29. Bölüm : Savaş, Barış ve Ölüm Getirenler

63 8 26
                                    

Müthiş kilit ve müthiş uzun bir bölümdü. Yaklaşık üç bin kelime tuttu ve bu bölümü yazmak yaklaşık bir haftamı aldı.

Tüm beyin hücrelerim yandı ve herhangi bir açık olmaması için ÇOOOK uğraştım. Yani lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen YORUM YAPIN gerçekten merak ediyorum tepkilerinizi.

Önemli bir bölüm ve ne düşündüğünüzü anlamak istiyorum. Umarım beni kırmazsınız💜.

İyi okumalar...

⚡🔥⚡🔥

Etrafımda dolaştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Etrafımda dolaştı. Hafifçe bir ıslık çaldı. Bileklerime sarılı ipler gevşedi ve düştü. Gözlerim temkinli bir şekilde etrafta gezdi. Hiç de korkunç bir yerde değildim. Hatta büyük bir ustalıkla döşenmiş bir odadaydım ve her yerde benim resimlerim vardı ama onların hiçbiri ben değildim. Hepsi aynı kişiye aitti. Bana çok benzeyen ama ben olmayan birine.

"Seni bağladıkları için onlar adına özür dilerim." parmakları ıslak saçlarıma temas edince hızla geri çekildim. Anlayış dolu bir ifade ile bana baktı ve parmaklarını geri çekti. "Sadece kurutacaktım." dedi küçük harflerle. Çocuk gibi duruyordu karşımda. "Tamam." diye fısıldadım kendime hakim olamadan.

Zihnimdeki canavar kükrer gibi bir ses çıkardı. Zincir sesleri bir anda arttı ve onun parmakları yeniden saçlarıma temas ettiği zaman gözlerim kamaştı ve kendimi bundan yüzlerce yıl öncesinde buldum.

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken omuzlarımda parmaklarını hissettim. Başını omzumun üstünden uzattı ve doğrudan karşıya baktın. Ben ise ona bakıyordum ve bu yakınlık hoşuma gitmemişti. "Saçlarımı kurutacağını söylemiştin." diye mırıldandım. Başı bana dönerken öfkeden aklımı kaybedeceğim kadar yakındık.

Dudakları yavaşça yanağıma temas ettiği zaman onu öldürmek istediğimi biliyordum. Çok uzatmadı ama benden uzaklaşmadı da. "Yaktım mı?" diye sordu. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken bunu nereden bildiğini sorguladım. "Yanağın yanmadı çünkü sana aşık değilim. Ruh bağı seni uyarmadı bu yüzden."

Poseidon'un yanağını öptüğüm zaman dudaklarımın nasıl yandığını hatırladım. "Evet, o zaman yandı çünkü o sana aşık. Ruh bağın çıldırdı." diye açıkladı tane tane. Derin bir nefes verdim. Bunu zaten biliyordum. Beni sevdiğini söylemişti.

"İzle."

Kız çocuğu belirdi bir anda. Gülerek önümden geçti. Gülüşü ortamda yankılanırken gördüğüm sarı saçlar ve mavi gözler bana son derece tanıdıktı.

"Beraber büyüdük." diye fısıldadı kulağıma. Kızın hemen ardından simsiyah saçları ile Arsen ortaya çıktı. Küçücük bedeni ve tatlı gülüşleri vardı. Elinde tuttuğu tahta kılıcı gülerek sallıyordu.

Hayalet Gölge Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin