"Oo daha neler biliyorum. Bak az önce dediğim konuya açıklık getireyim. Bizi iyi hissetirmesinin yanında öpüşmenin bizi sağlıklı yaptığını savunan bazı araştırmalar da mevcut. Öpüşürken birbirimizden aldığımız ağız bakterileri sayesinde, bağışıklık sistemimiz güçleniyor. Öpüşürken fazladan üretilen tükürük, ağız içerisindeki zararlı bakterileri de yok ediyor. Ayrıca yükselen kalp atışları, damarları genişleterek tansiyonu da azaltmaya yardımcı oluyor."
Yüzümü buruşturdum. "Keşke bunu daha önce söyleseydin. Öpüşmeye karşı tüm bakış açım değişti."
Yavuz, "Hayırdır yoksa beni öpmeyi mi planlıyordun?" diye sordu.
"Hayır, o zaman kimliğini çalmak için Kayra'yı öpmezdim."
Yanlış yerde yanlış bir cümle kurduğumu fark ettiğimde sessizce yutkundum.
"Kayra ile öpüştünüz yani."
"Kısa bir şey, hem öpüşmeyi anlamlı kılan ona yüklediğimiz duygular değil mi?" diye sordum.
"Bunu konuşmak istemiyorum. Anlatmaya devam etmeyeceğim." diyen Yavuz'a "Trip mi atıyorsun?" diye sordum.
"Hayır, anlatmasım kaçtı." dediğinde "Hadi ama Yavuz." dedim.
"Zaten başka bir şey pek kalmadı. İşte öpüşme yüz egzersizi de oluyor. Öpüşme fobisi diye bir şey var. Son olarak öpüşen insanların üçte ikisi başını sağa yaslıyor."
Yavuz'un ruh halinin düştüğünü fark ettiğimde ona yanaştım ve "Beni kıskandın mı?" diye sordum.
"Hayır, niye kıskanayım?"
"Emin misin?"
"Değilim."
"Peki yan yana duran insanlar için de kafayı sağa yatırmak geçerli mi?" diye sordum merakla.
"Bilmiyorum."
Tavır takınmaya devam eden Yavuz'u ayağım ile dürttüm.
Bana baktığında ani bir cesaretle dudağına bir buse kondurdum.
"Ben başımı sağa yatırdım! O zaman üçte ikilik alandaydım." dedim.
Yavuz donmuş bir halde bana bakarken "Denemeden bilemeyeceğimizi söylemiştin." dedi.
"İlk olarak denemeden önce söylemen gerekmez miydi?" diye sordu.
Sırıtarak "Bir dahakine söylerim." dedim.
Yavuz, "Yani bir kez daha yapacaksın." dediğinde "Neden olmasın." dedim.
"İkinci olarak da ben öpüşmeden bahsediyorum. Öpücükten değil. Hiç dinlemedin mi beni?" diye sordu.
"Yine de denemem doğru değil mi?" diye sordum.
"Hayır ama ben sana öğreteceğim." dediğinde bana doğru yaklaştı.
Ne yapacağımı bilemeyerek ona bakarken "Cesaretin bir anda son mu buldu?" diye sordu.
Hiç düşünmeden "Evet." dedim.
Ellerini belime koyup beni kendine yakınlaştırdığında "Nasıl?" diye sordum.
"Bu öpüşme konusunu sana iyice öğrettikten sonra zincirlerden nasıl kurtulacağını sana anlatayım."
"İlayda geldiğinde bağlı olacaksın diye o kadar endişelendim. Niye kaçabileceğini söylemedin?" diye sordum.
"O zaman eğlenceli olmazdı." dediğinde "Pisliksin Yavuz!" dedim.
Yavuz sanki mümkünmüş gibi bana daha çok yakınlaştığında "Anlamadım." dedi.
"Hiçbir şey demedim."
Yavuz bu dediğime gülerken çenemden tutup yüzümü yüzüne çevirdi.
Zaman sanki durmuştu. Sadece o ve ben vardım. Bana bakışları içinde kaybolmuştum.
Zaman duruyor, onun varlığı seni her şeyden alıkoyuyor mu?
Yavuz bana doğru yaklaşmaya başladığında gözlerimi kapattım.
Dudaklarını hissettiğimde kalbim yerinden çıkmıştı sanki.
Yavuz alt dudağımı hafifçe emerken elleri zincirlere gitmişti.
Ne yaptığını görmek için ondan ayrılacaktım ki fırsat tanımadı.
Nefesim tükenirken Yavuz bunu fark etmiş olmalı ki benden ayrıldı.
"Ben de kafamı sağa yatırdım. Bu arada biyolojik eşimi bulmuş gibi hissediyorum." diyen Yavuz ile "Salaksın." dedim.
"Bunu zincirlerini çözen adama da söylemezsin." diyen Yavuz ile hayretle zincirlere baktım.
"Nasıl?"
"Orası da bana kalsın. Zincirleri elini çıkarabileceğin kadar gevşettim ama elini sakın çıkarma. Bir planım var." dedi.
"Ne planı?" diye sordum merakla.
"Anlatayım."
![](https://img.wattpad.com/cover/294647505-288-k393709.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümüne Oyun
ChickLitTek bağlantısı cinayetin sadeliği olan üç cinayeti araştıran polislerimiz dava üzerinde çalışamadan ilginç bir şekilde açığa alınırlar. Cinayetin baş şüphelisinin eski bir tanıdığı olduğunu fark eden baş karakterimiz onun kim olduğunu hatırlamak içi...