Sarp arabayı hızla sürerken ben de Şahin'i aramayı çalışıyordum.
Önümüze bir araba kırdığında Sarp ani fren yaptı. Ne kadar kemerim olsa da öne doğru savrulmuştum.
Sarp refleks olarak beni tuttuğunda ona baktım. Endişeyle bana bakıyordu.
"Ne yapacağız?" diye sordum.
"Telefonunu torpido gözüne sakla. Şahin gelmediğimizde bizi aramaya başlar. O zaman telefonun izinden arabayı bulur ve bizi aramaya başlar." dediğinde torpido gözünü açtım ve bulduğum bir gözlük kutusunun içine telefonumu koydum ve en arkaya attım.
Önümüzü kesen ve arkamızdaki arabadan simsiyah giyinen, maskeli adamlar çıkınca Sarp'a "Bizi canlı istedikleri belli." dedim.
"Bize zarar vermelerini göze alamayız. Ne yapacakları belli de olmaz." dediğinde "Canımız tehlikeye girene kadar direnelim." dedim.
"Aşağı inin!" diye bağıran arabanın önündeki adam ile aklıma bir fikir gelmişti.
"Arabayı sür."
Sarp bu dediğime anlamayarak bakarken koltuğumu geriye indirdim.
Sarp ne yaptığımı anlayınca yaptığımın aynısın yaptı ve vitesi ayarladıktan sonra gaza bastı.
Önümüzde duran adama çarptıktan sonra direksiyonu kıvırdı ve çevredekilerin üstüne sürmeye başladı. Koltuğunu geriye yasladığı için sürmekte biraz zorlanıyordu.
Arabaya ateş edilmeye başladığında derin bir nefes alıp verdim.
Bir adama daha çarptıktan sonra birisi tekere ateş etmiş olmalı ki Sarp arabanın hakimiyetini kaybetmişti.
Araba terk edilmiş bir binaya çarparken Sarp, "Çevredekiler kurşun sesini duyup polise haber vermiştir. O zamana kadar dayanmamız lazım." dedi.
Kemerimi çözerken dikiz aynasından adamlara baktım. Arabaya yaklaşıyorlardı.
"Senin kapından dışarı çıkalım. Benim taraftan inersek direkt yakalanırız." dedim.
Sarp arabadan indiğinde hemen yere çömeldi. Adamlar diğer taraftan yaklaştığı için onu vuramazlardı.
Sarp yana kaydığında arabadan indim ve yere çömeldim.
"Kolun nasıl?" diye soran Sarp'a "İdare eder." dedim.
Sarp'ın tarafından biri silahını bize doğrulttuğunda hızla yere yatıp arabanın altına girdim.
Diğerleri arabanın diğer tarafındaydı. Gözlerimi kapattım ve kısa bir süre düşündüm.
Sarp ayağa kalkıp teslim olmuştu. Bir şeyler yapmam lazımdı.
Biri arabanın yanına çok yaklaşınca bileğini tuttum ve hızla çektim.
Yere düştüğünde arabanın altından çıktım ve yere düşen adamın silahını aldım.
İlk olarak Sarp'a silah doğrultan adamın karnına nişan aldım ve Sarp'ın onun silahını almasını sağladım.
Sarp'ı korumak için ateş açarken Sarp ile birlikte arabanın ön tarafına geçtik.
"Aferin kızım." diyen Sarp'a "Benim örneğim sensin. Tabii yapacağız birkaç artistlik hareket." dedim.
Sarp bu dediğime gülerken "Mermim çok az kalmıştır. Sende de çok yoktur. İdareli kullanalım. Ellerine düşsek bile polisler geldiğinde bizi yakalayabilsinler." dedim.
"Geri polisliğe dönmeden ölmem zaten. Meslekteyken şehit olmaya yemin ettim." diyen Sarp'a "Bu isteğin umarım uzun seneler gerçekleşmez." dedim.
Sarp bu dediğime gülümserken yaklaşan adamlara ateş açtım.
Mermiler boşa gitmesin diye çok uğraşıyordum ama adamlar oldukça iyiydi.
Mermim bittiğinde "Kahretsin." diye mırıldandım.
"Polislerin gelmesine çok az kalmıştır. Bir şey olmayacak." diyerek beni rahatlatmak isteyen Sarp'a cevap verecekken arkamızdan gelen ses buna mani oldu.
"Hayır, olacak."
İkimiz de arkamıza döndüğümüzde bize silah doğrultan üç adama baktım.
"Silahlarınızı bırakın." diyen adam ile yapacak başka bir şey kalmamıştı.
Sarp ile tabancaları yere bıraktık ve ellerimizi havaya kaldırdık.
Solumdaki adam Sarp'ın kafasına silahının kabzası ile sertçe vurup bayılmasına sebep olunca "Sizi adi köpekler!" diye bağırdım.
Sarp'a vuran adam yanındakine beni işaret ettiğinde adam elindeki bezle bana yaklaşmaya başladı.
Geriye doğru kaçınırken diğer adam arkamdan kollarımı tuttu.
Elinde bez olan bezi ağzıma ve burnuma bastırınca burnuma gelen koku bayılmama yol açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümüne Oyun
ChickLitTek bağlantısı cinayetin sadeliği olan üç cinayeti araştıran polislerimiz dava üzerinde çalışamadan ilginç bir şekilde açığa alınırlar. Cinayetin baş şüphelisinin eski bir tanıdığı olduğunu fark eden baş karakterimiz onun kim olduğunu hatırlamak içi...