Kitap Şarkısı : Yüksek Sadakat - Katil ve Maktül
***
Oyunun adı: aşk, kan ve gül.
***
Rekabet ve hırs...
Nefret ve aşk...
Olimpos parlak dönemlerinden birini yaşarken doğan iki varis dengeleri değiştirmeye geliyor.
***
Öldürdüğü güzele ağlayan...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Arenada Lina ile sırt sırta vermiş Ares çocukları ile antrenman yapıyorduk. Senkronize hareketlerimiz vardı. Beni sırtımdan çekti ve kılıç boynumun eskiden olduğu yerden geçti. Kılıcımla Ares kızını savurup karnına elime geçen ilk fırsatta tekme attım. Birkaç adım gerilediğim sırada Caira'dan adımla tezahürat yükseldi. Nasıl yok oluyorduk?
Kleian'ın sesi duyuldu. "Leydi Caira neden antrenmana katılmıyorsunuz?"
Leydi Caira mı? Hey, bana bir kez bile leydi dememişti! Kleian'a kötü kötü baktım. Caira ona olan bakışımı görüp kıkırdadı. "Caira yeterli, Kleian." diye mırıldandı melodik sesiyle. Gerçekten Caira'ya baktığım zaman hissettiğim koskoca iyilik kendimi öldürmek istememe sebep oluyordu. Ben iyi görünüyordum ama iyi miydim bilmiyordum. O da iyi görünüyordu ama gökyüzü şahittir ki gerçekten de iyi biriydi. Olimpos'ta olan en masum kişi olabilirdi, eğer bir Savaş Getiren ve bir avcı olmasaydı.
Ares çocuğu güldü. "Bence yerinde kalmalıydın, avcı." dedi alayla. Kılıcı elimde döndürdüm ve hızla savurdum. Kılıç çocuğun boğazının önünde durdu. "Neyse ki sana fikrini soran yok, Ares oğlu." çocuk bana gözlerinden çıkan hayali alevlerle bakarken Caira elini elimin üzerine koyup kılıcı indirmemi sağladı. "Ne bu korumacı tavır, kardeşim? Benden hoşlanmaya başladığını düşüneceğim." dedi alayla gülümseyerek. Sonra kulağıma eğilip "Teşekkür ederim." diye fısıldadı.
Ve Olimpos eninde sonunda herkese zehrini bulaştırıyordu, öyle değil mi?
Caira onlara döndü. Kısa bir an hepsini süzdükten sonra üzerinde çeşitli silahın olduğu uzun masaya yürüdü. Parmakları hepsinin üzerinde gezindi ve kendine bir çift hançer aldı. Gülümseyerek yeniden bize döndü. Birkaç adım geldi ve hançerlerden birini öyle sert fırlattı ki Ares oğlu hayatımda hiç duymadığım kadar korkunç bir çığlık atarak tek dizinin üzerine düştü.
Gözlerim şoktan açılmışken Caira kıkırdadı. "Sen kendin söyledin, ben bir avcıyım."
Çocuklardan biri hızla ona atıldı. Kleian'a müdahale etmesi için baktım ama o görmek istiyor gibiydi. Öfkeyle dişlerimi sıkıp Caira'ya yardıma koştum. Sayıca bizden üstün olan Ares çocukları tüm güçleri ile üzerimize geldiler. Yemin ederim, bir gün küfretmeme sebep olacaklardı. Lina da benimle beraber gelmişti.
Caira'ya doğru inişe geçen bir kılıcı kendi kılıcım ile savurdum. Parmaklarımın ardından kıvılcımlar canlanacağı zaman Kleian "Güçler yok." diye seslendi. Öfkeyle içime keskin bir nefes çekip kılıcıma daha çok yüklendim.
O sırada Lina ayaklarındaki kanatlar ile havalandı ve bir tanesine görüp görebileceğim en sert tekmeyi attı. Caira kalan tek hançeri ile kılıç darbelerine karşı koymaya çalışıyordu. Ben ise karşımdaki Ares çocuğunu ona zarar vermeden nasıl etkisiz hale getireceğimi düşünüyordum.