Öğreniyorum

545 83 86
                                    

Odama geçtiğinde tıktıklanan kapım ile "Gel!" dedim.

Sarp içeri girdiğinde "Durum ne?" diye sordum.

"Sahte."

Sarp'ın söylediği söz ile moralim bozulmuştu.

Bir anlığına umut etmiştim. Çocuklukta en yakınım olan bu adamın bana yalan söylememiş olmasını hayal etmiştim.

Sarp dostane bir şekilde omzuma elini koydu ve "Yalan söylediği ortaya çıkmasını ben de istemezdim. Daha doğrusu yalan söylemesini istemezdim ama yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Moralimizi düzeltip yola devam etmeliyiz. Önemli olan hayatımız." dedi.

Gülümsedim.

"Haklısın. Yine de böyle olmasını istemezdim." dedim.

Sarp moralimi düzeltmek için gülerek "İyi ki Sıla sizin aranıza girip durmuş." dedi.

"Aslında kimliğini almak için biraz yakınlaştım." dedim.

Sarp, "Yapacak bir şey yok. Görev icabı olarak düşün. Şimdi sana önemli iki sorum var." dedi.

"Sor."

"Kayra'yı daha önce tanımamış olsan bu yakınlaşma gerçekleşir miydi?"

"Hayır." Çok hızlı cevap vermiştim. Düşünme ihtiyacı duymamıştım.

"Peki öperken bir şey hissettin mi? Mesela kalbim hızlanıyor mu? Dünya'da tek o varmış gibi hissediyor musun? Zaman duruyor, onun varlığı seni her şeyden alıkoyuyor mu? Düşünmene engel oluyor mu?"

Sarp soruları o kadar yaşayarak sormuştu ki hayret içinde kalmıştım.

"Beni bir unut. Sen bunları mı hissediyorsun?" diye sordum.

Sarp cevap veremeyince "Ben cevabımı aldım." dedim.

"Ben de aldım." diyen Sarp'a "İyi o zaman." dedim.

"Öyleyse ben gidiyorum."

Sarp'a "Git hadi Sıla'nın yanına. Bu arada odamdaki gizli geçidi aramayı unutma." dedim.

Sarp "Unutmam." dedikten sonra sırıtarak odamdan çıktığında kapı aralıklı kalmıştı.

Kapıyı kapatmak için bir adım atmıştım ki duvara yaslanmış olan Yavuz'u gördüm.

"Hayırdır?"

"Demek Kayra MIT ajanı." diye gülen Yavuz'a "Dalga geçme." dedim.

"Bir de polis olacaksın. Sahte bir kimliği fark edememişsin." diye gülen Yavuz ile "İnandırıcı gözükmüştü." dedim.

"Senin zayıf noktanı kullanmasına izin verdin. Seni parmağında oynattı. Kimse göründüğü gibi değildir. Bu hayatta kimseye güvenmeyeceksin."

Bu dediğine sinir olurken çaktırmamak için zoraki bir şekilde gülümsedim.

"İstersen sana yardım edebilirim." diyen Yavuz'a gülerek bir adım attım.

Onun daha önce bana yaptığı gibi dibine girdim.

"Kimse göründüğü gibi değildir. Bu hayatta kimseye güvenmeyeceksin." diye fısıldadım.

Yavuz kafasını öne eğerek gülünce "O küçük beynin bunu anlayamıyor değil mi? Ah, çok salaksın." dedim.

Bana baktıktan sonra "Demek benim sözlerimi bana kullanıyorsun." dedi.

"Aynen öyle, şimdi de seni kovuyorum." dedim.

Yavuz, "Ama ben seni odamda misafir etmiştim. Sen niye kovuyorsum beni?"

Gülerek "Eh yavaş yavaş öğreniyorum. Bugünlük bu kadar yeter." dedim.

"Öyleyse bana müsaade." dedi ve yaslandığı yerden doğruldu.

"Görüşürüz." dedim ve kapımı kapattım.

Odada yalnız kaldığımda yatağın yanında yere eğildim.

Kayra'nın dediği gibi benim de yatağımın altındaki betonda kırıklar vardı.

Yatak altına sığacağım kadar yüksekti. Yatağın altına girdim ve beton parçalarını yukarı kaldırdım.

Tahmin ettiğimiz gibi gizli geçit buradaydı. Yine akıllı kilitti.

Kayra'nın yaptığı gibi kilit yerine toprak döktüm ve olabilecek şifreleri denemeye başladım.

Yaklaşık yarım saat sonra şifreyi bulmuştum. Şifre 1756 idi. Acaba bu şifrelerin bir anlamı var mıydı?

Beton parçalarını geri yerine yerleştirdikten sonra yatağa oturdum.

Acaba bugün sıra kimdeydi? Daha da önemlisi hedefi şimdi?

Ölümüne OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin