Tanrıça Hera anlatmaya devam etti. "Kızlar doğmadan birkaç gün önce Hades'in de yardımıyla babamız Kronos'u görmeye gittim. O yüzden Hades'in de her şeyden haberi var ve bana yardım etti."
Tanrı Hades odada belirdi. Tanrı Zeus, kardeşine baktı öfkeyle. Ondan sakladığı her şey için ona duyduğu öfke mümkünmüş gibi gökyüzünün daha çok kararmasına sebep oldu. "Zeus," dedi Tanrı Hades. "oğlumun geleceğini kurtarmak zorundaydım." dediğinde sesi hiç de pişman gibi değildi. "Şu anki hali kurtulmuş gibi mi duruyor?" dedim kendimi tutmadan. "Anlayacaksın, çocuk." dedi Tanrı Hades. "Bir gün anlayacaksın. Yaşamı duygularından daha önemli."
Tanrı Zeus'un öfkesi daha çok köpürdü ama sessiz kaldı ve Tanrıça Hera'ya devam etmesi için işaret verdi. "Kronos bana gelecekten bir kesit gösterdi." bakışları bana döndü. "Bizimle büyüdüğün bir gelecek. Babanın tahtının hemen yanında olduğun bir gelecek." gözlerim büyük bir kayıpla kapandı. Derin bir nefes aldım, onu içimde tuttum ve benden alınan her şey için onlardan nefret ettim. Tuttuğum nefesimi verdim ve her şeyi düzelteceğime yemin ettim.
"Ailenin ve Karan'ın yanında olduğu bir geleceğin kesitini gösterdi bana. Hayatının mahvolmayacağını görünce çok rahatlamıştım ta ki görü devam edene kadar." olduğu yerde rahatsızca kıpırdandı. "Bir gün aniden, sebepsiz yere Zaman olan kısmın harekete geçti. Tüm diyara kıyameti getirdin, Kayla."
Elini boşlukta salladı gelişigüzel bir şekilde. "Diyar önemli değil ama ikizini ve ruh eşini öldürdüğünü gördüğün zaman yaşadığın yıkım..." başını ağır ağır iki yana salladı. "Buna izin veremezdik. Ne ben ne Hades. Bu yüzden Kronos ile bir anlaşma yaptık."
Bir yerlere tutunma ihtiyacı hissettim. Sanki boşluğa düşmüştüm ve hayatta kalmak için bir şeyi tutmak zorundaydım ama hiç kimse yoktu. Kimsem yoktu ve tam o anda Olimpos bana bir iyilik yaptı. Tanrı Zeus, babam, beni sıkıca tuttu. Kollarını omuzlarıma sardı ve beni yanında tuttu. O kadar sıkı sarıldı ki bir şeylere tutunmaya ihtiyaç duyan tek kişi olmadığımı anladım.
Bir tanrı olabilirdi ama ben onun kızıydım.
Tanrılar Kralı olabilirdi ama bana yaptığı o tahta hiç oturamamıştım.
"Bana kurtuluşunuza giden bir yol gösterdi ve ona uymamız karşılığında her şeyin düzeleceği sözünü verdi. Eğer sen zamanı kontrol etmeyi öğrendiysen sözünü tutmuş demektir."
Bana ve Karan'a yapılan her şey bu noktaya gelmemiz içindi. Bu kişi olmam içindi. Her şeyi düzeltebilmem, hepimizin bir şansı olabilmesi içindi. Ama bunu nasıl kabul ederdim? Nasıl onu, onları affederdim? Yapamazdım. Eskiden belki ama şimdi, ruhumdan o kadar parça eksilmişken...
Nefretle anneme baktım. Tanrıça Hera. Benim annem. Beni doğuran kadın. Beni öldürmeye çalışan ama aslında bunların bir amaç uğruna olduğu söyleyen kadın. Rol modelim. Bana bildiğim çoğu şeyi öğreten kişi. Zırhım gibi giydiğim kibrimin mihenk taşı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Gölge
FantasyKitap Şarkısı : Yüksek Sadakat - Katil ve Maktül *** Oyunun adı: aşk, kan ve gül. *** Rekabet ve hırs... Nefret ve aşk... Olimpos parlak dönemlerinden birini yaşarken doğan iki varis dengeleri değiştirmeye geliyor. *** Öldürdüğü güzele ağlayan...