İçgüdüler aslında bir insanın içine doğan anlık duygu durumlarıdır bence. Beynin bir şeyleri birleştirmiştir arka planda ancak sen ne olduğunu bilmezsin. Yapboz bilinçaltın tarafından çoktan tamamlanmıştır ancak sen daha başlamamışsındır bile. Yine de bir şeyleri tesadüfen doğru yaparsın. Bu da öyle bir histi işte. Bir kanıtım yoktu. Belirli bir mantık çerçevesinde oluşan bir düşüncem yoktu. Yalnızca hislerim vardı.
Tanrı Zeus "Ne konuda yalan söylediğimi düşünüyorsun, Kayla?" diye sordu tek kaşını kaldırıp. Yaptığı bu harekete rağmen yüzünde tek bir kırışıklık bile oluşmadı. Sanki teni onun her bir hareketinde dalgalanıyor ve uyum sağlıyordu yeni haline. Tekrar ve tekrar. Bir şaheser gibiydi. Yıllar geçse de en ufak bir hasar almayan bir heykel gibiydi.
Gözlerimi kısarak ona baktım. Ne konuda yalan söylediğini bilmiyordum ama yalan söylediğini biliyordum. Arka planda bir şeyler oturmuştu ancak dilimin ucuna varamıyor, bir türlü dışarı çıkamıyordu kelimeler. "Doğruyu söyle bana, Tanrı Zeus." dedim bastıra bastıra.
Tanrıça Hera'dan bir şey öğrenmiştim. Herhangi bir şey bilmiyorken bile her şeyi biliyor gibi davranmalıydınız. Yoksa Olimpos sizi çiğ çiğ yerdi. Tanrılar ve tanrıçalar ve diğerleri...
Tanrı Zeus "Önce kan yemini etmen gerek. Bu hayati bir bilgi." dedi hafif sinirli çıkan sesiyle. Zafer kazanmış bir edayla gülümsedim ona. Tahtından kalktı ve bir anda elinde beliren gücünün kaynağı olan şimşeği bana uzattı. Bir an için nefesim kesildi. Ciddi miydi? Ne? Hayır, hayır ciddi olamazdı. Anlık duraksadım. Olabilir miydi?
Tanrı Zeus "Sen benim kızımsın. Ne kadar güçlü olursa olsun bir hançerin senin yeminini taşıyacak kadar güçlü olduğuna inanmıyorsun umarım." dedi gururla. Şu an olduğum yerde sevinçten tepinmek falan istiyordum. Şimşeği bana uzattığı zaman ellerimin heyecandan titremesini saklamaya çalışmadım. Bu şeyi yapmama izin vereceğine bir türlü inanamıyordum.
Şimşeği elime almam demek resmen bir Gökyüzü Varisi olduğum anlamına geliyordu. Şimşeği elime almam demek onun kanımı tanıyıp beni tüm Olimpos'a Gökyüzü Varisi olarak tam da şu anda tanıtması anlamına geliyordu. Şimşeğe dokunduğum anda kim olduğum bir resmiyete kavuşacaktı. Bir anda durup ona baktım. Gözleri üzerimdeydi. Emin olup olmadığını bilmiyordum ama umarım ikimiz de hiçbir zaman bu yüzden pişman olmazdık.
Tanrı Zeus "Hadi artık, gökyüzüm. Gelecekteki tahtın senin adını duymak istiyor. Tüm Olimpos artık bilmeli. Kim olduğunu, kim olabileceğini, hazır olduğunu ve yanında olamasam bile daima arkanda olduğumu."
Gökyüzüm...
***
Tanrı Zeus, onun hazır olduğunu kendisine cüretkar bir şekilde cevap vermeyi başardığı zaman anlamıştı. Kendisine başkaldırdığı ve kim olduğunu bildiğini ona belli ettiği anda anlamıştı. Kayla, her şey için hazırdı. Gökyüzü Varisi olabilmek için yaptığı şeylerden, aslında başına gelenlerden, sonra hala aynı cesareti gösterdiğini görmek buna emin olmasını sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Gölge
FantasyKitap Şarkısı : Yüksek Sadakat - Katil ve Maktül *** Oyunun adı: aşk, kan ve gül. *** Rekabet ve hırs... Nefret ve aşk... Olimpos parlak dönemlerinden birini yaşarken doğan iki varis dengeleri değiştirmeye geliyor. *** Öldürdüğü güzele ağlayan...