"Herkes ortak salona toplansın! Bir dakikanız var!" diye anons yapıldığında Yavuz, "Yine ne oluyor?" diye sordu.
Kayra ile öldürdüğümüz adam hakkında mıydı acaba? Kesin sebebi oydu. Öldürecekler bizi.
Yavuz, "Bence sorumun cevabı sende." dediğinde "Gidince öğrenirsin. Hem sen dün Sarp ile beni dinlemedin mi? Tahmin etmen lazımdı." dedim.
"Hepsini dinlemedim. Senin için tehlikeli bir durum mu? Bunu söyle yeter." diyen Yavuz'u kafamla onayladım.
"Tamamdır." diyen Yavuz ile odasından çıktık.
Bizimle eş zamanda odasından çıkan Kayra yanıma geldi ve "Geç bile kaldılar." dedi.
Ortak salona girdiğimizde herkes gelmişti.
Ellerinde tabancalarını tutan görevlilerden biri "Dün bir ceset bulundu." dedi.
Selim, "Bu çok normal değil mi? Sonuçta burada birbirimizi öldürmek için mücadele veriyoruz." dedi.
"Ölen görevlilerden biriydi."
Eyüp gülerek "Daha kendinizi koruyamıyorsunuz." dedi.
Yavuz bana baktığında yüzü her şeyi belli ediyordu. Sen ne yaptın, diyordu.
"Tamam kim öldürdüyse söylesin." diyen İlayda'nın üzerine hiçbir şey demedim.
Kayra ile bakışırken Kayra'nın benim aksime rahat olduğunu gördüm. Herhalde bir şey olmayacağını düşünüyordu.
"Öyleyse tahmin ettiğimiz kişiden başlayıp herkesi sırasıyla cezalandırırız."
Görevlinin dediği söz ile Selim sinirle "Kim yaptıysa söylesin!" diye bağırdı.
Kimseden ses çıkmazken Sarp endişeyle bize bakıyordu. Bir şey olmasından korkuyordu.
"Peki öyleyse." dedi görevlilerden biri ve tabancasını bana doğrulttu.
Kayra, "Ne yaptığını sanıyorsunuz!" diye bağırınca görevli, "Sonuçta o bir polis değil mi? En mantıklı kişi o." dedi.
Selimler bana dehşetle bakarken İlayda, "Seni lanet olası! Öldüreceğim lan seni!" diye bağırdı.
Sarp, "Ben de polisim. Niye Begüm? Adam akıllı kanıtınız yokken ceza vermeye kalkmayın." dedi.
Bana yüklenmesinler diye kendini ifşalamıştı. Ona baktım. Pişmanlık duymuyordu.
"Tavırlarınızdan belli zaten. İkinizi de öldürmek gerek." dedi Selim.
Eyüp gülerek "Ee başka polis var mı?" diye sordu.
Görevli, "Ee kim yaptı, söylemeyecek mi? Yoksa Begüm'den başlayarak hepiniz cezalandırılacaksınız." dedi.
İlayda, "Kim yaptıysa söylesin artık!" diye bağırdı.
Kayra, "Patronunuz mu verdi bu kararı?" diye sorunca görevli, "Bize verdiği kurallar doğrultusunda en doğru ceza bu." dedi.
Sıla korkuyla Sarp'ın koluna sarılmış olanları izliyordu.
Aynı görevli, "Madem itiraf eden biri yok, gidelim." dedi.
İki görevli koluma girmişti ki Kayra "Durun!" diye bağırdı.
Herkes ona bakarken "Nereye götüreceksiniz?" diye sordu.
"Dediğimiz gibi cezasına."
Kayra tereddüte düşmüştü. Herkes cezalandırılırken kimseyi öldürmeyeceklerdi.
Eğer itiraf ederse kendisine ne yapacaklarını bilmiyorduk. Belki de öldürürlerdi.
Katı kurallarını aklımıza getirecek olursak öldürülme olasılığı oldukça yüksek.
"Hadi!" diye emir veren görevli ile beni sürüklemeye başladılar.
"Ben yaptım!"
Herkes Yavuz'a bakarken "Ne diyorsun?" diye bağırdım.
Kimse bir itirafta bulunmasaydı sadece ceza alıp geçecektik. Şimdi ona ne yapılacağını bilmiyorduk.
"Dediğim gibi ben öldürdüm."
Görevliler beni bırakırken endişeyle Yavuz'a baktım.
Az önce emir veren görevli Yavuz'a yaklaştı ve "Madem sen öldürdün, anlat. Nasıl öldürdün?" diye sordu.
"Şansımı zorlayarak oyunun kurucusu hakkında bilgi edinmek istiyordum. O esnada yakalandım ve ufak bir boğuşma sonrası görevliyi öldürdüm. O anki korku ve endişe ile nasıl yaptığımı dahi hatırlamıyorum."
Selim, "Hadi ama gözünü kırpmadan nasıl cinayet işlediğini hepimiz biliyoruz. Burada korku ve endişeden bahsetme." dedi.
"İstersen nasıl öldürdüğümü üzerinde gösterimli olarak anlatabilirim." diyen Yavuz ile Selim onun üzerine yürüyecekti ki Sarp, Selim'i dizginledi.
"Peki öyleyse çaldığın dosya nerede?" diye soran görevliye Yavuz, "Klozete attım. Yakalanmak istemedim." dedi.
"Yakalanmak istemiyorsan niye itiraf ettin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümüne Oyun
Chick-LitTek bağlantısı cinayetin sadeliği olan üç cinayeti araştıran polislerimiz dava üzerinde çalışamadan ilginç bir şekilde açığa alınırlar. Cinayetin baş şüphelisinin eski bir tanıdığı olduğunu fark eden baş karakterimiz onun kim olduğunu hatırlamak içi...