Endişelendin

594 95 64
                                    

"Saat on bir, çift sıfır. İyi geceler!"

Duyurunun ardından Yavuz ayağa kalktı ve "Ben işimi halledeyim." dedi.

"Söz ver, öldürmeyeceksin." dedim.

"Söz veriyorum."

Yavuz yanağıma bir öpücük bıraktıktan sonra odadan çıktı.

Kapıyı kilitlediğinde kaşlarımı çattım. "Yavuz!"

"Öldürmeyeceğim ama sana bir daha dokunamayacak da." diyen Yavuz ile kapıyı gittim ve "Aç şu kapıyı." dedim.

"Seni seviyorum!"

Yavuz'dan Devam

Selim'in odasına geldiğimde kilidi açtım. Kapıyı açtığımda Selim koltukta arkasına yaslanmış bana bakıyordu.

"Demek bugün sıra bende."

Anahtarı kapının arkasından alırken "Evet, öyle." dedim.

Selim ayağa kalkarken anahtarı içeriden kapıya taktım.

"İşi odada mı halletmek istiyorsun?" diye soran Selim'e "Evet, öyle yapacağım." dedim ve kapıyı kilitledim.

"Ee."

"Bana bir saniye ver. Düşünüyorum." dedim.

Selim kaşlarını çatarken "Ne düşünüyorsun? Saldırsana!" diye bağırdı.

"Karna ve göğse tekme, boğazlama, burnu kanatmak..."

"Ne sayıyorsun sen?" diye soran Selim'e "Begüm'e neler yaptığını. Çünkü aynılarını sen de yaşayacaksın. Hem de fazlasıyla." dedim ve el parmaklarımı kütlettim.

Selim bana doğru bir adım attığında yapacağı hamleyi tahmin etmiştim.

Yumruk atmak için hazırlanırken yumruk atacağı kolun omzuna sert bir yumruk attım.

Omzunun acıdığı her halinden belliydi. Bana doğru bir adım daha attığında sinirleri daha da artmıştı.

Bu benim işime gelirdi. Sinirden düzgün düşünemeyen rakipten daha kolay yenebileceğim başka bir düşman yoktur.

Diğer eliyle yumruk atacaktı ki yana kaydım ve onun aynı hizaya geçtim.

Bana yumruk savurduğu kolunu sıkıca tuttuktan sonra sağ kolumla omzunu tuttum.

Selim ne yaptığımı anlamadan tuttuğum kolunu geriye çektim.

Omzundan o çıt sesini duyduğumda sırıtmaya başladım.

Selim acıyla bağırdığında ensesinden tuttum ve kafasını art arda duvara vurdum.

Burnundan kanlar akmaya başladığında "Bir madde eksildi." dedim.

Selim sinirle karın çevremden tutup beni ittirdiğinde sırtım duvara çarpttı.

Yüzümü buruştururken Selim'in omuzlarından tuttum ve yüzüne dizimle vurdum.

Selim sendelenirken ayak bileğine sertçe tekme attım.

Sırt üstü yere düştüğünde elinin üzerine bastım ve tüm gücümle bastırmaya başladım.

Selim acıyla bağırırken "Bu parmakların ile Begüm'ü boğmaya kalkıştın, değil mi?" diye sordum.

Selim cevap veremezken ayağımı çektim ve karnına tekmeler atmaya başladım.

Selim yerde kıvranırken "Güya çok güçlüyüm diye ortalıkta geziniyorsun. Acınası." dedim.

Yanına eğildim ve bir elimle boğazını tuttum.

Boğazını sıkarken diğer eline de bastım. Hem boğazına hem de eline baskı uygularken Selim sadece kıvranabiliyordu.

Diğer elinin parmaklarını kırdığım için boğazındaki elimi çekemiyordu bile.

Selim nefessiz kalırken boğazındaki elimi çektim.

Öksürmeye başlayan Selim'e "Dua et, Begüm'e bir söz verdim. Yoksa seni öldürürdüm." dedim.

Ayağa kalktığımda ayak bileğine ve dizine bir tekme attım ve üstümü düzelttim.

Selim acıyla bana bakarken "Bizden kimse böyle dövüşmez. Kimsin sen?"  diye sordu.

Gülerek "Kim miyim? Bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceksin." dedim.

Selim yerde kıvranmaya devam ederken kapının kilidini açtım ve anahtarı alıp koridora çıktım.

Anahtarı geri kapının arkasına taktıktan sonra kilitleme gereği duymadım. Her türlü yerden kalkıp yardım isteyemezdi.

Kendi odamın kilidini açtığımda Begüm hızla kapıyı açtı.

Üstümdeki kanı gördüğünde "Sen iyi misin? Yaralanmadın, değil mi?" diye sordu.

"Selim'in kanı, merak etme."

Begüm bana tek kaşını kaldırıp baktığında "Ona ne yaptın?" diye sordu.

"Sadece birkaç kırık ve çatlak. Bir de omzunu çıkarttım. Öldürmedim." dedim.

"İyi ki öldürmemişsin." diyen Begüm'ün beline sarıldım ve "Sen benim için endişelendin mi?" diye sordum.

"Doğal olarak." diyen Begüm ile gülümsedim. Bu kadın beni farkında olmadan çok etkiliyordu.

Ölümüne OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin