, genç adamın aklına gelince sinirli gözlerini bir saniyeliğine sımsıkı yumup açtıktan sonra eli belindeki silaha gitti, genç adam herşeyi göze almıştı, biraz sonra burası kan gölüne dönecek, ölenler için ambulans kendi içinde bir veya bir kaç tane polis arabası gelecekti, delikanlı gibi yaptığı işin arkasında duracak ve bileklerine kelepçe geçirilmesine müsade edecekti. Kendisi dört duvar arasına uzun bir yolculuğa çıkarken arkasında sevdiği kadın ve kızı hapisten çıkana kadar kendisini beklemek zorunda kalacaktı. Hem neden beklemek zorunda olsunlar ki, hangi kız senin baban katil diyenler karşısında utanmasın ki, peki ya sevdiği kadın, seven kadın sevdiğini bir ömür bekler diyenlere aldanmamak gerek. Muhtemelen genç adam hapise girdikten sonra kocasızlıktan kendini alı koyamayıp hemen başka biri ile evlenir, düşün ki daha sevdiği kadınla evli olduğunu gösteren ortada hiçbir belge yokken başkası ile o belgeyi oluşturması tek bir imzasına bakar, belki genç adamın küçük kızı bile katil bir adama baba demekten de hiç tanımadığı bir adama baba demeyi tercih eder. Sonra ne mi olur yine ben sana söyleyeyim, sevdiği kadın ve kızı başka bir adamla mutlu bir hayat yaşarken, genç adamın yapacağın tek şey, yaşadığın hayal kırıklığı ve pişmanlık arzusu ile birlikte hapishanenin 4 duvarını seyretmek olur.
KES! KES! KES!
Sende iyice abarttın be iç sesim, ya sana sadece napmam konusunda bana fikir alışverişinde bulunmanı rica etmiştim sense karşıma içinde cinayet, hapishane, başka bir adamla evlenme planları gibi saçma sapan ve de ayrıca üzücü bir senaryo ortaya attın. Çok fazla kitap okumayı seven biri olmama ma rağmen böyle bir senaryo ortaya atman gerçekten ilginç, okumanın tadı ayrı bir güzel ama ben okumaktan ziyade biraz dinlemeyi tercih ederim. Fırsat bulduğum vakitler romanları radyo tiyatrosu biçiminde dinlemek daha bir hoşuma gider, özellikle AGATHA CHRİSTİE nin polisiye romanlarını sesli bir şekilde dinlemeye bayılırım. Bu şekilde iç sesimin içinde katil bir gencin işlediği cinayet ve sonrasında başına gelenlerin işlediği senaryoyu nasıl üretmiş olduğu gayet net bir biçimde anlaşılıyor. Bir kere hikayede bahsettiğin kadın benim sevdiğim kadın değil tamam mı? Ben hapise girmiş olsam bile Zeynep asla başkası ile birlikte olmaz. Az önce söyledin ya hani, seven kadın sevdiğini bir ömür bekler sözü tam da benim Zeynep'in için yazılmış, Aynı şekilde onun da başına bu tür şeyler gelmiş olsa ki asla gelmeyecek çünkü yanında ben varım, yine de öyle birşey olsa bile ben de bir ömür boyu sadece onunla olmak için beklerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilek Mevsimi🍓🍓🍓 (Kitap Oluyor)
RomanceBen Zeynep, 25 yaşındayım Annem Yonca ile mütavizi bir hayatımız varken günün birinde başka bir aile çıkıp bana gerçek ailem olduklarını söylediler. Hayatım o andan itibaren değişti. Peki Ya yıllardır aşık olduğum adam Tolga onu sevdiğimi sanarken k...