18. Bölüm : Tanrı Zeus ve Asphodel

133 17 4
                                    

Selaaaaaam!

Nabersiniz?

Nasıl geçti sınavlar?

Size iyi okumalar deyip köşeye çekileceğim ben.

Sizi seviyorum<3333

***

Aynada kendime bakıyordum ve gördüğüm tek şey gülümseyen bir kız oluyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aynada kendime bakıyordum ve gördüğüm tek şey gülümseyen bir kız oluyordu. Sarı saçları ve kocaman mavi gözleri ile herkesi kandırabilecek masum bir yüze sahip ama içinde şimşeğin gücünü, gülün keskinliğini ve karanlığın acımasızlığını taşıyan bir kız.

Karan her şeyi öğrenmişti ve ben bunu hissetmiştim. O kadar büyük bir parçalanma yaşamıştı ki ruhum onun acısıyla sarsılmıştı. Onu o parçalanma yaşandıktan sonra görmemiştim. Tam bir ay olmuştu. Tüm her şeyin üzerinden bir ay geçmişti ve Karan hala yoktu.

Ne Poseidon ne Ares ne de Afrodit bir kez olsun yanıma gelmişti. Onları çağırmayı defalarca kez denemiştim ama hiçbiri bana cevap vermemişti. Sorun neydi anlamıyordum. Ters giden bir şeyler vardı ve her ne oluyorsa ben dışarıda bırakılıyordum.

Atina Olimpiyatları'na ise daha vardı. Yine de yarıtanrılar çok heyecanlıydı, ben ise bir ölü gibi hissediyordum. Yatağımdan kalkıp pencerenin önüne geçtim ve bir ayın sonunda ilk kez ona seslendim. Bana cevap vereceğini umuyordum. Başka şansım yoktu. "Tanrı Zeus, neler oluyor?" diye mırıldandım.

Birkaç dakika bekledim. Gökyüzüne diktim gözlerimi. Gelmesi gerekiyordu. O benim son şansımdı. Onlara erişmek için son şansım. Hera'yı çağıramazdım. Beni mahvederdi. Diğer Tanrı ve tanrıçalar zaten bana cevap vermezdi.

"Lütfen, Tanrı Zeus." buna çok ihtiyacım var. Herkes için endişeleniyorum. Kimseden ses çıkmıyor ve bu çok korkunç. Başımı ağır ağır iki yana salladım. Hayır, Kayla. Yalan söyleme. Herkes için değil, sen Karan için endişeleniyorsun. Ondan bir aydır haber alamadın ve bu seni deli ediyor.

O sırada kalbime giren acı ile eş zamanlı olarak içinde bulunduğum mekandan soyutlandım ve yalnızca birkaç saniye sonra onları net bir şekilde görüyordum. Kayra, gülü ateşe atmıştı çünkü tam karşısında Tanrıça Hera vardı. Ona büyük bir nefretle bakıyordu. "Lütfen, Tanrı Zeus." diye fısıldadı Kayra.

İkimizinde aynı durumda olması ne acınası. Aynı kişiye farklı derecelerde muhtacız ve o kişi ona ihtiyaç duyduğumuzda ikimizinde yanında değil.

Beni gerçek dünyaya döndüren omzuma konulan el olmuştu. "Kayla, seni oraya gönderiyorum. Onu oyalayın. Size yardım edeceğim." sözleri zihnimde anlam bulduğu anda ayaklarım artık çimenlere basıyordu. Büyücünün kulübesine gelmiştim.

Tanrı Zeus yanımızda olmayışın büyük bir hayal kırıklığı ve teşekkür ederim, Ares.

Hızla kulübeden içeri girdim. Tanrıça Hera'nın küçümseyen bakışları bana döndü. "Demek o kadının çocuğunun yaşadığını biliyordun." dedi tehditkar sesiyle. Omuz silktim sözleri üzerine. Ares bir yolunu bulana kadar dikkati benim üzerimde olmalıydı.

Hayalet Gölge Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin