Evimde otururken fularımı inceliyordum. Bunca yıl rengi bile solmamıştı.
"Begüm!" diye bağıran Şahin ile olduğum yerde sıçradım.
"Efendim?"
"İki saattir sana sesleniyoruz. Daldın gittin." diyen Şahin'e "Üzgünüm. Şüpheliyi düşünüyordum. Çok tanıdık geliyor ama kim olduğunu çıkaramıyorum." dedim.
"Begüm artık tek başına kalman daha da tehlikeli. Şüpheli ile ilişkini bilmiyoruz." dedi Sarp.
"Biliyorum." diye mırıldandım.
"Sarp çok dağınıktır. İstersen bende de kalabilirsin." diyerek gülen Şahin'e Sarp, "Geçen gün çalışmak için eve götürdüğün dosyayı 'Ben bittim.' diyerek dağınıklığı içinde aramıyor muydun?" diye sordu.
"Hepimiz Sarp'ın nasıl titiz bir manyak olduğunu biliyoruz. Evine de dağınık denilmez." dedim gülerek.
"Davanızı ben aldığıma göre bana yakın olan dava hakkında bilgi de edinir." diyen Şahin ile "Sarp zaten dağınık. Ben sende kalıyorum." dedim.
Şahin bu dediğime gülerken Sarp, "Açığa alındık, dava üzerinde çalışmaya devam etmek bizim için iyi olur mu?" diye sordu.
"En azından bir işe yarayabiliriz." dedim ve yerimden kalktım.
Şahin ve Sarp bana bakarken odama gittim ve rafımdan ortaokul yıllığına bulup çıkardım.
Geri oturma odasına döndüğümde Şahin, "Ortaokul yıllığını mı saklıyorsun?" diye sordu.
"Zamanında bunun için epey para istediler diye atmaya kıyamamıştım." dedim gülerek. İlk kez cimriliğim işe yaramıştı.
"Bu fuları okulda kaybetmiştim. Benden çaldığına göre bizim okuldan biri olmalı. Umalım da aynı sene mezun olmuş olalım." dedim.
Sarp saate baktıktan sonra "Şahin senin yarın işin var. Saat geç oluyor. Evine git dinlen." dedi.
"Sarp doğru diyor. Begüm bende misin yoksa Sarp'ta mı kalırsın?" diye soran Şahin'e "Tabii ki seninle geliyorum." dedim.
"Başınızı belaya sokacakmışsınız gibi hissediyorum." diyen Sarp'a "Biz hiç öyle şeyler yapar mıyız?" diye sordum.
Sarp, "Yaparsınız." dediğinde Şahin, "Adam haklı." dedi.
"Bir şey yapmayacağım söz." dedikten sonra odama gittim ve bir sırt çantasına birkaç özel eşyamı tıktım.
Üzerime kabanımı aldıktan sonra geri oturma odasına döndüm.
Sarp ve Şahin de ayağa kalkınca yıllığı ve fuları elime aldım.
"Arabada yıllığı inceleyeceğim." dedim.
"Hadi öyleyse." diyerek sokak kapısını açan Sarp ile evden çıkıp ayakkabımı giydim.
Sarplar da evden çıkınca kapıyı kapatıp kilitledim.
Fulara bakarken Şahin, "Verdiğin ifade doğrultusunda şüphelinin dokunduğu yerlerden parmak izleri alındı. Eğer sistemde kayıtlı ise kim olduğu rahatlıca bulunacak." dedi.
Asansöre binerken "Biliyorum. Yine de kim olduğunu hatırlayamamak canımı sıkıyor. Gülüşü tanıdık geliyor. Ortaokulda çevremde dolaşan biri olmalı." dedim.
Zemin katın düğmesine bastıktan sonra "Begüm, sıkma artık canını. Her türlü kim olduğu bulunacak ve yakalanacak." diyen Sarp'a "Bu kadar pozitif olma. Yakalayamama ihtimalimiz de var." dedim.
Şahin, "Senin moralin davayı kendim bitiremeyecek olman mı?" diye sorunca "Kısmen." dedim.
"Biraz da neden açığa alındığımıza dair bir bilgim olmadığı için canım sıkkın. İki polisi açığa alacak kadar nasıl büyük bir oyun olabilir?" diye sordum.
"İnan ki bilmiyorum." diyen Sarp'ın üzerine zemin kata gelmiştik.
Asansörden çıktığımızda Şahin, "İyi yönden düşün. Sarp yine bizi eve bırakacak." dediğinde güldüm.
Sarp, "Mazotun parasını sizden almaya başlayacağım. Kendi ihtiyacımdan çok sizin için kullanıyorum arabayı." dedi.
Apartmandan çıkarken sırıtarak "Bunlar arkadaşlığın tuzu biberi." dedim.
"Ya ya."
Sarp arabasının kilidini açınca Şahin benden hızlı davranıp ön koltuğa oturdu.
Camdan bana sırıtarak bakarken "Önemli kişiler zaten hep arkaya oturur." dedim ve arkaya geçtim.
Sarp da şoför koltuğuna otururken kemerimi taktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümüne Oyun
Genç Kız EdebiyatıTek bağlantısı cinayetin sadeliği olan üç cinayeti araştıran polislerimiz dava üzerinde çalışamadan ilginç bir şekilde açığa alınırlar. Cinayetin baş şüphelisinin eski bir tanıdığı olduğunu fark eden baş karakterimiz onun kim olduğunu hatırlamak içi...