Ölümüne Oyun

Kimsin

"Plan ne?" diye sordum.

"İlayda geldiğinde beni göremeyeceğince şaşıracak, sen de kaçtığımı söyleyeceksin. O beni aramak için geldiğinde arkadan saldırıp zincirle onu durduracaksın."

"Heyecanlandım." dedim sırıtarak.

İçeriden sesler yükselirken Yavuz, "Planın devamını İlayda'yı yakaladıktan sonra anlatacağım." dedi.

Tam bir şey diyecekken Yavuz, "Gitmem lazım, İlayda beni görmesin." dedi.

Bir adım atmıştı ki geri bana döndü ve "Az kalsın unutuyordum." dedi.

Anlamayarak Yavuz'a baktığımda Yavuz yanağımdan öpüp hızla uzaklaştı.

Bu yaptığı beni gülümsetirken İlayda binadan çıktı.

Sinsi sırıtışı ile yanıma geliyordu ki Yavuz'un olmadığını gördü.

"O nerede?" diye sorduğunda "Hiç öyle sıkıldı, dolaşmaya gitti." dedim gülerek.

"Sen benle dalga mı geçiyorsun?" diye sorarak üzerime yürüyen İlayda'ya "He, dalga geçiyorum." dedim.

İlayda sinirle bana tokat attığında "Yok, ben dayanamayacağım." dedim ve elimi zincirden çıkardım.

İlayda bana şaşkınlıkla bakarken elimi kütlettim.

"Hadi, gel." dedim.

İlayda bana bir yumruk savurduğunda yana kaydım ve tam boğazına yumruk attım.

İlayda nefesi kesilerek bir iki adım gerilediğinde daldan zinciri aldım ve ucunu elime doladım.

İlayda yenice kendine gelirken zincirle ayak bileğine vurdum.

İlayda sendelenirken çelme taktım ve sırt üstü düşmesini sağladım.

İlayda acıyla kıvranırken zincirle onu sıkıca bağladım.

"Galiba en güç kaçan kişi ben oldum." diyerek gülen Yavuz'a "En kolay kaçan da benim galiba." dedim.

Birlikte buna gülerken İlayda sinirle "Bırakın beni!" diye bağırdı.

Yavuz'un zincirini de aldım ve İlayda'yı ayağından ağaca bağladım.

"Öldüreceğim sizi!" diye bağıran İlayda'ya "Sus artık." dedim.

"İmdat! İnsan öldürüyorlar!" diye bağıran İlayda'ya Yavuz ile tuhafça bakmaya başladık.

"Kimsenin gelmeyeceğinin farkında mı?" diye sordum.

"Onu geç, bu oyunun amacını biliyor mu? Hani adam öldürmek için toplandık burada." dedim.

"Sizi bitireceğim! Babam hepinizi gebertecek!" diye bağıran İlayda'nın ağzına küçük bir kozalak soktum.

Yavuz bana şaşkınlıkla bakarken "Çok gereksiz konuştu." dedim.

"O zaman gidip planın devamını getirelim." dedi Yavuz ve elimi tuttu.

Beni binaya sürüklerken "Nereye gidiyoruz?" diye sordum.

"İki saniye sabret." diyen Yavuz ile koridorda yürürken "Merak ediyorum." dedim.

"O zaman merak etmeye devam edebilirsin." diyen Yavuz'a "Sağ ol be." dedim.

Yavuz'a trip atarak yürümeye başladığımda Yavuz, "Trip mi atıyorsun?" diye sordu.

"Evet." dedim.

"Bak bak." diyerek belime sarılan Yavuz'a "Sen de ne temas bağımlısı çıktın?" diye sordum.

"Beğenemedim mi?" diye soran Yavuz'a "Beğendim, beğendim." dedim.

"Ben de seni beğendim."

Yavuz'a gülümseyerek "Fenasın." dedim.

Kayra'nın odasından gürültü geldiğinde kapısına yaklaşıp "Uyanık mısın?" diye sordum.

İçeriden cevap gelmediğinde dışarıdan kilidi çevirdim ve kapıyı açtım.

Kayra'nın koltuğa oturmuş ayağını titreterek oturduğunu görünce "Gelebilir miyim?" diye sordum.

"Gel, gel."

Yavuz'a "Birazdan geliyorum." dedim ve Kayra'nın odasına girdim.

"N'oldu?" diye sordum.

"N'oldu mu? Begüm gerçekten n'oldu diye mi soruyorsun!" diye bağıran Kayra ayağa kalktı.

"Lan iki gün önce benimle yakındın. Ne oldu da başka bir adamla böyle yakınlaştın?" diye bağıran Kayra'ya sinirle "Yalan söyleyen sensin!" diye bağırdım.

"Ne yalanı?" diye soran Kayra'ya "Güya MIT ajanıydın! Kimliğin sahteymiş!" diye bağırdım.

"O gün bilerek bana yaklaştın! Beni sevdiğin için değil, kimliğimi çalmak için."

"Senin amacın neydi peki? Bana, bize yalanlar söylerken amacın neydi? Küçükken seninle olan dostluğumuzu kullanarak benimle iş tutmaya çalışmanın amacı neydi?"

Kayra bana cevap vermekten "Cevap ver! Sen kimsin?" diye bağırdım.

"Ben kim miyim, gerçekten öğrenmek mi istiyorsun?" diye soran Kayra'ya "Evet, bilmek istiyorum. Kimsin?" diye sordum.