"Begüm nerede kaldın?" diye soran Sarp'a uyku sersemliği ile baktım ve sitemle "İstanbul'da yaşadığımızın farkındasın, değil mi? Tabii ki gelmem sürecek." dedim.
"Benim evim senden daha uzak." diyen Sarp'a "Üzgünüm sabahın dördünde bir ceset daha bulduk diye aranınca ışınlanarak gelemiyorum. Bir dahakine ışınlanmayı deneyeceğim." dedim.
Sarp, "Tamam, sinirlenme." derken gülmemek için kendini tutuyordu.
Onu umursamayarak olay yeri girilmez bandını elimle yukarı kaldırıp olay yerinin içine girdim.
Yerde yatan, tahmini otuzlu yaşlarındaki kadının cesedine baktım ve olay yeri incelemenin başında olan arkadaşıma, Eren'e, "Neler biliyoruz?" diye sordum.
Eren bana döner dönmez ilk bir şaşırsa da sonradan gülmemek için kendini tuttu.
"Evden aceleyle çıktım. Saçımı başımı düzeltecek zamanım yoktu. Dalga geçme sakın."
Eren bu uyarımı ciddiye aldığını gösterircesine kafasını salladıktan sonra konuşmaya başladı.
"Diğer iki kurban gibi üzerinde kimliğini belirleyeceğimiz hiçbir şey yok. Kafasının arkasına bir darbe almış. Boğuşma izi yok. Tahminimce otuzlarının başında."
Cesede bakarken "Bana da eldiven versene." dedim.
Eren nitril eldivenlerden* bir çift verince derin bir nefes verdim ve giydim.
Yüz üstü yerde uzanan cesedin baş ucunda yere çömeldiğimde kadının saçları dikkatim çekti. Sanki bir aydır yıkanıyormuş gibi yağlıydı.
Saçlarını elimde toplayıp kafasının arkasındaki yaraya baktım. İnce, silindir şeklindeki bir eşya ile kafası delinmişti.
"Cinayet silahını bulabildiniz mi?" diye sordum merakla. Umudum yoktu. Önceki cinayetlerde de cinayet silahını bulamamıştık.
Bu üçüncü cesetti ve fena bir çıkmazdaydık.
"Hayır. Aramaya devam ediyoruz." diyen Eren'e cevap verecektim ki kadının sırtında bir dövme gördüm.
Tişörtünü kaldırıp sırtına baktığımda dövmenin anlamını çözemedim.
"Bunu fark etmiş miydiniz?"
Sarp kafası ile beni onayladıktan sonra "Kristal bir elmasın içinde göz dövmesi." dedi.
"Kişiye özel yapılmış bir dövme olabilir mi?" diye sordum.
"Muhtemelen öyle. Daha önce böyle bir dövme görmemiştim." Eren'in dediğine gülümsedim. Üç günde üç ceset bulmuştuk ve sonunda bir ipucu bulmuştuk.
"İstanbul'daki dövmecileri araştıralım. Kadının kimliğini bulabiliriz." dedim.
Sarp telefonunu çıkardıktan sonra "Emre'yi arıyorum. Bu tür özel dövme yapan yerleri araştırsın." dedi. Emre, karakolun bilişim uzmanıydı.
Sarp'ı kafamla onayladıktan sonra ayağa kalktım.
Sarp birkaç adım uzaklaşıp Emre'yi ararken yorgunlukla esnedim. Üç saatlik uykuylaydım.
Çevrede çalışanların bana bakarak güldüğünü fark edince Eren'e "Çok mu kötü görünüyorum?" diye sordum.
Eren, "Yo." derken kendini gülmemek için sıktığı belliydi.
"Daha güneş bile doğmadan şehrin dışındaki bir ormanda ceset inceliyorum. Güzel olmamı bekleyemezsiniz. Yine de gülünecek kadar ne var, anlamıyorum." diye söylendim.
"Emin ol, çirkin değilsin. Hatta çok şirinsin." diyen Eren'e "Teşekkürler." dedim.
Eren'den iltifat duymaya alışık değildim, bu beni şaşırtmıştı.
Eren ekip arkadaşlarına baktıktan sonra "Çalışmaya devam etsem iyi olacak. Sorun olursa gel." dedi.
Onu kafamla onayladıktan sonra giden Eren'in ardından yanıma dönen Sarp, "Karakola geçip araştırmaya başlayacakmış." dedi.
"İyi." derken Sarp'ın yüzüme gülerek bakması sinirlerimi hoplattı.
"Yeter! Gelen geçen bana bakarak gülüyor! Herkes uykusuz olabilir!"
"Begüm emin ol uykusuzluğuna gülmüyoruz."
Sarp'ın bu dediğinin üzerine merakla "O zaman neye gülüyorsunuz?" diye sordum.
"Kafandaki..."
Gözlerim sonuna kadar açılırken elim saçıma gitti.
Boynuzlu unicorn bandanamı çıkarmayı unutmuştum.
Saçımdan bir hışımla bandanayı çıkardıktan sonra "Tüm otoritem gitti, değil mi?" diye sordum.
"Artık bu tatlılığın ile tanınacaksın." diyerek dalga geçen Sarp'a "Zaten uykusuzluk etkiledi. Tabancamı çıkarıp vurmayayım seni." dedim.
Sarp teslim olduğunu belli ederek ellerini havaya kaldırdı ve "Kızma ortak." dedi.
* Sentetik olarak üretilen bu eldivenler yırtılma ve delinmelere karşı ekstra dayanım gösterdiği için güvenli bir kullanım sağlar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümüne Oyun
Chick-LitTek bağlantısı cinayetin sadeliği olan üç cinayeti araştıran polislerimiz dava üzerinde çalışamadan ilginç bir şekilde açığa alınırlar. Cinayetin baş şüphelisinin eski bir tanıdığı olduğunu fark eden baş karakterimiz onun kim olduğunu hatırlamak içi...