Görevliler hızla odaya girerken Kayra bilincini kaybetmişti. Bunun sebebi Sarp mı Yavuz mu? Net bir şey demek zordu.
"Burada neler oluyor?" diye bağıran görevli ile herkes durdu.
"İlk kuralı çiğnediniz." diyen görevli, hepimize kısaca göz attı.
"İlk kuralı çiğnemenin cezasını hatırlayan var mı?" diye soran görevli ile Yavuz doğruldu.
Elindeki kanı üzerine sildikten sonra "Gayet net hatırlıyorum." dedi.
"O zaman." diyen görevli silahına yönelmişti ki Sarp, "Ben bir şey daha hatırlıyorum." dedi.
Onun sözüne Yavuz devam etti. "Bugün bizi odamıza girdirtmeyen sizsiniz."
"Çünkü siz cezalıydınız!"
Sinirle bağıran görevliye "Kuralları da bize siz verdiniz. Kapısının kilidini açık bıraktığınız kişi başka kilitler açabilir. Aynı zamanda hedef olan kişiler de kapı açabilirdi." dedim.
"Bugün hedef olan kişi benmişim!" diyen Yavuz, Sarp'a baktı ve "Sarp'ın kapısını açtım." dedi.
"Kapısı açılan kişinin odasından çıkamayacağına dair bir şey dendiğini hatırlamıyorum." dedi Sarp.
Bakışlar beni bulduğunda "Beni odama bile sokmadınız ki." dedim.
"Bu yerdekinin hali ne?" diye sordu görevli.
"Hiçbir fikrim yok." dedim.
Sarp, Kayra'ya bir bakış attıktan sonra "Geldiğimde böyleydi." dedi.
"Ben de şok içindeyim. Ne oldu bilmiyorum."
Yavuz'un dediği ile görevli üzerindeki kanı işaret ederek "Şok içindeyken mi oldu?" diye sordu.
"Şok içindeyken yardım etmeye çalışırken oldu."
"Öldü mü?" diye sordu görevli.
"Sadece bayıldı." dedi Yavuz.
"Herkes odasına dağılsın." diyen görevlinin üzerine "Biz de mi?" diye sordum.
Görevli kısa bir süre düşündükten sonra "Her türlü öleceksiniz. Siz de gidin." dedi.
Bu söylediği dikkatimi çekerken Sarp ve Yavuz'a baktım.
Onların da dikkatini çekmişti bu söylediği söz.
"Her türlü öleceksiniz."
Bunu bilemezdi. Bu oyunda herkes eşit şartlar altındaydı.
Tabii tahmin ettiğimiz gibi kurucu aramızdan biriyse burada kendi yerine birini aramıyordu.
Buradaki insanlar ile denek faresi edasıyla oynuyordu.
"Öyleyse gidelim." dedim ve Yavuz'un elinden tutup onu hızla çekiştirmeye başladım.
Yavuz daha öncesinde kurucunun kim olduğunu bildiğini iddia etmişti. Bazı parçaları yerine oturtma zamanı gelmişti.
Yavuz'un odasına girdiğimizde Sarp da kendi odasına gitmişti.
Yavuz kapıyı kapattıktan sonra "Oyunun kurucusu bizi kesinlikle öldürtecek. Her şey yalan, ya buradaki insanlardan bir şeyin intikamını alıyor ya da bu durumdan zevk alıyor." dedi.
"Söyle, kurucu kim? Bildiğini iddia etmiştin." dedim.
"Şimdi o konu biraz karışık."
"Nasıl? Kim olduğunu biliyor musun, bilmiyor musun?"
"Biliyorum ama bilmiyorum." Ne demek istiyordu? Bir yandan bilirken diğer yandan nasıl bilemiyordu?
"O nasıl oluyor?" diye sordum.
"Aradığımız kişinin ismi Deniz Özkan."
"Yarışmacıların hiçbirinin adı Deniz değil." diye mırıldanırken neyden bahsettiğini anlamıştım.
"Aynı zamanda hiçbir personelin ismi Deniz değil." dedi Yavuz.
Ofladım ve yatağa oturdum.
"Birisinin ismi sahte ve Deniz ismi unisex bir isim. Herkes olabilir." dedim.
Yavuz yanıma otururken "Hem de herkes." diye mırıldandı.
"Şimdi Sarp değil. Ben değilim." dediğimde Yavuz, "Ya ben?" diye sordu.
"Bilmem, sen söyle." dedim.
"Tabii ki değilim, Begüm. Böyle bir canilik yapacak biri değilim." dediğinde "Ama böyle canice bir oyuna katılacak birisin." dedim.
Yavuz ne cevap vereceğini bilemezken gözlerinin içine baktım.
"Kayra'nın senin hakkında dediği her şey yalanmış. Kendini tanıtmış bize. Öyleyse sen kimsin?" diye sordum.
"Kayra benim için onca kötü şey söyledi ama sen yine de beni sevdin." diyen Yavuz hafiften gülümsüyordu.
"Soruma cevap ver, Yavuz. Buradaki herkes hakkında az buz fikrim var ama senin kimliğin hakkında isminden başka bir şey bilmiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümüne Oyun
ChickLitTek bağlantısı cinayetin sadeliği olan üç cinayeti araştıran polislerimiz dava üzerinde çalışamadan ilginç bir şekilde açığa alınırlar. Cinayetin baş şüphelisinin eski bir tanıdığı olduğunu fark eden baş karakterimiz onun kim olduğunu hatırlamak içi...